CEBRAİL CEYMAZ/FIRAT ÖZDEMİR - Kilis'te babasının dükkanında çocuk yaşlarında aldığı baharat kokularını akademik kariyeriyle birleştiren biyolog Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, yurt dışında Türk baharatını, gastronomisini ve tıbbi aromatik bitkilerini anlatıyor.
Prof. Dr. Şekeroğlu, memleketi Kilis'te ilk, orta ve lise eğitiminin arda kalan zamanında baharatçı babası Ömer Şekeroğlu'nun (71) Cumhuriyet Caddesi'ndeki dükkanında çalışarak büyüdü. Şekeroğlu, baharat kokuları ve şifalı bitkileri aşinalığı sebebiyle tercih ettiği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünden mezun oldu.
Yüksek lisans ve doktorasını tamamlayan Şekeroğlu, baharat ve şifalı bitkilerin arkasından 100'ü aşkın ülke gezerek kongre ve seminerlere katıldı, çok sayıda akademik çalışmaya imza attı.
Şekeroğlu, AA muhabirine, baba mesleğinin eğitime önemli katkısı bulunduğunu, baharat ve kahve üzerine birçok çalışma yürüttüğünü söyledi.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyeliği, Uluğ Bey Yüksek Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, GAÜN Fitoterapi ve Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucusu ve Müdürü, Tarım ve Orman Bakanlığı kahve ve baharat komisyon başkanlıkları ile birçok dernekte görev aldığını ifade eden Şekeroğlu, şunları kaydetti:
"Ben babamın dükkanı önünde kahve kavururken bugün kahve komisyonu başkanı, değirmende karabiber, kimyon öğütürken baharat komisyonu başkanı, Hindistan cevizi paketlerken Hindistan'a 10 defa gidip Hindistan cevizi ağaçlarında taze Hindistan cevizi yemeyi ve suyunu içmeyi hiç hayal etmemiştim. Kader bugün bizi baharat, kahve ve baharatçılık mesleğiyle akademiyi bir araya getirdiğimizde dünyanın 100 civarındaki ülkesini ziyaret etmek, işin en önemlisi hem Avrupa'da hem de dünyanın farklı yerlerinde Türk baharatını temsil etmek, tanıtmak ve savunma görevini verdi. Önemli ve milli bir görev yapıyoruz. Türk baharatını, gastronomisini ve tıbbi aromatik bitkilerini dünyada tanıtıyoruz, savunuyoruz."
Şekeroğlu, uluslararası birçok akademik çalışma ve araştırma yaparak Türk ürünlerini korumaya çalıştıklarını, küçüklükten gelen tecrübeyle işinin en iyisini yapmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
Ömer Şekeroğlu da ilk zamanlarda baba mesleği olan kırtasiye malzemesi sattığını, baharata ilgisi olduğu için 1980 yılında bu işe bir çuval karabiber ve tarçınla başladığını aktardı.
Çeşitli araştırmaların sonucunda işi ilerlettiklerini anlatan Şekeroğlu, Kilis'te baharatta öncülük yaptıklarını ifade etti.
Çocuklarının okuduğunu ancak büyük oğlu Nazım'ın iş yerinde de kendisine destek olduğunu aktaran Şekeroğlu, şehir dışına çıktığında dükkanı ona teslim ettiğini dile getirdi.
Şekeroğlu, oğlunun başarılı olduğunu ifade ederek, "Nazım baharatçılığı seviyordu ama esnaflık ona nasip olmadı. Bu işi sevdiği için doktora yapmaya gittiğinde ona diyorlardı ki 'Bir hoca var ama baharatta biraz zor bir hoca.' 'Olsun.' diyor. Onu kabul ediyor. Çünkü bir ideali var. Baharatçılığı koklamış. O yüzden doktorasını bu konuda yaptı. Gelişmeler şu an da bizi sevindiriyor. Herkes ona gıpta ediyor." diye konuştu.