Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yoğun Bakımlar Klinik Koordinatörü Prof. Dr. Sema Turan, sepsiste erken tanı ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğunu belirterek, "Ne yazık ki halen dünyada ve ülkemizde sepsis mortalitesi (ölüm oranı) kabul edemeyeceğimiz kadar yüksek. Dünyada sepsis kaynaklı ölüm oranları yüzde 40'lara varıyor, bu 10 hastadan 4'ü demek." ifadelerini kullandı.
Bilkent Şehir Hastanesi'nde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Figen Çizmeci Şenel, Hastane Koordinatör Başhekimi Doç. Dr. Aziz Ahmet Surel, hekimler ve sağlık çalışanlarının katılımıyla "Sepsis Sempozyumu" düzenlendi.
13 Eylül Dünya Sepsis Günü kapsamında düzenlenen sempozyum öncesinde AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Turan, sepsisin bir enfeksiyona karşı vücudun verdiği abartılı yanıt olduğunu anlattı.
Her enfeksiyonun septik olmadığını ancak enfeksiyona duyarlı bireylerde, kronik hastalarda sepsisin ağır klinik tablolara yol açabilen çok önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Turan, erken tanı ve tedavi yapılmadığında sepsisin ölümle sonuçlanabileceğine dikkati çekti.
- "Sağlık çalışanları, sepsis konusunda alarmda olmalı"
Prof. Dr. Turan, Küresel Sepsis İttifakı (Global Sepsis Alliance) tarafından 2003'ten itibaren dünya genelinde bu konuda farkındalığı artırmak adına birçok çalışmaya başlandığına, her yıl 13 Eylül'ün Dünya Sepsis Günü olarak belirlendiğine ve Türkiye'de de benzer faaliyetler yürütüldüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:
"Tüm toplantılarımızda, hastane içi etkinliklerimizde özellikle sağlık çalışanlarının farkındalığını artırmak adına sepsisi, septik şoku tanımlıyoruz, anlatıyoruz, erken tedavinin önemine vurgu yapıyoruz. Sepsis, tedavi edilebilir önemli bir hastalıktır ama erken tanınması gerekir. Her basamaktaki sağlık çalışanı, sepsis konusunda alarmda olmalı."
Toplumun sepsise yönelik bilgi sahibi olmasının zamanında hastaneye başvurulması için önem taşıdığını da aktaran Turan, şunları kaydetti:
"Kişilerde ateş, üşüme, titreme gibi yoğun enfeksiyon semptomlarının yanı sıra eşlik eden hipotansiyon (tansiyon düşüklüğü), bilinç değişikliği, solunum sayısında artış gibi belirtiler varsa bunlar bizi alarma geçiren semptomlardır. Bu semptomların varlığında mutlaka derin bir araştırmaya gidilmesi gerekir. Her enfeksiyonu da sepsis şeklinde tanımlamıyoruz, burada önemli olan kişinin enfeksiyona karşı verdiği yanıt. Bir kişide enfeksiyon çok basit seyrederken bir başka kişide septik şoka uzanan, çoklu organ yetmezliğine kadar ilerleyen tablolar oluşabilir. Hastalar bu sebeple kaybedilebilirler."
- "Sepsis erken fark edilirse pek çok hasta kurtarılabilir"
Sempozyumda Türkiye genelinden katılımcıların yer aldığına da değinen Turan, "Sempozyumda, sepsis nasıl tanınır, biyobelirteçleri nelerdir, tedavide, özellikle septik şokta tedavi nasıl yapılmalıdır, antibiyotik tedavilerinin zamanlamaları gibi birçok başlık ele alınacak." bilgisini paylaştı.
Dünya genelinde hekimlerin takip ettiği Sepsis Rehberi'nin 2021'de son haliyle yayımlandığına işaret eden Turan, bu rehbere göre, sepsisten şüphelenilen bir hastada, şok tablosu yoksa, ilk 3 saate kadar antibiyotik tedavisinin başlayabileceğinin yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Turan, bir önceki rehberde bunun ilk 1 saat olduğunu ancak sonrasında 3 saat olarak ifade edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sepsiste erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır. Bu anlamda tüm sağlık çalışanlarını bu konuda uyarmak isterim, sepsis erken dönemde fark edilirse mortalitesi oldukça azalabilen bir hastalık. Ne yazık ki halen dünyada ve ülkemizde sepsis mortalitesi kabul edemeyeceğimiz kadar yüksek. Dünyada sepsis kaynaklı ölüm oranları yüzde 40'lara varan bir oranda, bu 10 hastadan 4'ü demek. Sepsis erken fark edilirse pek çok hasta kurtarılabilir. Bu nedenle eğitimlerimizi, farkındalık çalışmalarımızı devamlı sürdüreceğiz."