ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ülkedeki sorunların çözümü için Ekonomik Sosyal Konsey'in toplanması önerisini tekrarladı.
Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında videokonferans yöntemiyle ve basına kapalı gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısı öncesinde konuştu.
Koranavirüsle mücadele sürecinde siyasal iktidarın ne yaptığını soran Kılıçdaroğlu, "Elinizi vicdanınıza koyun, ve şu sorunun cevabını versin, 18 yıldır bu ülkeyi yöneten bir siyasi parti demeyim de bir kişi, 18 yıldır yönetiyor. 5 maskeyi dağıtamadılar. Sabah şöyle dağıtılacak, öğleden sonra şöyle dağıtılacak, akşam eczaneler dağıtacak, sabah bilmem kim dağıtacak diye kararlar aldılar. 5 maskeyi dağıtamayan bir siyasal iktidarın Türkiye'yi bu buhrandan çıkarmasına imkan yoktur." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bu süreçte ekonomideki gelişmeleri değerlendirerek, şöyle devam etti:
"Bakanlar toplandı, bazı iş adamları oraya geldi. Sayın Erdoğan çıktı kürsüye ekonomide neler yapılacağını anlattı pandemi sürecini aşmak için. Yaptıkları, önerdikleri işlerden birisi şu, uçak biletlerindeki yüzde 18 olan KDV oranını yüzde 1'e indireceğiz. Vatandaşıma müjde! Allah aşkına bunun salgınla ne ilgisi var? Sonra aynı Erdoğan çıktı, karar aldılar 'uçakla seyahat yasak.' Böyle bir devlet yönetimi dünyanın hangi ülkesinde görülür? Böyle bir devlet yönetimi ülkenin sorunlarını çözebilir mi? Saraydan ülke farklı mı görünüyor? Caddeden, sokaktan, köyden, kırdan farklı mı görünüyor? Bu kadar kısır, bu kadar öngörüsüz, bu kadar basiretsiz bir yönetim Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilktir. Böylesi hiç gelmemiştir."
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Ekonomik Sosyal Konsey" çağrısı
Bir sorunun çözülmesi için sorunu yaşayanlara sorulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çözümü belli. 'Sorunu yaşayanları çağır, dinle' dedim. Nedir kahvecinin, esnafın, ihracatçının, ithalatçının, okulların, öğretmenlerin, çiftçinin, emeklinin sorunu nedir? Çağır dedik. Bunun adı Ekonomik Sosyal Konsey. Anayasal kurum. Anayasada yazıyor. Çağır kardeşim deyin ki sizin derdiniz nedir, dinlemek istiyoruz. Topla bakanlarını ki Türkiye ciddi sorunla karşı karşıya. Siz sorun yaşıyorsunuz, biz de çözmekle görevlendirilmiş kişileriz. Bu sorun nasıl aşılır. Peki yaptın mı? Yapmadın. Neden, sarayın kibri elvermiyor. Herkesi küçük görüyorlar. Herkesi kendi köleleri olarak görüyorlar. Ben talimat veririm onlar yapar. O mantıkla bakıyorlar. Bu mantıkla siz yaklaştığınızda ülkeyi felakete sürüklensiniz."
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin bu süreçte önemli adımlar attığına işaret ederek, "Eğer bu ülkede bir infial yoksa CHP'li belediyelerin hiçbir ayırım yapmadan herkese hizmet götürmesindendir. Yoksulun elinden tutmalarındandır. Maskeleri ülkenin bütün coğrafyasına dağıtmalarındandır. Bütün engellemelere rağmen yaptılar bunu. Düşünün, belediye güzel hizmet veriyor. Vatandaş belediyeye katkıda bulunmak istiyor. Para veriyor, paraya bile el koydular bunlar. Bunların ne bu dünyada ne de öbür dünyada vallahi de billahi de yatacak yerleri yoktur." dedi.
Belediyenin bulunduğu beldeden sorumlu olduğunun anlatan Kılıçdaroğlu, "Ona hizmet etmek zorunda. O beldede hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceğini taahhüt etti o belediye başkanı. Buna bile izin vermediler." diye konuştu.
- "10 milyonu aşkın işsiz var"
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işsiz sayısının 10 milyona ulaştığını, bunun Cumhuriyet tarihinde bir rekor olduğunu söyledi.
