CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç:

"Hem Sayın Abdullah Gül'ün hem de Sayın Davutoğlu'nun açıklamaları çok dikkat çekicidir ve önemlidir. İktidar partisinin bir zaman başbakanlığını, cumhurbaşkanlığını, milletvekilliğini yapmış bütün kesimlerden bu alınan kararın hiçbir vicdana sığmayacağı,

TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul seçiminin yenilenmesi kararına yönelik paylaşımlarına ilişkin, "Hem Sayın Abdullah Gül'ün hem de Sayın Davutoğlu'nun açıklamaları çok dikkat çekicidir ve önemlidir. İktidar partisinin bir zaman başbakanlığını, cumhurbaşkanlığını, milletvekilliğini yapmış bütün kesimlerden bu alınan kararın hiçbir vicdana sığmayacağı, Türkiye Cumhuriyeti'ni itibarsız, hukuksuz bir konuma sokacağı konusundaki uyarılar dikkate alınmalıdır." dedi.

Özkoç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

YSK'nin İstanbul seçimlerine yönelik takvimini gösteren Özkoç, "Sandık kurullarının teşkiline dair ilçe seçim kararlarına karşı yapılan itirazın il seçim kurulunca kesin olarak karara bağlanmasının son günü, 2 Mart 2019. Bu tarihe kadar kimse itiraz etmedi. Hangi gerekçeyle İstanbul seçimlerini iptal ettiniz, itirazı kabul ettiniz ve tekrar seçim yaptırıyorsunuz? 2 Mart son günse, kimse itirazda bulunmadıysa tam kanunsuzlukla ilgili değilse nasıl iptal ediyorsunuz?" diye konuştu.

Özkoç, YSK'nin 31 Mart seçimlerinde sandık kurullarında görevlendirilen kişilere yönelik kararını da eleştirerek, "YSK'nin 130 sayılı genelgesi var. Sandık başında görevlendirilen memurların iki katı kadar memur görevlendirmesini talep ediyor oradaki hakim. Onların arasından kura ile belirliyor. Bu şekilde mümkün olmadığında, eksiklikler ilçe seçim kurulu başkanı tarafından o çevrede bulunan ve sandık kurullarında görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler tarafından tamamlanır. 'İlla memur olması gerekir.' demiyor. Tamamlayacak olan YSK'nin sandıkta görevlendirdiği hakim. Hangi gerekçe ile iptal ediyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

Kamu görevi ile ilgili olağanüstü başvuru süresi dolmasına rağmen bunun tam kanunsuzluktan değil, olağanüstü itiraz olarak kabul edilmesinin, İstanbul'un ilçeleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptalinin önlenmesine yönelik bir hareket olduğunu savunan CHP'li Özkoç, İstanbul seçimlerinde bir zarfın içerisindeki 4 oy pusulasından sadece birine ilişkin iptal kararı alınmasının "hukuk katliamı" olduğunu ileri sürdü. Özkoç, "Eğer bu süreç, bu şekilde devam eder, bugün yapılan itirazlarımıza da müspet cevap verilmezse, Türkiye Cumhuriyeti için 6 Mayıs kara bir gün olarak tarihe geçecektir." dedi.

- "Cumhurbaşkanlığı yetkilileri sanatçıları fişleyemez"

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iş dünyasını tehdit ettiğini" öne süren Özkoç, "İş dünyası diyor ki, 'Bu doğru bir şey olmamıştır.' Bunu esnaf, akademisyenler, üniversiteler, memur, işçiler, öğretmenler söyleyebilir. Bunu yasaklamak doğru bir şey midir? Değildir. Siyasileri milletimiz seçiyor. Seni seçerken siyasetle ilgilenmesi doğru da sen yanlış yaptığın zaman yanlışını söylemesi mi hata oluyor?" diye konuştu.

Söz konusu çevrelerin CHP'yi veya Millet İttifakı'nı eleştirmesi halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tehdit edilmeyeceğini savunan Özkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bizi eleştirirseniz bir cumhurbaşkanı sıfatıyla 'Size bunun bedelini ödettirim.' deme hakkını kim, hangi yasa veriyor? Bu nasıl bir vicdandır? Bu nasıl bir cumhurbaşkanlığı yetkisidir? Cumhurbaşkanı, hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti insanlarını özgürce fikirlerini söylemesinden dolayı tehdit edemez. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri sanatçıların özgürce kendilerini ifade etmeleriyle ilgili onları fişleyemez. Sanatçılar kendi düşüncelerini özgürce söylerlerse, sanatlarını özgürce yerine getirirlerse, resim, film yaparken, şiir yazarken hem siyaseti hem toplumu, bütün dünyayı, evreni içine alacak eleştirisel gözle bakarlarsa o zaman sanatçıdır ve değerlidirler. Siz bunu hangi hakla engelleyebilirsiniz? Bunu şiddetle kınıyoruz."

