BEHÇET ALKAN - Nevşehir'in Tatlarin beldesinde yaşayan Baydemir kardeşler, birlikte kurdukları atölyede 60 yıldır geleneksel yöntemle demire şekil veriyor.
Baydemir ailesinde dördüncü kuşak olarak demircilik mesleğini sürdüren 76 yaşındaki Hikmet ile kardeşi 69 yaşındaki Mesut, babalarından öğrendikleri zanaatı gelişen teknolojiye rağmen sürdürüyor.
Küçük yaşlarda başladıkları demir ustalığını Hikmet Baydemir aralıksız sürdürürken, kardeşi ise sadece belediye başkanı olduğu 2004-2009 yıllarında mesleğe ara verdi.
İki kardeş, atölyede kömür ocağının ateşiyle yumuşattıkları demiri döverek çeşitli tarım aletleri üretiyor.
- Aile mesleğini sürdürüyorlar
Hikmet Baydemir, AA muhabirine, kardeşi ile iş arkadaşı olarak çalışmaktan memnun olduğunu söyledi.
Teknolojinin gelişmesi ve fabrikalar sayesinde seri üretimin başlamasıyla mesleklerinin yok olmaya yüz tuttuğunu belirten Hikmet Baydemir, "Babamın babası ve dedesi de bu işi yapardı. Şimdiye kadar idame ettirdik. Herhalde mesleğin sonuna da geldik. Ocağın başındaki ustanın karşısında çekici vuracak kişi de usta olmalıdır. Teknolojik aletler çıktı ama o da bu saatten sonra bizim işimiz değil. Mesleği bu zamana kadar getirdik." dedi.
Mesut Baydemir ise yarım asırdan fazla süredir ağabeyi ile hem sosyal hayatta hem işte birlikte olduklarını anlattı.
Ata mesleğini devam ettirdiklerini ifade eden Baydemir, demiri işlemeyi çocuklarına da öğrettiklerini ancak sürdürme konusunda bekledikleri desteği bulamadıklarını aktardı.
Baydemir, yaş itibarıyla eski güçleri olmamasına rağmen her sabah atölyeye gelip üretime devam ettiklerini dile getirerek şöyle konuştu:
"Çocukluktan beri mesleğimizi yapıyoruz. Belediye başkanı oldum ama sonrasında yine gelip devam ettim. Eskiden babam, dedem çok mücadele vermişler. Kömür yokmuş, odunla demiri ısıtırlarmış. Kasabaya 1972'de elektrik geldi, 1973'te dükkana elektrik aldık. İşimiz, elektik olunca biraz hafifledi. Çok şükür karınca kararınca elimizden geleni yapıp, milletimizi mutlu etmeye çalıştık ve başardık.
Abimle arkadaş gibiyiz. Fikirlerimiz uyuşuyor, bazen ben sinirlerim abim sessiz kalır, bazen o öfkelenir ben seslenmem. Birbirimizi kırmadık, üzmedik bu günlere geldik. Teknoloji ilerledi seri imalata döndü. Bu sanata da pek ilgi kalmadı. Benim iki, abimin bir oğlu var. Olağanüstü bir durum olursa gelip bu dükkanda çalışıp mesleği yapabilirler. Yapmıyorlar o başka ama öğrettik. Gençlere şunu söylerim; sanatı öğren yapmazsan yapma. Sanat altın bileziktir."