TBMM (AA) - SİNAN USLU - TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Türkiye'nin, Barış Pınarı Harekatı'nı, terör unsurları bölgeden temizlenene, sınır güvenliği sağlanana ve Suriye halkı terör örgütü PYD/YPG ile DEAŞ zulmünden kurtulana kadar devam ettirmek niyetinde olduğunu belirtti.
Bozkır, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacı taşıyan Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili ABD Kongresi ve Senatosu Dışişleri Komisyonu başkanları Eliot Lance Engel ve Senatör James Risch ile Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Cumhuriyetçi Lideri Michael Thomas McCaul'a mektup göndererek, harekatın amaçlarına ilişkin bilgi paylaştı.
Bozkır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle kararlılıkla mücadele ettiğini söyledi.
Uluslararası alanda bu çerçevede ortaya konulan çabalara başından itibaren tam destek verdiklerini dile getiren Bozkır, Türkiye'nin, 2017'de başarıyla neticelendirilen Fırat Kalkanı Harekatı ve 2018'de icra edilen Zeytin Dalı Harekatı'yla 4 bin kilometrekareyi aşkın alanı DEAŞ ve PYD/YPG teröründen arındırdığını hatırlattı.
Bozkır, 360 binden fazla Suriyelinin evlerine dönebildiğini ancak Türkiye'nin sınırlarına yönelik terör tehdidinin sona ermediğini belirtti.
Özellikle Fırat'ın doğusunda konuşlu terör örgütü PYD/YPG unsurlarınca, son iki yılda 100'ün üzerinde taciz ve hasmane eyleme maruz kalındığına dikkati çeken Bozkır, bölgedeki terör örgütü PYD/YPG tünelleri aracılığıyla Türkiye topraklarına patlayıcı ve mühimmat kaçırıldığını, bu malzemelerin terör örgütü PKK'ya transfer edildiğini söyledi.
Terör örgütü PYD/YPG'nin, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de terör saldırıları düzenlediğini vurgulayan Bozkır, şöyle devam etti:
"Özellikle kuzeybatı Suriye'de, terör örgütü PYD/YPG'ye bağlı açık kaynaklara göre dahi, 220'den fazla PYD/YPG saldırısı kaydedilmiştir. Ayrıca PYD/YPG'nin elinde tuttuğu bazı DEAŞ'lı militanları Türkiye'ye geçmeleri ve buralarda terör eylemi yapmaları karşılığında serbest bıraktığına yönelik güvenli kanıtlar mevcuttur. PYD/YPG'nin, çocuk asker alımı, muhaliflere yönelik tedhiş, demografik yapının değiştirilmesi ve kontrolü altındaki alanlarda zorunlu askere alma gibi insan hakları ihlalleri yaptığına dair artan oranda kanıt bulunmaktadır."
- "Türkiye'nin beklentileri müttefiklere her düzeyde dile getirildi"
Yerel halkın terör örgütü PYD/YPG'nin mezalimine karşı şikayet ve tepkisinin sürekli arttığının altını çizen Bozkır, Türkiye'nin, terör örgütü PYD/YPG tehdidine yönelik beklenti ve hassasiyetlerinin, Fırat'ın doğusunda askeri ve sivil mevcudiyeti bulunan başta ABD olmak üzere tüm ilgili müttefik ülkeler nezdinde her düzeyde defaatle dikkate getirildiğini aktardı.
Türkiye'nin, meşru güvenlik kaygılarını ele almak ve terör örgütü DEAŞ ile mücadeleyi sürdürmek amacıyla güvenli bir bölge oluşturulması konusunda ABD ile görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirten Bozkır, "Tüm temaslarımızda, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkımızı gerektiğinde kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi vurguladık. Türkiye'nin, sınırlarının yanı başındaki teröristlerin varlığına tahammül etmesinin beklenmemesi gerektiğini yineledik. Ayrılıkçı gündemlere sahip terörist grupların varlığı da Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğini tehdit etmektedir." diye konuştu.
- "Sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbir alınıyor"
Volkan Bozkır, bu arka plan ışığında, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 9 Ekim'de Barış Pınarı Harekatı'nın başlatıldığını hatırlattı.
Harekatın amacının, Türkiye'nin sınırlarının güvenliğini sağlamak, bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve bu suretle Suriye halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmak olduğuna dikkati çeken Bozkır, şu ifadeleri kullandı:
"Harekat, uluslararası hukuk temelinde, BM Şartı'nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız ve BM Güvenlik Konseyi'nin terörizmle mücadeleye ilişkin 1373 (2001), 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararları uyarınca, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve birliğine saygı temelinde yürütülmektedir. Daha önceki harekatlarda olduğu gibi, bu harekatın planlama ve icrasında da sadece bahse konu terör unsurlarıyla bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereç hedef alınmakta olup, sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir alınmaktadır."
Harekat kapsamında müttefiklere ait üs ve gözlem noktalarının hedef olmadığını, askeri ayrıştırma kanallarının açık ve işler halde olduğunu bildiren Bozkır, şunları kaydetti:
"Harekatı, terör unsurları bu bölgeden temizlenene, sınır güvenliğimiz tesis edilene ve Suriye halkı PYD/YPG ile DEAŞ zulmünden kurtulana kadar devam ettirmek niyetindeyiz. Harekat ayrıca yerlerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine veya Suriye'de tercih ettikleri başka yerlere, uluslararası hukuka uygun olarak ve ilgili BM kurumlarının koordinasyonunda güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşlerini kolaylaştırmaya yönelik uluslararası çabaları desteklemeyi hedeflemektedir. Türkiye'nin harekat alanının demografisini değiştirmek gibi bir amacı yoktur. Tam tersine, bu terörle mücadele harekatı, etnik temizlik de dahil olmak üzere, insanlığa karşı işlenen suç niteliğindeki PYD/YPG eylemleri nedeniyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacaktır.
Türkiye'nin terörle mücadeleye dönük çabaları, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacaktır. Suriye'de DEAŞ'a karşı sahada göğüs göğüse mücadele veren tek ülke olan Türkiye için DEAŞ tutuklularının durumu büyük önem arz etmektedir. Tüm yabancı terörist savaşçıların menşe ülkelerince geri alınmasının sürdürülebilir tek çözüm olduğuna inanmaktayız. Bu kapsamda BM Genel Sekreteri, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı ve NATO Genel Sekreteri harekatın başlangıcı hakkında ivedilikle mektupla bilgilendirilmiştir. Suriye'nin İstanbul Başkonsolosluğuna notayla bildirimde bulunulmuştur. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı olarak şahsım da diplomasinin tüm kanallarının sonuna dek kullanılması prensibiyle, ABD Kongresini ve Amerikan halkını bilgilendirmek amacıyla, ABD Kongresi Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın Eliot Lance Engel, Komisyon Kıdemli Üyesi ve Cumhuriyetçi Lider Sayın Michael Thomas McCaul ve ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Sayın James E. Risch'e birer mektup göndererek harekatın amaçları konusunda bilgi paylaşmıştır."