ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Filistin'e Umut Ol Kampanyası kapsamında sadece AFAD'a 9 milyon Türk lirası yardımda bulunulduğunu açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Akdağ, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
İsrail'in saldırılarına maruz kalan Filistinlilere yardım için başlatılan "Filistin'e Umut Ol Kampanyası"nda gelinen son noktaya ilişkin Akdağ, "Kampanya kapsamında sadece AFAD'a 9 milyon Türk lirası yardımda bulunuldu." bilgisini verdi.
Diğer kuruluşlara da yapılan yardımların olduğunu belirten Akdağ, 9 milyon liranın 1,2 milyon lirasını Dünya Sağlık Örgütü vasıtasıyla ilaç ve tıbbi malzeme sağlamak üzere kullandıklarını ifade etti.
"Üzülerek ifade edeyim ki hem Mısır hükümeti hem İsrail hükümeti oradaki yaralıları almamıza müsaade etmediler." diyen Akdağ, şöyle devam etti:
"Türk Kızılayı olsun, AFAD olsun bölgeye ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırmak için çok gayret ettik, ediyoruz. Orada da büyük engellerle karşılaşıyoruz doğrusu. Parasına falan da bakmıyoruz. Bölgeden bulalım da ilacı 10 misli bile olsa alıp verebilecek durumdayız. Biraz bu husustaki engelleri aşma zorluğu olunca Dünya Sağlık Örgütü Başkanı ve Avrupa Bölge Direktörü ile konuştum. İkisiyle iyi de hukukum var, yardımcı oldular. Onların vasıtasıyla ama biz parasını ödüyoruz. 1,2 milyon dolarlık ilaç ve tıbbi malzemeyi Gazze'nin bizzat kendisinin listelediği malzeme ve ilaçları onlara ulaştırıyoruz."
- "Gazze'ye 26 bin ton un sevk ediyoruz"
Akdağ, şu anda Gazze'ye 26 bin ton un sevk ettiklerini, bunun ağustos ayı içerisinde tamamlanacağını dile getirdi.
Yardım konusunda bütün vatandaşların çok hassas olduğunu vurgulayan Akdağ, İslam dünyasında Filistin, Kudüs meselesine en ziyade sahip çıkan liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
ABD'nin Büyükelçiliği Kudüs'e taşımasından sonra Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı'nı olağanüstü toplantıya çağırdığını anımsatan Akdağ, "İslam İşbirliği Teşkilatı'nda şunu gördüm; gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımızın bu liderliğine bütün İslam dünyasının ihtiyacı var. Bizim bunu da görmemiz gerekiyor." dedi.
Bir arkadaşının umredeyken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaşadığı bir olaydan bahsettiğini aktaran Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşım Umre'ye gitmiş ve şunu anlattı, 'Önümde tavaf yapan birisi var, her şavtın bitiminde ellerini kaldırıyor, Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan'a dua ediyor. Gittim 'Nerelisin?' diye sordum, Tunuslu olduğunu söyledi. 'Hep Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan'a dua ettiniz.' dedim. 'Ettim, çünkü Tunus'a dua etseydim sadece Tunus'un kurtuluşuna vesile olabilirdim ama Türkiye ve Erdoğan'a dua edersem bütün İslam dünyasının kurtuluşuna vesile olabilirim.' dedi. Bu bütün İslam ülkelerinin halklarında çok yaygın. Bizim bu yeşermiş umudu mutlaka canlı tutmamız gerekiyor, 24 Haziran seçimlerine bu gözle bakmamız gerekiyor."
- Küresel İnsani Yardım 2018 Raporu
Akdağ, "Küresel İnsani Yardım 2018 Raporu'na göre Türkiye geçen yıl en çok insani yardım yapan ülke oldu. Bu başarı nasıl elde edildi?" sorusu üzerine, bu başarının, tamamen Türk milletinin devraldığı bir miras olduğunu belirtti.
