TBMM (AA) - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AK Parti'li milletvekillerinin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin "İhtiyacımız olan, FÖTÖ'yü sevindirecek kavgalar değildir. İhtiyacımız olan, FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarıp siyasetimizi bu kirden, bu pastan temizlemektir." dedi.
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında devlet idaresinde liyakatin önemine değindi.
Liyakat sorununun AK Parti'nin 18 yıllık iktidarında Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi olarak ortaya çıktığını savunan Akşener, "Bir göreve atama yapacaksan iki özelliğe bakacaksın; vatanına, milletine sadık mı, işinin ehli mi?'. İktidar ise bu iki şartı aramak yerine tek bir kriterle atama yapıyor; 'Bana sadık mı?'. Bunun için mülakat sistemi getirdiler. Sınavdan düşük not alsan da eğer AK Parti'ye sadıksan, iş senin. Eğer farklı bir siyasi görüşün varsa, 'Otur, sıfır'." ifadelerini kulandı.
Hükümetin ekonomik politikalarını eleştiren Akşener, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini bir şirket patronu gibi görmeyi çok sevdiğini" ileri sürdü.
Patronların, başarısız yöneticileri ya değiştirdiğini ya da görevden aldığını dile getiren Akşener, "50 milyon ciro yapan şirketlerin sahiplerinde bile bu anlayış varken, 750 milyar dolarlık ekonomisi olan Türkiye'yi yöneten Sayın Erdoğan'da, bu anlayışı maalesef göremiyoruz. Tarımı kalkındıracak yüzlerce aday varken, tarımı batıran bir adamı bakan yaptı. Ekonomiyi çok daha iyi yönetecek yüzlerce aday varken, konuyla ilgili en ufak bir fikri olmayan damadını bakan yaptı." diye konuştu.
Erdoğan'ın, bu isimleri başarısızlıklarına rağmen yerlerinde tuttuğunu belirten Akşener, "Neden bu kadar rahatlar biliyor musunuz? Çünkü Türkiye kaybettiğinde o paralar kendi ceplerinden çıkmıyor. O paralar milletin cebinden çıkıyor, kendi sefaları bozulmuyor, o yüzden umurlarında bile değil." değerlendirmesinde bulundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomiyi kötü yönettiğini iddia eden Akşener, şöyle konuştu:
"Türkiye borca batmış, umurlarında değil. Damat beşinci kez hedef tutturamamış, umurlarında değil. İnsanlar işsiz, eziyet çekiyor umurlarında değil. Atanamamış öğretmenler intihar ediyor, umurunda değil. Damat bey, şans eseri özel bir şirkette finanstan sorumlu genel müdür yardımcısı olsaydı ve sunum yapsaydı, 'Şirketimizi gelecek yıl yüzde 50 büyüteceğim' deyip bir yıl sonunda şirketi krize soksaydı, dediği ne varsa tersi olsaydı, damat beyi o koltukta oturturlar mıydı?
Sayın Erdoğan, damadını çok beğeniyorsan git kendine şirket kur, gönder damadını başına, onu batırsın. Milletin rızkıyla daha fazla oyun oynatma. Türkiye'nin sahibi bu aziz millettir. Ya damadını görevden alır, ekonomiyi işi bilen birine teslim edersin ya da bu millet, seni de damadınla birlikte kapının önüne koyar, bilesin. Söylemedi deme.
Sayın Erdoğan'ın derdi, eşine, dostuna, akrabasına hayat yaşatmaktır. Benim derdim, itilip kakılan, sesi duyulmayan milyonları hak ettikleri gibi mutlu yaşatmaktır. Sayın Erdoğan tüm kuvvetler kendinde toplansın istiyor. Ben kuvvetler ayrılığı diyorum, Sayın Erdoğan 'Yargı bana bağlı olsun.' diyor, ben yargı bağımsız, kararları adaletli olsun diyorum, Sayın Erdoğan 'Meclis bana bağlı olsun, her vekil vicdanını bana teslim etsin.' diyor, ben Meclis millete bağlı olsun, her vekil vicdanını seçmenine teslim etsin.' diyorum. Sayın Erdoğan, 'Medya bana bağlı olsun.' diyor, tüm yanlışları gizlesin, Kızılay rezaletinin bile üstünü örtsün istiyor, ben, medya bağımsız olsun ki hırsızlar, arsızlar bu ülkede, bu kadar rahat gezemesin istiyorum. Sayın Erdoğan ekonomiyi, beceriksiz damadına emanet ediyor, ben yetişmiş dünya çapında ekonomistlerimiz var diyorum."