On binlerce çocuğun yatağa aç girdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çöp konteynerleri iyi ki var arkadaşlar. Sevgili vatandaşlarım diyecek ki bu da laf mı? Allah aşkına çöp konteynerleri iyi ki var denir mi? Çöp konteynerinden bugün on binler geçiniyor. Oradan yiyecek topluyorlar, oradan kağıt topluyorlar, oradan meyve topluyorlar. On binlerce kişi geçiniyor. 21. yüzyılın Türkiyesi'nden bahsediyorum. 18 yıldır bu ülkeyi kesintisiz tek başına yöneten bir kişinin yönetiminden söz ediyorum ben. Hala ortaya çıkmış afrayla, tafrayla konuşuyorlar."
Mağazada üzerinde alarm bulunan zeytinyağı ve bebek maması fotoğrafı gösteren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bakınız zeytinyağı üzerinde alarm var. Mağazada çalınmasın diye. Çocuklar için mama. Alarm takılmış çalınmasın diye. Bir kişi, Türkiye Cumhuriyeti'nde bir kişi çocuk mamasını neden çalar Allah aşkına? Zeytinyağını niye çalar mağazadan? Çocuğu açtır da onun için. Türkiye'yi bu tablo ile karşı karşı getiren kim? CHP mi? 18 yıldır bu ülkeyi yöneten kim? CHP mi? Her vatandaşımın özellikle AK Parti'li vatandaşlarım, milliyetçi vatandaşlarım sarayın bekçiliğini yapanlara itibar etmeyin. Herkesin oturup düşünmesi lazım. Türkiye bu tabloyu hak etmiyor. Eğer bir kişi çocuğunu beslemek için mağazadan mama çalmaya kalkıyorsa, Türkiye bu noktaya gelmişse herkesin oturup düşünmesi lazım."
- "Gücü adaletle pekiştirdiğiniz zaman gerçek anlamda güç olur"
Kılıçdaroğlu, ekonomik buhranın giderek derinleştiğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çalışırken 5-6 bin lira alan kişi ücretsiz izne ayrıldı. Buna şimdi 1168 lira veriliyor. Günde 39 lira. Bu 1168 lirayla kira ödeyecek, çocuğunu okula gönderecek, dolmuşa binecek, evine ekmek getirecek. Erdoğan'a sormak isterim, senin sarayında ve beslemelerinin hanelerinde, saraylarında 1168 lira ile çalışan var mı? Devletin arpalıklarında 5-10-30-40 bin lira, üstelik birden fazla yerden aylık alanlar varken, sen 1168 liraya yüz binleri mahkum ediyorsun. Sonra da kalkıyorsun 'Türkiye güçlüdür'... Sen güçlüsün. Yargıyı arkana aldın, parlamentoyu arkana aldın. Birisi ses çıkardığı zaman kafasına vuruyorsun. Eğer sesini çıkarmaya devam ediyorsa yakalayıp hapse atıyorsun. Gücünü buradan alıyorsun. Ama bu güç geçicidir. Bu millet sana gösterecek, demokratik yollardan gösterecek, sandıkla gösterecek. Sandığa gidecek ve seni yolcu edecek kardeşim. Bu milletin yakasından seni düşürecek."
Türkiye'nin borç batağında olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Resmi rakamları açıklayacağım, bütün vatandaşlarım dikkatle dinlesinler. Türkiye saray ve beslemelerinin çiftliği gibi yönetiliyor. Ben istediğim gibi yaparım, istediğim gibi yönetirim diyor. Kimse bana hesap soramaz. Ben güçlüyüm diyor. Sen güçlü değilsin. Güçlü insan akılla hareket eder, gücünü toplum için harcar. Gücünü konteynerlerde çöp toplayan, gıda maddesi toplayan, geçimi sağlayan insanların refahı için harcar. Güç kontrolsüz olduğu zaman güç olmaktan çıkar. Gücü adaletle pekiştirdiğiniz zaman gerçek anlamda güç olur. Öbür türlü zulme dönüşür. Ve bugün de Erdoğan'ın 83 milyona yaptığı zulümdür." ifadelerini kullandı.
(Sürecek)