YUSUF OKUR - Artvin'de Çoruh Nehri'nin oluşturduğu vadideki mikroklima ikliminde yetişen ve "Yusufeli zeytini" olarak da adlandırılan, zeytinyağı üstün lezzet ödüllü "Butko zeytini" asırlardır yöre halkının geçim kaynağı oluyor.
Çoruh Vadisi'ndeki Yusufeli ilçesine bağlı Yağcılar köyü sakinlerinden Süleyman Küçükkoçak ve ailesi 4 kuşaktır geleneksel tarım yöntemleriyle zeytin yetiştiriyor.
Atalarından kalma zeytin bahçelerindeki ağaçların bakımını üstlenen Küçükkoçak, eşi, çocukları ve torunlarıyla her yıl kasım ve ocakta emeklerinin karşılığını almak için hasat yapıyor.
Yetiştirdikleri zeytinlerin bir kısmını kendilerine ayıran aile, kalan zeytinleri de satarak aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Üretici Süleyman Küçükkoçak, AA muhabirine, coğrafi yapı dolayısıyla zeytinliklerin genellikle dik yamaçlarda ya da uçurumun kenarında olduğunu söyledi.
Bazıları 15 metreye ulaşan ağaçlara tırmanarak hasat yaptıklarını anlatan 66 yaşındaki Küçükkoçak, zeytinlerin tek tek elle toplandığını ifade etti.
Küçükkoçak, ailesinin asırlardır bu coğrafyada yaşadığını ve zeytin yetiştiriciliğinden asla vazgeçmediklerini belirterek, "Atalarım, dedem, babam vazgeçmemiş. Ben de onlardan aldığım mirası devam ettiriyorum. Ben çocuklarıma, onlar da kendi çocuklarına, torunlarına bırakacak. Ben 10 yaşından beri bu işle uğraşıyorum. Zeytinlik atalarımızdan, dedelerimizden bize kaldı. Bu iş nesilden nesle aktarılıyor. Ben de çocuklarıma, torunlarıma öğretiyorum ki bizden sonra onlar devam ettirsin." dedi.
Yusufeli'nde zeytin sezonunun martta bakım ve temizlik işleriyle başladığına işaret eden Küçükkoçak, mayıs itibarıyla haftalık sulamayla devam ettiğini, kasım ve ocakta da hasatla sonlanan uzun bir süreci kapsadığını kaydetti.
Küçükkoçak, beklediklerinden daha verimli bir sezon geçirdiklerini, hasadın yüzlerini güldürdüğünü, emeklerinin karşılığını almaktan mutlu olduklarını aktardı.
Zeytin denilince akla Marmara ve Ege bölgesinin geldiğini ancak kendilerinin de Türkiye'nin farklı illerine zeytin ve zeytinyağı gönderdiklerini vurgulayan Küçükkoçak, "İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Eskişehir başta olmak üzere Türkiye'nin her vilayetine buradan zeytin gönderiyoruz. Yurt dışında da Almanya ve Fransa'ya gönderdiğimiz oldu." diye konuştu.
- "Zeytinliklerimize özenle bakıyoruz"
Süleyman Küçükkoçak'ın damadı 40 yaşındaki Vaiz Keleş de bereketli bir sezonun ardından zeytin hasadının bitmek üzere olduklarını söyledi.
Keleş, topladıkları zeytinleri tanelerinin büyüklüklerine göre yağlık ve sofralık olarak ayırdıklarını ifade ederek, "Yusufeli zeytininin asit oranı düşük, lezzetli ve nam salmış bir zeytin. Köyümüzün en önemli gelir kaynağı. Zeytinliklerimize özenle bakıyoruz." dedi.
Zeytin toplama işine küçük yaşta başladığını dile getiren Keleş, "Ağaçların boyu çok yüksek. Tırmanarak çıkamadığımız ağaçlara merdivenlerle çıkıyoruz. Bu zeytinler ve elde ettiğimiz zeytin yağlarımız sofralarımızın baş tacı olarak her öğün soframızda yer alıyor." ifadesini kullandı.
12 yaşındaki Sait Ensar Keleş ise iki yıldır zeytin hasat sezonunda babasına ve dedesine yardım ettiğini söyledi.
Zeytin toplamanın zor olduğunu anlatan Keleş, "Bir avuç zeytin için yeri geliyor bir sürü zaman harcıyoruz. Ağaçlar çok yüksek, toplaması da ağaca çıkması da çok zor. Ben marketlerden alınan zeytini sevmiyorum ama Yusufeli zeytinini çok seviyorum. Her kahvaltıda Yusufeli zeytini soframızda bulunur. İki yıldır geliyorum, anneme babama yardım ediyorum. Onlardan işi öğreniyorum." dedi.