- AK Parti'li milletvekillerin Başbuğ hakkındaki suç duyurusu
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'li milletvekillerinden eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında dava açmasını istemesi ve milletvekillerinin de suç duyurusunda bulunması konusunda, şahıslarla değil, kurumlarla ilgili olduklarını ve tartışmanın kimin ekmeğine yağ sürdüğüne baktıklarını belirtti.
"Bu tartışma, FETÖ'yle mücadele edenlere mi yoksa bizzat FETÖ'nün kendisine mi yarıyor? Biz, işte bu sorunun cevabıyla ilgiliyiz." diyen Akşener, Meclise girdikleri ilk günden beri verdikleri önergelerle, FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılmasını istediklerini ancak AK Parti ile MHP'nin bu önergelerini her defasında reddettiğini kaydetti.
İlker Başbuğ'un FETÖ tezgahlarının mağduru olduğuna işaret eden Akşener, "Genelkurmay eski Başkanı, 2009 yılında yapılan bir yasa değişikliğine gece yarısı yapılan bir eke dikkat çekti. 'Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemeyi, bizzat FETÖ'nün istediğini' söyledi. Karşılığında aldığı cevap, AK Parti milletvekillerine, 'Gidin dava açın.' çağrısı oldu. İlginç ama suç duyurusu değil tazminat davası açılıyor. O sözler bir yorum değil, bir durum tespitiydi. Türk ordusuna kurulan tuzağın nedenini sorgulayan sözlerdi. İşin ilginç yanı, aslında Sayın Erdoğan'ın da kabul ettiği bir sürece işaret ediyordu." dedi.
Kurumların daha fazla yıpratılmasına izin veremeyeceklerini dile getiren Akşener, şunları söyledi:
"İhtiyacımız olan, FÖTÖ'yü sevindirecek kavgalar değildir. İhtiyacımız olan, FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarıp siyasetimizi bu kirden, bu pastan temizlemektir. Bu, samimiyet, kararlılık ve her tür hesaptan arınmış, cesur adımlar ister. Biz buna varız. Buyurun, bir kez daha çağrı yapıyorum; madem bizim önergelerimize destek vermiyorsunuz, o zaman siz bir önerge verin, 'FETÖ'nün siyasi ayağını araştıralım.' deyin, biz, sizin önergenize destek verelim. Çünkü Türkiye'nin bu hesabı artık kapatması lazım. Kapatmadıkça, bu yara kanamaya devam edecektir.
Biz, kanayan yaralarımız olmasın istiyoruz. Türkiye tedavilere değil, refaha, zenginliğe, huzura kafa yorsun istiyoruz. Milletimiz hakkına, hukukuna kavuşsun istiyoruz. Milletimiz, saray zenginlerinin şatafatına değil, evlatlarının geleceğine çalışsın istiyoruz. Türkiye hakkaniyetle idare edilsin, millet yeniden velinimet olsun istiyoruz. Biz tüm bunların, Sayın Erdoğan’ın iki dudağı arasına hapsedilmiş bu uyduruk sistemle değil, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle mümkün olacağını görüyoruz."
- KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'ya tepki
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya tepki gösteren Akşener, "konuşmasını şöyle tamamladı:
"Neymiş? Beyefendi, Kıbrıs Türklerinin özgürlüğünü temsil eden, o kutlu sözleri beğenmiyormuş. Neymiş? 1950'lerin sloganıymış. Neymiş? Artık hükmü yokmuş, bugüne uygun değilmiş. Hayırdır Mustafa Bey? Bayrak indi de bizim mi haberimiz yok? Slogan deyip geçtiğin o sözler işkembeden atılmadı. O sözler, o bayrak oraya dikildiği gün, koca bir milletin yüreğinden kopup söylendi. İşte o nedenle, herkes sussa da biz susmayacağız ve Mustafa Akıncı gibi rahatsız olanlara inat, diyeceğiz ki Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacak. Ne mutlu Türküm diyene."
(Bitti)