Türkiye'nin alan el olmaktansa veren el olmayı tercih ettiğini anlatan Akdağ, bu durumun yeni olmadığını, İspanya Yahudilerinin sığınacak bir yer aradıkları zaman Osmanlı İmparatorluğu'nu bulduklarını aktardı.
Küresel İnsani Yardım 2018 Raporu'na göre Türkiye en çok insani yardımı yapan ülke olarak tarihe geçtiğini dile getiren Akdağ, şunları söyledi:
"Bunu Türkiye'de eleştirenler var. Sayın Muharrem İnce, bunu çok sık yapıyor, insafsızca yapıyor üstelik. İstismar ederek. Mazlumlara yardım etmekle bizim bütçemiz azalmaz. Bereket diye bir şey var. Allah bereket verir. Yaptığımız yardımlar devletin kasasından çıkan yardımlar değil tek başına. Bütçemizden de yardım ediyoruz ama bizzat kendi insanımızın, 81 milyonun alicenaplığından, Kızılay'a ve diğer sivil toplum örgütlerine yaptığı yardımlardan oluşuyor. Bu 8 milyar sadece devletin, AFAD'ın TİKA'nın diğer kuruluşların doğrudan yaptığı yardımlar değil. Topyekun bir milletin yaptığı yardım. Bununla iftihar etmeliyiz. Bu benim başından beri canı gönülden inandığım bir şey."
Akdağ, Türkiye'nin mazlumlara yardım ederken bir taraftan da kendisine Allah'ın desteğini aldığını dile getirdi.
Türkiye'nin yaptığı yardımlarla itibarı artırdığına dikkati çeken Akdağ, "Yardımlar bizim ihracatımızı olumlu yönde etkiliyor. Niyetimiz bu değil ama ikincil kazançlar da bunlar. Siz bir Türk olarak dünyanın neresine giderseniz gidin itibar görüyorsunuz. İnsanlar Türk bayrağını kendi bayrakları gibi sahipleniyor, Türk ürünlerini kendi ürünleri gibi görüyor. Dolayısıyla bu konuya farklı yaklaşan siyasiler yanlış yapıyorlar. Biz bununla hükümet olarak da millet olarak da iftihar ediyoruz." diye konuştu.
- "Bizim bir şey olmamız hiç önemli değil"
Akdağ, "Erzurum'dan milletvekili adayı olarak gösterildiniz. Seçimlerden sonra oluşacak Meclis aritmetiğinin ardından farklı bir görev, bakanlık gibi, alma durumunuz var mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Bizim bir davamız var. Şahsen ben bu davayı 6 yaşından beri tanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bu davayı mükemmel bir şekilde özetledi. Bu Rabia davası. Millet bayrak, vatan devlet, ezan davası. 15 Temmuz'da sokağa koşan gençlerimiz, bedenlerini canlarını feda eden gençlerimiz bir şey mi bekliyorlardı? Şehadet dışında akıllarında ne vardı. Bizim bir şey olmamız hiç önemli değil. Yeter ki davamızın bayrağı yüksekte kalsın. Bu işleri yapacak kişiler her zaman olur. Milletvekili, bakan olursunuz, olmazsınız bunların hiçbir önemi yok. AK Parti'de siyaset yapan birçok insan siyaseti bu gözle yaptı. Neden AK Parti bu kadar istikrarlı? Genel başkanlık değişimi kongreleri, seçimler oldu. AK Parti içinde kavga, hizip göremezsiniz. Dolayısıyla beni de birçok arkadaşımı da harekete geçiren, canlı tutan, günde 16 saat Sayın Cumhurbaşkanımızla çalışabilmemize yol açan duygu bu duygudur. Bu dava yüksekte kalksın, başka hiçbir şey aklımızdan geçmez. İhtiyaç olmazsa da biz bir köşeye çekilelim, gençler gelsin bu işi yapsın. Ben bundan mutlu olurum."
(Sürecek)