TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a yönelik sözlerine ilişkin, "Bu ülkede 40 yılı aşkın, silahlı kuvvetlerimizde görev yapmış, şu anda da Milli Savunma Bakanlığı yapan bir kabine mensubu arkadaşımıza kalkıp da bu şekilde saldırma hakkına bunlar sahip değil." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bunlar yeri gelir, terör örgütü ile elele, kolkola yürürler. Yeri gelir onların dili ile konuşurlar. Yeri gelir bu vatana millete onların ağzı ile saldırırlar ve onları savunurlar. Yeri gelir teröristlerin ileri gelenlerini cezaevlerinde gidip ziyaret ederler. Niye? Bunların böyle bir hassasiyeti yok." dedi.
Tüm enerjisini, mesaisini ve eline geçen her fırsatı; şiddeti, sokak terörünü ve bölücü yandaşlarını aklamak için kullanan ana muhalefet partisinin, ülke ve demokrasinin gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar kalkıp da kabinemizin Milli Savunma Bakanına bu şekilde saldırabilme edepsizliğini yapmışlardır. Bunlara gerekli dersi tabii ki yargıda vermek durumundayız, vereceğiz de. Çünkü bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat sonra ceza. Bu ülkede 40 yılı aşkın silahlı kuvvetlerimiz de görev yapmış, şu anda da Milli Savunma Bakanlığı yapan, kabine mensubu arkadaşımıza bu şekilde saldırma hakkına bunlar sahip değil."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerin slogan atması üzerine, "Gençler, Ankara havaya girdi. Geçen telefonla kendileriyle görüşmemizi yaptık. Fakat yeterli değil, o gün salonda iki bin kişi vardı. Ankara'ya iki bin kişilik gençlik toplantısı yakışır mı? Yakışmaz. Daha fazla olacak. Ankara Kapalı Spor Salonunu dolduracaksınız." ifadelerini kullandı.
Ana muhalefet partisi ve bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının, yeni hükümet sisteminin ilk bütçe görüşmelerinde çok kötü sınav verdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Elbette biz bölücü örgütün Meclisteki taşeronlarının asıl karın ağrılarının farkındayız. Bunun için de onların söylediklerini, hakaretlerini, çirkefliklerini nazarı dikkate almıyoruz. Onların Kandil'deki terör baronlarından icazet almadan bir kelime dahi edemediklerini, edemeyeceklerini gayet iyi biliyoruz. Şu anda açıklamıyorum ama bugün yarın sizlere bu konuda da gayet önemli müjdeler verebiliriz. Onlardan demokrasimiz adına da bir katkı beklemiyoruz. Mecliste bulunma sebepleri Türkiye'nin önünü açacak bütün projeleri sabote etmek olanların, milletimizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunmaları elbette mümkün değildir.
2019 bütçesinin; içeriği, hedefleri, Türkiye'ye kazandıracakları itibariyle bölücü örgütün siyasi uzantılarını rahatsız etmesi gayet doğaldır. Bizim asıl merak ettiğimiz, CHP'nin rahatsızlığıdır. Her açıdan ülkemizi bir adım daha ileriye taşıyacak bu bütçeden niçin CHP milletvekilleri rahatsızlık duyuyor? Neden CHP sözcüleri bölücü örgütün uzantılarıyla aynı argümanları, aynı dili kullanarak bütçeye saldırıyor. Bu soruları sadece biz değil, en başta CHP'ye oy vermiş vatandaşlarım olmak üzere, 81 milyonun tamamı soruyor, cevaplarını da merak ediyor. Atalarımız, 'üzüm üzüme baka baka kararır' diyor. Anlaşılan CHP'liler seçim ittifakı kurarak Meclis'e taşıdıkları bölücü örgütün uzantılarıyla teşrikimesai yapa yapa giderek onlara benzemeye başladılar."
- "İttifak CHP'lilerin kimyasını iyice bozmaya başladı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran seçimleri için kurulan ve 31 Mart mahalli idareler seçimlerinde iyice pekiştirilen ittifakın, CHP'lilerin kimyasını iyice bozmaya başladığını söyledi.
Bütçe üzerinde partilerinin görüşlerini ifade etmek üzere söz alan CHP yöneticilerinin açıklamalarına bakıldığı zaman, bütçe ile ilgili dişe dokunur tek bir söz ve fikir dahi bulunamadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onun yerine ne var? Bol hakaret, hamaset, yalan, iftira, manipülasyon var? Sokak çetelerine övgü, Türkiye karşıtlarına sunulmuş bolca malzeme var. Mesela bir tanesi çıkmış, bütçe yerine sadece kendinden, kendi egosundan bahsediyor. Diğeri Gazi Meclisin kürsüsünü, gezi olaylarının tertipleyicilerini aklamak için kullanıyor. Bir başkası, 52 vatandaşımızın hayatına mal olan 6-8 Ekim olaylarını kışkırtan şahsın gönüllü avukatlığına soyunuyor. Bununla da kalmıyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin art niyetli kararını gündeme taşıyarak Türk mahkemelerine, hakim ve savcılarına saldırıyor. Kurban eti dağıtırken şehit edilen Yasin Börü'den ve 6-8 Ekim olaylarının diğer kurbanlarından hiç bahsetmeyen bu şahıs, yargımızın verdiği kararları eleştirerek safını da ortaya koyuyor.
Tüm bunları da bölücü örgütün siyasi uzantılarının kullandığı tezlerle, argümanlarla yapmaya çalışıyor. Siz değil misiniz çocuk katilleri? Siz değil misiniz kadınların katilleri? Siz değil misiniz yaşlıca nice insanların katilleri? Siz değil misiniz iş makinelerinin başında çalışırken bombalanarak öldürülen mühendislerimizin katilleri? Siz değil misiniz öğretmenlerimizi dağa kaçıranlar? İşte bu CHP, bu örgütün yanında yer alıyor. Bu CHP, desteklenen, şu anda Parlamentodaki bu temsilcilerinin yanında yer alıyor, onlarla omuz omuza yürüyor. Kime neyi anlatıyorsunuz? Biz bunların cemaziyelevvellerini de iyi biliriz. Onun için CHP'lilerin bu eş başkana karşı son günlerde artan muhabbetlerinin, ilgi ve alakalarının kaynağı elbette düşündürücüdür. Ancak açık söylüyorum. Bu tablo asla bizim için sürpriz değildir. Çünkü biz CHP'nin son dönemdeki sicilini çok iyi biliyoruz."
(Sürecek)