- "Hukuksuzluk meşrulaştırılıyor"

CHP'li Özkoç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, YSK'nin İstanbul seçimlerine yönelik kararına ilişkin sosyal medya paylaşımı hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Hem Sayın Abdullah Gül'ün hem de Sayın Davutoğlu'nun açıklamaları çok dikkat çekicidir ve önemlidir. Sayın Abdullah Gül, kendisinin bugüne kadar başına gelenlerle ilgili hukuksuzluklara da atıfta bulunarak bir değerlendirme yapmıştır. İktidar partisinin bir zaman başbakanlığını, cumhurbaşkanlığını yapmış, milletvekilliğini yapmış bütün kesimlerden bu alınan kararın hiçbir vicdana sığmayacağı, Türkiye Cumhuriyeti'ni itibarsız, hukuksuz bir konuma sokacağı konusundaki uyarılar dikkate alınmalıdır. Toplumumuz ve iktidar tarafından da dikkate alınmalıdır. 'Seçimleri kaybederiz ama hukuksuz şekilde iptal ederiz, bir daha seçim yaptırırız. Bu sefer de şartları değiştirir seçimi kazanırız.' O zaman seçimlerin mantığı kalmıyor. O zaman da hukuksuzluk meşrulaştırılıyor. Buna karşı toplumun bütün kesimleri el birliğiyle karşı çıkmalıyız. Bu açıklamalarından dolayı ayrıca kendilerine teşekkür ediyoruz."

- "Devlet Bahçeli yok hükmündedir"

Özkoç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirileri ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:

"Sayın Bahçeli yok hükmündedir. Sayın Bahçeli, bir zamanlar 'Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapan kişi' olarak değerlendirdiği Erdoğan ile 'Adaletten kaçan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat geren' olarak değerlendirdiği kişiyle 'kamu arazilerini zimmetine geçiren, haysiyet ve inandırıcılığını kaybeden bir kişi' olarak gördüğü kişiyle ortaklık kurmuştur. 'TC'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan kişisin.' demiştir. Bunları kullanırken, 8 Nisan 2014 tarihinde MHP Genel Başkanıydı. Aynı Genel Başkan bu sözleri sarf ettiği Tayyip Erdoğan ile bugün ortaktır. Eğer Tayyip Erdoğan'a bu sıfatları yakıştırıyorsa, bugün onunla ortaklığı kabul eden, onu kucaklayan, onun avukatlığını ve şakşakçılığını yapan bir konuma düşen Devlet Bahçeli'yi millet nasıl sınıflandırır, onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum."

CHP'li Özkoç, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla duyurduğu açıklama ve "yeni bir çözüm süreci"ne yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise "Yeni çözüm süreci var mıdır, yok mudur bilmem. Ama bu kadar tesadüf olur mu, onu sormak lazım. Daha önceden hukukçularına bildirilen metin, açıklandığı gün itibarıyla kayda değer midir, ona bakmak lazım. Bir de Bahçeli'ye sormak lazım; 'ne oluyor kardeşim' diye." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, TBMM Grup Toplantısı'nda YSK hakimlerinin isimlerini okumasının suç unsuru olduğu" yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Özkoç, şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin o günkü başbakanını ve ilgililerini vatana ihanetle, kendi parasını çocuklarına zimmetle, şehitlerin baş müsebbibi kişiyle masaya oturmakla suçlayıp 'bu vatan hainidir.' diyerek, kendi grup toplantısında yuhalatırken değil de, şimdi kendilerinin kurduğu, ortak olduğu kumpası açıklatırken suç sayıyor olması düşündürücüdür. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Devlet Bahçeli, şunun için yok hükmündedir; siyaset, doğru dürüst sözünün arkasında duran insanların işidir, dün söylediği dünde kaldı. 'Alçaktır, vatan hainleriyle beraber, milliyetçiliği ayaklar altına alan adamdır. Ama bugün, o günü unuttum. Sadece kendi siyasi varlığımı sürdürebilmek için bu adamı savunuyorum, avukatlığını yapıyorum' demek bir siyasetçiyi artık siyaset sahnesinde yok hükmünde sayar. Milletimiz de artık bunu görmüştür. Sayın Devlet Bahçeli'nin ne Türkiye ne dış dünya ne de siyaset dünyasında artık bir itibarı söz konusudur."


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri