CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Anayasa Mahkemesinin Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkındaki kararı dolayısıyla TBMM Genel Kurulunun olağanüstü toplanması çağrısıyla yeniden Meclis Başkanlığına başvuracaklarını bildirdi.
Emir, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Bazı illerde yaşanan orman yangınlarını hatırlatan Emir, orman yangınları konusunda her yıl aynı görüntülere tanıklık edildiğini belirterek, kolaylıkla söndürülebilecek yangınların yayıldığını, müdahalede geç kalındığını savundu.
Yangına müdahalenin merkezileştirildiğini ifade eden Emir, yereldeki bilgi ve birikimin kullanılamadığını, bütün olanakların seferber edilmediğini, silahlı kuvvetlerden yeteri kadar destek alınmadığını ileri sürdü.
Emir, Türkiye Afet Müdahale Planı'nda asli unsur olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) destek unsura dönüştürüldüğünü, bu nedenle TSK'nın etkinliğinin azaltıldığını iddia etti.
- "Bir kuruş harcamamışlar"
CHP Grup Başkanvekili Emir, Orman Genel Müdürlüğüne uçak ve helikopter alınması için 500 milyon lira ödenek ayrıldığını, 460 milyon lira ile küçük tanker uçak alınmasının planlandığını söyleyerek, "Bir kuruş harcamamışlar. Bütçeye, uçak, helikopter alınsın, yangınlar hızla söndürülsün diye ödenek konulmuş, bugüne kadar bir kuruş harcamamışlar." dedi.
Gıda enflasyonunun, dünyada düşerken Türkiye'de yüzde 68'e ulaştığını anlatan Emir, tarımda planlamanın ve politikanın bulunmadığını savundu.
CHP milletvekillerinin çiftçilerin yanında olduğunu kaydeden Emir, çiftçinin üretimden soğuduğunu, tarlasına küstüğünü ifade etti.
Ekonomide de sorunlar yaşandığını belirten Emir, bu yılın ilk 7 ayında 1554 şirketin konkordato ilan ettiğini bildirdi.
Yanlış ekonomi politikaları uygulandığını savunan Emir, elektriğe, doğal gaza ve köprü geçiş ücretlerine zam yapıldığını söyledi.
Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 12 şirketin, sermayelerinde bulunan Hazine'ye ait hisselerinin tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasını eleştiren Emir, TBMM'nin ve Sayıştay'ın devre dışı bırakıldığını dile getirdi.
- "Üç Anayasa Mahkemesi kararı var ortada"
Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın, Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçildiğini ve TBMM'de 600 milletvekilinin oyuyla İnsan Hakları Komisyonu üyesi olduğunu aktaran Emir, "Üç Anayasa Mahkemesi kararı var ortada. Üçü de 'Can Atalay'ın milletvekili olduğunu, dolayısıyla hapiste tutulmasının ve yargılanmasının hukuksuz olduğunu, Anayasa'ya aykırı olduğunu, en son işlem olan Yargıtay kararının Meclis'te okutularak Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde olduğunu' tespit etti." diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin Atalay hakkındaki kararı dolayısıyla yaptıkları olağanüstü toplantı çağrısı üzerine TBMM Genel Kurulunun toplandığını ve görüşmeler sırasında yaşananları hatırlatan Emir, görüşmelerde tartışmaların olması gerektiği gibi yapılamadığını ifade etti.
Emir, "Can Atalay konusu hak ettiği ağırlıkta görüşülemeden maalesef bir kararla karşılaştık. Bugün biz şu noktadayız; Meclis'imizin bir üyesi fiilen Anayasa Mahkemesi kararından söylüyorum, defakto bir biçimde Adalet Bakanlığına bağlı cezaevinde tutuluyor, tutulduğu için yemin edemiyor, görevine başlayamıyor. Hadise bu kadar basittir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Talebimiz, Anayasa Mahkemesi kararının okunmasıdır"
TBMM'nin yaşananları görmezden gelemeyeceğini vurgulayan Emir, şöyle devam etti:
"İvedilikle Meclis'in toplanması için görüşmelerimizi yürütüyoruz. Biz CHP olarak Meclis'imizi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Bu toplantının zamanlaması konusunda diğer gruplarla istişare süreci yürütüyoruz. Biz bunun bir an evvel olması gerektiğine inanıyoruz. Meclis Başkanı'mıza da önemli görev düşüyor. Kendisi, kendi ifade ettiği gibi, bizim kimi uygulamalarından tanık olduğumuz gibi, demokrasiden, milli iradeden, Meclis'in üstünlüğünden yana, Anayasadan yana tavrını koyar, Meclis'i toplar ve Meclis'te öncelikle bu karar okunur. Bizim ilk talebimiz, Anayasa Mahkemesi kararının bir Başkanlık Tezkeresi olarak veya doğrudan Genel Kurul'da Başkanlık Divanınca okunmasıdır. Olması gereken budur. Can Atalay'ın milletvekilliği bir tezkerenin okunmasıyla düşürülmüştür, bu hukuksuzdur ve yeni bir okuma ile bu ilk okumanın hükümsüz olduğu, Şerafettin Can Atalay'ın milletvekili olduğu bütün Genel Kurula duyurulmalıdır. Bu şekli bir işlemdir ama bu yapılmalıdır. Ayrıca Meclis, Adalet Bakanlığına da çağrıda bulunmalıdır. Çünkü Adalet Bakanlığı, Can Atalay'ın tutulduğu cezaevinin denetiminden sorumlu organıdır, yürütme organıdır. Yasama organı, yürütme organına şunu demelidir, 'Benim bir üyemi defakto bir biçimde orada tutuyorsun, bunu tutmaya hakkın yok.' Bir formül bulunacaksa, bir formül üretilecekse bu formülü üretmek öncelikle yürütmenindir."
Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki tartışmanın da genel görüşme olarak TBMM'de ele alınması gerektiğini ifade eden Emir, Meclis'in Yargıtay'ın tutumunu Genel Kurul'da değerlendirmek zorunda olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın bu konuda görüşme yapıldığı için tekrar görüşme yapılamayacağını açıkladığının hatırlatılması üzerine Emir, "Yıldız'ın ve Cumhur İttifakı'nın Anayasa'yı tanımadığını bildiklerini" söyledi.
Murat Emir, "Yepyeni iç tüzük maddeleri ihdas etmesinler. İç tüzük 7. madde açık. Dolayısıyla Meclis Başkanı'nın bizim bu çağrımıza uymak gibi bir zorunluluğu var. Bu keyfi, değerlendirmeye açık bir durum değildir. İç tüzük son derece açıktır, İç tüğüze uymak görevi de hepimize düştüğü gibi Meclis Başkanı'na da düşmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Daha önceki olağanüstü toplantı çağrısını "genel görüşme açılması" talebiyle yaptıklarını anlatan Emir, şunları ifade etti:
"Yeni başvurumuzda mutlaka Anayasa Mahkemesi kararının Meclis'te okutulması ve özellikle de başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgililere Meclis'in bir karar alarak bunu duyurması, aynı zamanda yüksek yargıda bu olmayacak itiş kakışın Meclis tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunlar da birinci dilekçemize göre farklılıklardır. Feti Yıldız'ın görüşü, bu yönüyle de isabetsizdir, yersizdir."
- "Dedikoduları yayanları ve arkalarındaki odakları da tek tek biliyoruz"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ayağının kırılmasına ilişkin tartışmaların ardından açıklamalarda bulunarak, röntgen filmi paylaştığının belirtilmesi üzerine Emir, kirli bilginin hızlı yayıldığına dikkati çekti.
İddiaların ısrarla sürdürülmesi üzerine Özel'in açıklama yaptığını dile getirerek siyasetin temiz yapılması gerektiğini belirten Emir, "Bu tartışma, bunca enflasyon varken, bunca yoksulluk varken, ormanlarımız yanıyorken, Meclis kapalıyken, Meclis bu sorunları konuşmuyorken, hiç olmazsa bu konuları konuşmamız lazım. Sansasyonel, paparazzilerle Türkiye'nin gündemini meşgul etmeyi doğru bulmuyorum. Yapanları da art niyetli buluyoruz. Dedikoduları yayanları ve arkalarındaki odakları da tek tek biliyoruz." şeklinde konuştu.
Yeni anayasaya ilişkin soruya yönelik Emir, yeni anayasa yapılmadan önce mevcut anayasaya uyulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin özgürlükçü, sivil anayasaya ihtiyaç duyduğunu, ön koşulların sağlanması gerektiğini dile getiren Emir, her gün Anayasa'nın ihlal edildiğini ileri sürdü.
Anayasa'nın ilk dört maddesinin devletin teminatı olduğunu vurgulayan Emir, Anayasa'nın ilk dört maddesini değiştirmeyi ve yenilemeyi düşünenlerin 85 milyonu karşısında bulacağını ifade etti.