BOLU (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında, hakkında dava açılan tutuksuz sanık eski Bolu İl Jandarma Komutanı Albay Türker Yılmaz'ın yargılanmasına devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından "görevini yerine getirmediği" ve "suçu bildirmediği" gerekçesiyle meslekten ihraç edilen, daha sonra da "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla hakkında dava açılan Yılmaz ve avukatı katıldı.
Duruşmada, dönemin İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya, SEGBİS aracılığı ile tanık olarak dinlenildi.
15 Temmuz gecesi yaşanan olaylarla alakalı daha önce ayrıntılı ifade verdiğini hatırlatan Kızılkaya, "Ben o gece darbe teşebbüsünü öğrenir öğrenmez ilde gerekli güvenlik tedbirlerini almaya başladım. Boğaz Köprüsü'ndeki askeri hareketliliği gördükten yaklaşık 15 dakika sonra da Türker Yılmaz'ı telefonundan arayarak kalkışılan girişim konusundaki tavrını öğrenmeye çalıştım. Bana çok net bir tavır takınmadı. Sakin olmamı söyledi. 'Şehre hakim ol' dedi." şeklinde konuştu.
Kızılkaya, Yılmaz ile daha sonra bir telefon görüşmesi daha yaptıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Bu görüşme de yaklaşık bir saat sonra gerçekleşmiş olabilir. Şu an geçen süreyi hatırlayamamaktayım. İkinci görüşmemizde sesi daha da müteredditti. Kararsız bir insan tavrı sezdim. Ne yapacağını bilmeyen cümleler sarf etti. Benim de Alay Komutanlığı'na gitmemi istedi, fakat ben kendisinin tavrının ne yönde olduğunu bilmediğim için bu talebini kabul etmedim. Darbe teşebbüsünün yaşandığı gece ilerleyen saatlerde vali beyin makamında kendisini gördüm. Bunun dışında şahısla o gece başkaca bir ilişkim ve irtibatım olmadı." dedi.
Darbe teşebbüsünün yaşandığını öğrenir öğrenmez, Bolu Valisi Aydın Baruş'u daha güvenli bir yere götürmek için Abant'taki Valilik konutuna gittiğini söyleyen Kızılkaya, şöyle devam etti:
"Benim yanımda bulunduğu sırada Vali'den, 'Jandarma Komutanı'nı aramasını isteyerek, bu sayede tepkisinin ne olduğunu öğrenebileceğimizi, yanımızda ise darbenin atlatılması konusunda kendisinden istifade edebileceğimizi ve gözaltına alınmasını önleyebileceğimizi' söyledim. Vali beyin araması esnasında konuşmanın içeriğine şahit olamadım fakat kendisini makama davet ettiğini duydum." ifadesini kullandı.
Kızılkaya, Yılmaz'ın, valilik makamına kendilerinden bir süre sonra geldiğine de dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Zannedersem biz makama geçtikten sonra 03:15 civarlarında Jandarma Komutanı, intikal etti. Vali Beyin görüştüğü saatle, şahsın makama intikal ettiği saat arasında bir saatten fazla bir süre geçtiğini tahmin ediyorum. Bu süre kanaatimce makul sürenin biraz üzerindedir. Sanığın 03:15 saatinde makama intikal etmesinin de manidar olduğunu düşünüyorum. Zira sıkıyönetim direktifinde darbeye teşebbüsün başlayacağı saat olarak 03:00 gösterildiğinden mütereddit tavırlar sergileyen sanığın, sıkıyönetim direktifindeki saat geçtikten sonra tavrını netleştirerek makama intikal ettiği kanaatindeyim."
Tanığın ardından söz alan cumhuriyet savcısı, beyanlara bir diyeceği olmadığını söyleyerek, eksik hususların giderilmesini istedi.
Sanık avukatı Ferit Atalay ise aleyhteki beyanları kabul etmediklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların da dinlenilmesi için duruşmayı 24 Ekim'e erteledi.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Bolu İl Jandarma Komutanı Albay Türker Yılmaz'ın, darbe girişimi sırasında aldığı sıkıyönetim mesajlarını Vali ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na bilgi olarak iletmediği, eski Tugay Komutanı İsmail Güneşer ile darbeye ilişkin telefon görüşmelerinin içeriğini bildirmediği, olayların nasıl neticeleneceği anlaşılana kadar pasif ve kararsız bir tutum sergilediği ifade ediliyor.
İddianamede ayrıca, darbe girişiminin başarısız olacağı anlaşılınca saat 05.00 sıralarında Vali'ye ayrıntılı bilgi veren Yılmaz'ın, Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanlığı'nın, darbe girişiminin engellenmesi amacıyla Ankara'ya takviye birlik gönderilmesi talebini geri çevirdiği ve verilen emri uygulamadığı belirtiliyor.
Yasa dışı emir ve mesajları personeline iletmediği, darbe karşıtı tavır gösterilmesi konusunda emir ve talimat vermediği kaydedilen Yılmaz hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.