CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Meclis'in temmuz ayı sonuna kadar çalışması yönünde bir kararlılık olduğunu belirterek, "Buna bir itirazımız yok. Bizim niyetimiz temmuz sonuna kadar özellikle çıkması beklenen temel yasaların çıkmasıdır. Çalışanların şartlarının düzeltilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi noktasında biz de katkı vermeye devam ediyoruz." dedi.
Meclis'te parlamento muhabirleriyle bir araya gelen Emir, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
AK Parti'nin hazırlıklarını sürdürdüğü 9. Yargı Paketi'nin içeriğine ilişkin değerlendirmesi sorulan Emir, taslak içerisinde asla kabul edemeyecekleri bazı hükümlerin yer aldığını, bunların başında da "etki ajanlığı" maddesinin geldiğini söyledi.
Etki ajanlığının, sınırları belli ve öngörülebilir olmayan bir madde olarak karşılarına çıktığını ifade eden Emir, "Bunun savcılara bir 'maymuncuk' olarak verildiği ve savcıların gerektiğinde istedikleri kapıyı onunla açabilecekleri, istediklerini yargılayabilecekleri, istediklerini tutuklayabilecekleri ve 'sen devletin aleyhine çalışıyorsun' diyebilecekleri bir alan yaratıyordu. Hukuk devletinde böylesine öngörülemez, belirliliği olmayan ceza maddeleri olamaz." diye konuştu.
- "Etki ajanlığının 9. Yargı Paketi'nde yer almayacağı sözü verildi"
Ceza maddelerinin sınırları belli, kesin, açık, öngörülebilir olması gerektiğini belirten Emir, "Mutlulukla geldiğimiz noktada 9. Yargı Paketi'nde bunun yer almayacağı sözü bize verildi. Biz de bundan mutlu olduk. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un en önemli kolonlarından biri olan 'zorlama hapsi'nin de kaldırılacağı, kadın haklarında bir geriye gidiş olacağı kaygısı da oluşmuştu. O konunun da yer almayacağı sözü verildi. Biz bu gelişmeden memnunuz." sözlerini sarf etti.
Meclis'in çalışma takvimine ilişkin soru üzerine Emir, "Şu andaki kararlılık temmuz sonuna kadar Meclis'in çalışacağı yönünde. Bizim buna bir itirazımız yok. Bizim niyetimiz temmuz sonuna kadar özellikle çıkması beklenen temel yasaların çıkmasıdır. Çalışanların şartlarının düzeltilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi noktasında biz de katkı vermeye devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Erdoğan-Özel görüşmesinin etkileri birçok alanda görülebilir"
Emir, 9. Yargı Paketi'ndeki tartışmalı maddelerden vazgeçilmesi noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in görüşmesinin bir etkisinin olup olmadığına ilişkin soruya şu karşılığı verdi:
"Sayın Genel Başkanımızın, Sayın Cumhurbaşkanı ile iki defa görüşmüş olması, bizim 'normalleşme süreci' olarak tarif ettiğimiz, halkın gerçek gündeminin masa üstüne gelmesi ve bunların çözüm yolları ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanının önüne konması çok değerli. Bu görüşmenin kendisi bile başlı başına anlamlı. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ile birinci partisinin Genel Başkanının bu kadar sorun varken yan yana gelmemesi, sorunları baş başa konuşmaması elbette düşünülemez. Bu değerlidir. Bunun bu süreçle ilişkilendirilmesi gibi dünkü bu gelişmeye katkı vermesi elbette mümkün. Birçok alanda etkilerinin görülebileceğini düşünüyorum ve umuyorum. İstişareler, oradaki görüşmeler, atılan kimi adımlar ya da henüz atılmayan ama umutla beklediğimiz adımlar Türkiye'ye dalga dalga yayılır. Parlamentoda, bakanlıklarda, alt seviyelerde mutlaka bir karşılık bulacaktır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün yaptığı açıklamaya ilişkin değerlendirmesi sorulan Emir, şu görüşleri paylaştı:
"Sayın Bahçeli net mesaj vermiyor, sembolik mesajlar üzerinden tartışılmasını istiyor. Daha önce Ferdi Tayfur şarkısı ile mesaj vermişti. İki gün önce yüzüklü, dosyalı bir resim paylaşmıştı. Bunların öylesine yapıldığını düşünemeyiz. Mutlaka içinde bir mesaj var. Herkes baktığı yerden bir şeyler anlamaya çalışıyor. Biz, Sayın Bahçeli'nin mesajını üstümüze almıyoruz. Biz normalleşme sürecini açık yürütüyoruz, iletişimini açık yapıyoruz. Neleri konuşacağımızı, neleri hangi sırayla konuşacağımızı dahi söylüyoruz. Bu normalleşme sürecinin hedeflerini tarifliyoruz. Bunların içerisinde elbette ki bir ittifak arayışı yok. Bizim Sayın Bahçeli'nin sözlerini üzerimize alınmamız için hiçbir sebep yok. Sayın Bahçeli açıkça 'AK Parti içerisindeki kimi suyu bulandırmaya çalışan odaklar' diyerek bir hedef de gösteriyor. Biz o tartışmanın da bir parçası değiliz. AKP ile ittifak halindeler. Burada kararlılıkla yürüyeceklerini söylüyorlar. Bundan da rahatsız değiliz. İki ittifak ortağı arasındaki bir mesele. Kendi aralarında tartışacakları bir mesele."
- Sinan Ateş cinayeti
Sinan Ateş'in siyasi bir cinayete kurban gittiğini, Ankara'nın ortasında, herkesin gözü önünde katledildiğini belirten Emir, CHP olarak bu olayda da hak ve hukukun korunması talebini dile getirdiklerini aktardı. Emir, "Bu soruşturmanın bütün yönleriyle yapılması, iddianamenin kamuoyunca bilinenlerin daha ötesine geçmesi, ucu kime gidiyorsa ona kadar uzanması çok önemli." ifadesine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'le görüşmesine ilişkin Emir, "Normalde Cumhurbaşkanının, siyasi parti liderlerinin bir cinayet davasına şu veya bu şekilde müdahale etmesi olağan koşullarda elbette ki kabul edilmez. Ama Türkiye'de yargının siyasete, idareye birebir bağlı olduğu düşünülürse de Sayın Cumhurbaşkanının bu sürece en azından Sinan Ateş'in kanının yerde kalmaması adına müdahale edeceği beklentisinden de memnunuz." dedi.
Emir, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel arasında bundan sonrası için yeni bir görüşme takviminin söz konusu olmadığını ancak önceki görüşmelerde gündeme getirdikleri konularla ilgili gelişmelere bağlı olarak, ihtiyaç olması halinde bu tür görüşmelerin yapılabileceğini belirtti.
Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeye ilişkin görüşleri sorulan Emir, ortada, mutlaka çözülmesi gereken önemli bir sorun olduğunun altını çizdi.
Özellikle sabah erken saatlerde işe ve okula gidenlerin, özel aracı bulunmayanların, sitelerde oturmayanların ciddi bir sorun yaşadığına dikkati çeken Emir, "Bunun mutlaka çözülmesi lazım. Ama bunu çözeceğiz diye de hayvanları uyutmak adı altında katledemeyiz. Mutlaka yaşadığımız yüzyıla yakışır, vicdani ve dünya örneklerini de kendine rehber edinen çağdaş bir anlayışla bunu çözmemiz gerekir. Bunu çözmek için yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin yapması gerekenler var. Finansmanını mutlaka bulmak gerekiyor. Ama bize düşen ne varsa biz bunu yapmaya hazırız." ifadesini kullandı.