TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Kurulda görüşmeleri devam eden Askeralma Kanunu Teklifi'ne ilişkin, "En son, partimizin iktidar partisiyle görüşmeleri neticesinde 460 bin bakaya bir kereye mahsus olmak üzere bedelli askerlikten faydalanacak. Bir tarih konulacak, o tarihe kadar başvuranlar bu yasadan yararlanmış olacaklar." dedi.
Özkoç, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Askeralma Kanunu Teklifi'nin görüşmelerinin Genel Kurulda devam ettiğini hatırlatan Özkoç, "Yaklaşık 80 maddeye ulaşmış ordu ile ilgili yapılandırmanın Genel Kuruldaki görüşmeleri bugün itibarıyla bitecek. Son oylama ne zamana kalır, ne zaman Resmi Gazete'de yayımlanır, bütün bunların kararını verecek olan iktidar partisidir." ifadelerini kullandı.
Kanun teklifinin görüşmelerinin bugün de devam edeceğini belirten Özkoç, "En son, partimizin iktidar partisiyle görüşmeleri neticesinde 460 bin bakaya bir kereye mahsus olmak üzere bedelli askerlikten faydalanacak. Bir tarih konulacak, o tarihe kadar başvuranlar bu yasadan yararlanmış olacaklar. Böylece bakayanın da geride artık söyleyebileceği bir söz kalmayacak ve yasal olarak da bir işlem yerine getirilmiş olacak." diye konuştu.
CHP'li Özkoç, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin "Genelkurmay çatı davası"nda verilen kararları değerlendirirken, şunları söyledi:
"Herkesin vicdanı rahat mı? Herkes bu işin içindeyken hiç mi siyasi yoktu? Hiçbir milletvekili, siyasi, bakan bu işe bulaşmamış mıydı? FETÖ olimpiyatlarına yardımcı olan ve arsalar tahsis eden, Bülent Arınç'ın söylediği gibi, belediye başkanlarının bunlarda hiç suçu yok muydu? Suçlu olanlar sadece Bank Asya'ya para yatıranlarla esnaf, polis, memur, generallerdi ama siyasetçi yoktu.
Gerçekten vicdanlarımız rahat değil, vicdanımız kanıyor. CHP olarak bütün darbelere karşıyız ve dimdik karşısında durmaya devam edeceğiz. Darbeye kim karışmışsa cezasını alması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz, siyasileri asla gözardı etmeyeceğiz. Hangi siyasi partiden olurlarsa olsunlar, terör örgütlerine yardımcı olan, masum generalleri içeride tutan, darbeci generalleri göreve getiren, şehit verilmesine neden olanların peşini bırakmayacak, bu ülkede gerçekten suçlu olanların cezalandırılmasının takipçisi olacağız."
- "En çok güvendiğimiz anket milletimizin İmamoğlu'na gösterdiği ilgi"
Özkoç, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yönelik anketlere ilişkin soru üzerine Engin Özkoç, şöyle konuştu:
"Anketlerin bazen çok yanıldığını, bazen de çok az farklarla tuttuğunu görüyoruz. Bizim en çok güvendiğimiz anket milletimizin bize, Ekrem İmamoğlu'na gösterdiği ilgidir. Anketlere bakarak değil, sandığa, ülkemizin geleceğine, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkarak bu işleri takip etmeliyiz. Eğer sandığa, gerçekten demokrasiye sahip çıkarsak ve haksızlıklara karşı durursak o zaman bu anketlerin çok çok üstünde sayılarla demokrasi ve özgürlük kazanacaktır. Bugün verilen mücadelenin, sandıkta anketlerin de üstünde çok büyük bir başarıyla çıkacağına inanıyorum."
Özkoç, Askeralma Kanunu Teklifi'nin oylamasının gelecek hafta salı günü yapılacağına yönelik açıklamaların sorulması üzerine de CHP olarak iktidar partisiyle görüşerek "yaklaşık 800 bin kişiyi ilgilendiren ve ordunun zafiyete uğramasına neden olabilecek 12 maddede" değişiklik yapılmasını sağladıklarını anlattı. Özkoç, "Artık takdir iktidar partisinindir." dedi.
- "AKP'nin seçim stratejisi çamur at izi kalsın"
Özkoç, bir gazetecinin eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'na ait olduğunu iddia ettiği tweetin, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından paylaşıldığını anladıktan sonra İmamoğlu'ndan özür dilediğini anımsatarak, görüşlerini sorması üzerine şunları söyledi:
"AKP'nin İstanbul seçim stratejisi çamur at izi kalsın. Cumhurbaşkanı da aday Binali Yıldırım da söylüyor; 'kim çaldı, nasıl çaldı, bilmiyoruz. Bu bir siyasi terimdir.' Yani diyorlar ki 'Biz çaldı diyelim de onlar buna karşılık versin. Çamur atalım, lekesi kalsın.' diyorlar. Ellerinde belge ve delil yok. YSK'nin aldığı karar zaten hukuka aykırı, baskıyla alınmış bir karar. YSK Başkanı'nın da 'evet' diyemediği bir karar."
Metiner'i tanıdıklarını belirten Özkoç, "Metiner pişkinliği ve siyasi ahlaksızlık konusunda duayen bir kişidir. O konuda kendisine yakışan tavrı sürdürüyor. Attığı tweetten sonra 'Biz özür dilemesini biliriz.' diyor. O söylememiş ama 'Ben hatamı kabul ediyorum, onlar da kendi hatalarını kabul etsin.' diyor. Bunun Türkçedeki adı pişkinliktir, siyasi ahlaksızlıktır." ifadelerini kullandı.
- "Sayıştaydan neden İçişleri Bakanı ile ilgili ses çıkmıyor?"
CHP'li Özkoç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Sayıştaya yönelik sözlerine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Buradan Cumhurbaşkanı'na soruyorum; Sayıştayda görev yapanlar Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimleri. Sayıştayın hakimlerine 'cins' diyen bir İçişleri Bakanı var. Sayıştay Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarına ilişkin açıklama yapıyor. Sayıştaydan neden kendilerine 'cins' diyen İçişleri Bakanı ile ilgili tık diye bir ses çıkmıyor? Kendilerine yakıştırdıkları için mi onurlarına dokunmadığı için mi ya da Soylu haklı olduğu için mi? Bunları yakından takip ediyoruz ve merak da ediyoruz."
- "Katar, ABD ile beraber Kıbrıs Türklerinin bütün haklarını gasp ediyor"
Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekrem İmamoğlu'nu "Sisi"ye benzettiği anımsatılarak, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugün Müslüman Kardeşler ile bu kadar yakından bir bağ kurmasını, hamiliğini üstlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin menfaatleriyle ilgili değil kişisel algılarıyla konuşuyor. Bazen köpürüyor, söylediklerinin ne anlama geldiğini bilmeden atıyor tutuyor, Türkiye'ye verdiği zararın ölçüsünü gerçekten bilmiyor. Türkiye'nin dış politikada itibarı kalmamıştır. ABD bize ültimatom çekiyor. Karşı verdiğimiz mektup kamuoyuyla paylaşılmıyor, ne dediğimiz bilinmiyor. Doğu Akdeniz'de tamamen duvara çarpmış durumdayız. Tank palet fabrikamızı, ordumuzun sanayisini Katar ordusuna emanet ediyoruz ama Doğu Akdeniz'de Katar, ABD ile beraber hem Kıbrıs Türklerinin bütün haklarını gasp ediyor hem de Türkiye'ye meydan okuyor. İçler acısı bir durumdayız. Sadece içeride değil dışarıdaki itibarımız da tamamen yok olmuş durumda."
Özkoç, "bu tür bir dış politikanın ancak diktatörlüklerde görülebileceğini" öne sürerek, "Ülkemizdeki bu yönetim anlayışına bu yüzden diktatörlük diyoruz. Cumhurbaşkanlığı yaparken genel başkanlık yapamazsınız. AKP Genel Başkanlığı, cumhurbaşkanının önüne geçmiştir. Bu da Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkomutanı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı makamının artık ülkemiz için geçersiz olduğunu gösteriyor." diye konuştu.