Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, katılım finansın gelişimi desteklemek üzere katılım kalkınma ve yatırım finans kuruluşlarının kurulabilmesine imkan sağlayacak düzenlemeleri hayata geçirmek üzere olduklarını belirterek, "2025 yılında sektörümüzü küresel standartlara tam uyumlu hale getireceğine ve rekabet gücümüzü artıracağına inandığımız düzenlemelere yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.
Finansın Geleceği Zirvesi, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı Onur Gök ve davetlilerin katılımıyla başladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise zirveye videomesaj gönderdi.
BDDK Başkanı Kavcıoğlu, konuşmasına güçlü sermaye yapıları ve etkin risk yönetimi tecrübeleriyle dikkati çeken bankaların genel görünümüne dair bilgiler vererek başladı.
Sektörün Ekim 2024 itibarıyla sermaye yeterlilik oranının yüzde 18,1 ile yasal sınır olan yüzde 8’in ve yüzde 12’lik hedef oranın üzerinde olduğunu belirten Kavcıoğlu, sektörün karlılık seviyelerinin öz kaynağa katkı sunmaya devam ettiğini ve dönem net karının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,1 artarak 516 milyar liraya ulaştığını vurguladı.
Kavcıoğlu, söz konusu dönemde, kredilerin 15,4 trilyon lira, mevduat büyüklüğünün ise 18,2 trilyon liralık büyüklüğe ulaştığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ekim ayı sonu itibarıyla son bir yılda yüzde 144 seviyesinde olan yurt dışı borçların yenileme oranının, sektörümüzün yabancı finansman kaynaklarına erişim konusundaki gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu belirtmek isterim. Kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 1,8 ile, yüzde 3,2 olan tarihsel ortalamanın altında seyrediyor. Ayrılan yüksek miktardaki karşılıklar sayesinde, kredi kartları kaynaklı artan takipteki bireysel kredilerin banka mali bünyelerine ilave bir olumsuz etkisi şu an için beklenmiyor. Bununla birlikte, gelişmeleri yakından takip ederek gelir düzeyine ve ihtiyaca göre hanehalkını ve bankalarımızın mali durumunu destekleyecek kararlar da alıyoruz. Örneğin geçtiğimiz aylarda bireysel kredi kartı ve tüketici kredilerine yapılandırma imkanı getirerek, finansal tüketicilerin borçlarını ödeyebilme kabiliyetlerini artırırken bankaların da aktif kalitesini desteklemiş olduk."
- "İş yapış şekillerinin değiştiği ve işbirliğinin vazgeçilmez hale geldiği bir dönüşümün eşiğindeyiz"
İş yapış biçimlerinin değiştiği ve işbirliğinin vazgeçilmez hale geldiği bir dönüşümün eşiğinde olunduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, bu dönüşümü temelde küresel ekonomik gelişmeler, jeopolitik belirsizlikler, iklim krizi ve sürdürülebilir ekonomiye geçiş süreci, dijital dönüşüm, veri ve bilgi teknolojilerinin güvenliğinin artan önemi, kripto varlıklar, fintek gibi yeni iş modelleri ile genç kuşakların farklı tercihleri ve davranış şekillerinin tetiklediğine vurgu yaptı.
Kavcıoğlu, bu dönüşümü tetikleyen unsurlara değinerek, "Birbirine giderek daha fazla bağlanmış ve teknolojiye daha bağımlı hale gelmiş bir finansal sistemde, saydığım hususlardan kaynaklanan risklerin yönetimi de önemli hale geliyor. Teknolojinin, kuruluşlarımızın kültürüne entegre edilmesi de bu dönüşümün başarısında kritik bir rol oynuyor. Finans ekosisteminin aktörleri arasında artık sadece bankalar ve yatırım fonları değil, fintek girişimleri, dijital bankalar ve veri odaklı büyük teknoloji platformları da bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Demografik değişim ve yeni nesillerin farklılaşan ihtiyaçlarının finans dünyasının iş planlarını, ürünlerini ve beceri setlerini yeniden şekillendirmeye zorladığını belirten Kavcıoğlu, bu değişime finansal sistemin tüm paydaşlarının hızla uyum sağlamasının hayati bir önem taşımakta olduğunun altını çizdi.
Kavcıoğlu, BDDK çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı:
"BDDK olarak finans sektöründe güvenin tesis edilmesine yönelik sorumluluğumuz ışığında gerekli çalışmaları yapmaya devam ediyoruz. Değişime sadece tepki vermekle kalmayıp, dönüştürücü bir şekilde eyleme geçen bir otorite olarak üzerimize düşeni yapmaya da devam edeceğiz. Bu dönüşümün kolay olmayacağının ve sorumluluk gerektirdiğinin elbette farkındayız. Ancak sektörümüzün bu sürecin getireceği fırsatları değerlendirebileceğine de inanıyoruz. Geleceği inşa etmedeki başarı için sadece yeniliklere açık olmak yetmez. Bu yenilikleri doğru yorumlayabilmek ve kurumsal kültürle bütünleştirmek de gerekir. Türkiye’nin geleceği de, bu vizyonla, yerel avantajlarımızı küresel fırsatlara dönüştürme becerimizle şekillenecektir. Finansal teknolojiler ile sürdürülebilirlik odaklı stratejileri, Türkiye’yi bölgesel bir finans merkezi haline getirecek anahtar unsurlar olarak görüyoruz."
