Çanakkale'nin Lapseki ilçesinde geçen hafta eşi tarafından boğularak öldürülen ve cesedi Biga ilçesindeki araziye gömülen kadının babası, zanlılara en ağır cezanın verilmesini talep ediyor.
Olayın kamuoyuna "namus davası" şeklinde yansımasına tepki gösteren emekli polis memuru baba Arif Şahin, AA muhabirine, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü 3. sınıf öğrencisi kızı Saliha Gizem Yıldızhan'ın ikinci evliliğini, 2022 yılının sonlarında Fırat Yıldızhan ile yaptığını söyledi.
Kızının, ilk evliliğinden 5 ve 6 yaşında iki kız çocuğunun bulunduğunu, torunlarının albino olmaları nedeniyle görme güçlüğü çektiğini anlatan Şahin, şunları kaydetti:
"Kızım bir gün evden çıkmış. Eve geldiğinde eşi çocuklara bakıyormuş. Kızım geldiğinde kızının nerede olduğunu sormuş. Eşi de 'Elifsu'ya ceza verdim, karanlık odaya koydum' demiş. Kızım da 'Sen benim kızımı karanlık odaya nasıl koyarsın! Gözleri görmüyor.' demiş. Kızım, kızını karanlık odadan çıkarmış ve bakmış sağ yanağında morluk var. 'Sen ne yaptın çocuğa?' deyince eşi tokat vurduğunu söylemiş. Kızım da 'Ben bir tokat için babalarını bıraktım. Evden çık git.' demiş. Bütün mesele buradan başlıyor."
Kızı Saliha Gizem'in, yaklaşık 5 ay aynı çatı altında kaldığı eşi Fırat Yıldızhan'ı eve sokmaması üzerine, Yıldızhan'ın eve gelerek agresif hareketlerde bulunduğunu, eve zarar verdiğini aktaran Şahin, "Kızım, benim başım belaya girmesin diye bunları bana aktarmadı. Kızımı bu süre zarfında tehdit etmiş. 'Sizi evle birlikte yakacağım. 'Seni çocuklarınla birlikte yakacağım.' demiş. İlerleyen zaman içinde evi yaktı. Ama yangın olayı ortaya çıkarılamadı. Bu olaydan sonra kızımı kandırıyor, onunla bir araya gelmek için çaba sarf ediyor. Kızımı inandırmış. Ama zaman zarfında aralarında devamlı sürtüşme oldu." dedi.
- Olaydan 3 gün önce anlaşmalı boşanma için imza attılar
Şahin, boşanma süreci uzun süreceği için kızı Saliha Gizem'in eşi Fırat Yıldızhan'ı anlaşmalı boşanmaya ikna ettiğini ve olaydan 3 gün önce anlaşmalı boşanma dilekçesini imzaladıklarını belirtti.
Her cumartesi günü eşiyle birlikte torunlarını alıp pazara gittiklerini aktaran Şahin, kendisinin de polis refleksiyle iz sürdüğü olay gününü şöyle anlattı:
"Cumartesi saat 11.00-12.00 civarıydı, kızımı aradık telefonu cevap vermiyordu. Saat 14.00 gibi eve gittik. İkinci kattaki evin camında torunları gördük, 'anne' diye ağlıyorlardı. Torunlara annelerini sordum, 'Akşam abiyle çok kavga ettiler, sabah kalktık annem yoktu.' dediler. Bir süre bekledik. Saat 16.00 civarı polise gittim ve kızımın olmadığını söyledim. Ben de Fırat'tan şüphelendiğim için Biga'ya gittim 19.00-20.00 civarında. Fırat gayet sakin bir şekilde 'Akşam en son 23.00'de görüştüm. Saat 03.00'de aradığımda telefonu kapalıydı.' dedi. Bana gelen bilgi doğrultusunda kızımın beyaz bir araca bindiğini bildiğimi söyledim. İnsanın eşi kaybolur da insanda bir tedirginlik olmaz mı? Gayet sakindi. Şüphelendim. Fırat'ın anneannesinin, babasının evini aradım. Babası ben içeri girince 'Fırat sabahtan beri evdeydi.' dedi ben hiç sormadan. Bunun üzerine şüphelendim ve Fırat'a beni inandıramadığını söyledim."
- "En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum"
Baba Arif Şahin, kendisinin olayın mağduru olduğunu ve karşı tarafa uzaklaştırma kararı aldırdığını dile getirdi.
Olayın, namus davasına dönüştürülmeye çalışılmasına karşı çıkan baba Şahin, şunları söyledi:
"Benim kızımın namussuzluk yapacak herhangi bir şeyi yok. Kızım bizim ve ablasının yanında kaldı. Öyle bir şeyine de şahit olmadık. Bunlar işi namus davasına sokmaya çalışıyorlar. Kendi hataları. Namus davasına sokup, kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Ben bu dava sürecinde bu caninin, kendi cezasını bulmasını istiyorum. Namus davası dahi olsa, bir insanın öldürülmesi hak mı? En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. İki tane çocuk kaldı. Kızım zaten çocuklarının yanından ayrılamıyordu. Bu şekilde ithamlarda bulunulması çok acı. Buna çok üzülüyorum. Öyle bir şey yok. Namussuzluk varsa delilleri ortaya koysun. Ezbere kelamla olur mu bunlar? Yüzlerce delil arıyorlar kişiyi suçlamak için. Bir tek kelamla namussuzlukla itham edip kendini kurtarmaya çalışmak çok ucuz bir savunma. Buna da çok üzüldüm. Kamuoyuna kızımı bu şekilde anlatıp, bu şekilde savunma yapmaları bana ayrı bir acı verdi."
- Olayın geçmişi
İddiaya göre, Biga'da yaşayan Fırat Yıldızhan (30), 17 Şubat'ta bir arkadaşından ödünç aldığı araba ile kardeşi Yağız Yıldızhan'ı da (20) yanına alarak, konuşmak için eşi Saliha Gizem Yıldızhan'ın Lapseki'deki evine gitti.
Bir süre sonra Fırat Yıldızhan ile otomobile aldığı Saliha Gizem Yıldızhan arasında tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Fırat Yıldızhan eşini aracın içinde boğarak öldürdü.
Fırat Yıldızhan, kardeşi Yağız Yıldızhan'ın da yardımıyla Saliha Gizem Yıldızhan'ın cesedini, Biga'nın Çavuşköy Mahallesi'ndeki hafriyat alanına gömdü.
Kızlarından uzun süre haber alamayan ailenin durumu polise bildirmesi üzerine, arama çalışmalarına başlayan polis ekipleri şüpheli Fırat Yıldızhan ile kardeşi Yağız Yıldızhan'ı Biga'da gözaltına aldı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Biga Adliyesi'ne sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları hakimlikçe Çanakkale Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
Olayla ilgili adli süreç devam ediyor.