- "Bankacılık sektörüne yeni girişleri önemsiyoruz"
Finansal sektöre yapılacak yatırımların, ürün ve teknolojilerin gelişmesi, müşteri odaklı hizmet anlayışının yaygınlaşması, finansal kapsayıcılığın artması gibi faydaları da beraberinde getirdiğine değinen Kavcıoğlu, bu açıdan bankacılık sektörüne yeni girişleri önemsediklerine işaret etti.
Kavcıoğlu, son dönemde, Türkiye'de dijital bankacılığa yönelik önemli yatırımlara şahit olduklarını belirterek, BDDK tarafından kuruluş izni verilen 6 dijital bankanın 3’ünün katılım finans kuruluşu olmasının da katılım finans sektörünün büyümesine önemli katkı sağlayacağını söyledi.
Bu çerçevede, katılım finans kuruluşlarının yüzde 15’lik sektör payı hedefine gün geçtikçe yaklaşıldığını dile getiren Kavcıoğlu, şunları kaydetti:
"Biz de, BDDK olarak katılım finansın gelişimi desteklemek üzere katılım kalkınma ve yatırım finans kuruluşlarının kurulabilmesine imkan sağlayacak düzenlemeleri hayata geçirmek üzereyiz. Ayrıca, banka dışı mali kuruluşların da katılım esaslı faaliyet göstermelerini sağlayacak düzenleme alt yapısını oluşturmak için çalışmalarımızı başlattık. Servis modeli bankacılığı alanında da yenilikçi bir adım attık ve bir bankanın servis bankası olarak hizmetlerini, bir ara yüz sağlayıcının uygulamaları üzerinden sunmasına izin vererek dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdık. Ülkemizde ilk kez uygulanan bu modelle geniş kitlelere güvenli bankacılık hizmetleri sunulmasını ve finansal kapsayıcılığı desteklemeyi hedefliyoruz."
Kavcıoğlu, bu süreçte, dijital kanallar üzerinden sunulan bankacılık hizmetlerine yönelik düzenlemelerin uluslararası güvenlik ve hizmet standartlarını da hayata geçirdiklerini anlattı.
Siber güvenlik alanındaki çalışmaları güçlendirerek, bankalara ve müşterilerin güvenliğini sağlama konusundaki hassasiyet ve kararlılıklarını pekiştirdiklerini kaydeden Kavcıoğlu, bu kapsamda, dolandırıcılık riskine karşı etkili mücadele edebilmek amacıyla bankaların işlem takip mekanizmaları kurmalarını zorunlu hale getiren kuralları oluşturduklarını anımsattı.
Kavcıoğlu, kimlik doğrulama ve işlem güvenliğini sağlamaya yönelik düzenlemeleri de hayata geçirdiklerini hatırlatarak, "Yaptığımız denetimler sonucunda tespit edilen sorunların çözülebilmesi için bankalara gerekli tedbirlerin alınması yönünde talimatlarımızı verdik. Bankaların bu talimatlara uyum durumlarını yakından takip etmekte ve gerekli aksiyonları almaktayız." dedi.
- "Basel 4 standartlarını düzenlemelerimize entegre edeceğiz"
Finans dünyasının, yalnızca dijital dönüşümü değil, müşteri deneyiminden risk yönetimine kadar pek çok alanda yenilikleri aynı anda yaşadığını aktaran Kavcıoğlu, artık bilançoların ötesinde, geniş bir perspektifle sürdürülebilir değer yaratma süreçlerini yönetebilen kuruluşların diğerlerinden pozitif yönde ayrışacağı bir zaman içinde olunduğunu ifade etti.
BDDK Başkanı, 2024'te likidite ve kredi risklerinin izlenmesine ilişkin uluslararası mevzuat ile tam uyumlu iki yeni düzenlemeyi yürürlüğe koyduklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"2025 yılında sektörümüzü küresel standartlara tam uyumlu hale getireceğine ve rekabet gücümüzü artıracağına inandığımız düzenlemelere yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 2025 hedeflerimiz doğrultusunda, finans dünyasında Basel 4 olarak bilinen standartları düzenlemelerimize entegre edeceğimizi de belirtmek isterim. Gündemimizde olan konulardan bir diğeri de bankaların kurumsal yapılarını güçlendirmek amacıyla yaptığımız düzenleme çalışmalarıdır. Bu çalışmamızla bankaların organizasyonel yapılarının faaliyet konularıyla uyumlu ve şeffaf olmasını sağlayacak bir standart oluşturmayı amaçlıyoruz. Finans sektörümüz, küresel belirsizliklere karşı gösterdiği dayanıklılık ve uluslararası standartlara uyum kapasitesiyle örnek teşkil etmektedir. Önümüzdeki dönemde bu yapıyı daha da güçlendirmek için yenilikçi yaklaşımlarımızı sürdüreceğiz. Çünkü finansal sistemimizi dönüştürmeyi bir tercih değil yarının dünyasında kaçınılmaz bir gereklilik olarak görüyoruz."