TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçmişte birlikte olduklarımızdan, daha sonra kendilerine farklı istikametler, başka yollar, hedefler tayin edenlere 'güle güle' demekten başka elimizden bir şey gelmezdi, nitekim öyle de yaptık." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi oturana kadar cumhurbaşkanlığı kararnameleri yanında çok sayıda kanun çıkarmaya, kanun değişikliğine hatta anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulacağını belirterek, "Aziz milletimden isteğim şudur; bizi bugüne kadar yalnız bırakmadınız, bu defa anayasa değişikliği yapabilecek güce bizleri kavuşturmak suretiyle Cumhur İttifakı'na çok daha farklı bir güç katmanız olacaktır." ifadesini kullandı.
Bugüne kadar yaptıkları icraatları, sağladıkları istikrar ve güven ortamına borçlu olduklarını vurgulayan Erdoğan, yeni dönemde de istikrarın ve güvenin temininde meclis çoğunluğunun önemine işaret etti. Cumhur İttifakı ile amaçlarının mecliste sadece çoğunluğu elde etmek olmadığını, aynı zamanda reformlar için gereken anayasa değişikliği sayısına da ulaşmak olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimizin desteğiyle Cumhur İttifakı'nın anayasa değişikliği çıtasının üzerine çıkacağına ben inanıyorum. Milletime güveniyorum. Tayyip Erdoğan, bugüne kadar ülkesinin ve halkının aleyhine olacak hiçbir adım atmamış, hiçbir iş yapmamış, hiçbir karar vermemiştir. Buna rağmen ortaya çıkan sıkıntılar, sorunlar, eksikler ve belki yanlışlar art niyetten veya tembellikten değil, hayatın kendi tabii akışı içindeki değişimlerden kaynaklanmıştır. Dün iyi bildiğiniz, birlikte yol yürüme kararı aldığınız insanların veya kesimlerin yarın rotayı nereye çevirebileceklerini kestirmek mümkün değildir. Rabbimizin emri gereği, hüsnüniyetle ülkemize ve milletimize hizmet edecek herkesle birlikte olmaktan hiçbir zaman çekinmedik, çekinmeyiz. Ne zamanki yollar çatallaştı, işte o zaman hep milletimize baktık. Onun gösterdiği istikamette yürümeyi sürdürdük. Geçmişte birlikte olduklarımızdan, daha sonra kendilerine farklı istikametler, başka yollar, hedefler tayin edenlere 'güle güle' demekten başka elimizden bir şey gelmezdi, nitekim öyle de yaptık."
- "Hiçbir zaman iki yüzlü, iki dilli olmadık"
Tek sorumluluklarının ve taahhüdünün millete ve ülkeye olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun dışında kimseye bir mecburiyetlerinin ve mahkumiyetlerinin bulunmadığını bildirdi. Bugüne kadar yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını millete vermekten hiç çekinmediklerini dile getiren Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hesabımız halkadır, Hakk’adır. Bu da böyle biline. Bugün de bu hesabı her yerde, herkese karşı göğsümüzü gererek veririz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin başarısı için ne kadar samimiyetle gayret gösterdiysek, bölücü örgütü açtığı hendeklere gömerken, inlerinde bulup tepesine binerken de aynı derecede samimiydik. Bizim tek derdimiz milletimizin geleceğine, güvenle, huzurla, umutla bakabilmesini sağlamaktı. Biz terör örgütünün güdümündeki parti ve kuruluşlar gibi hiçbir zaman iki yüzlü, iki dilli olmadık. Her yerde, her zaman, her durumda herkese aynı şeyleri söyledik, söylemeye de devam ediyoruz."
Suriye politikasında da benzer bir şekilde samimi davrandıklarını aktaran Erdoğan, "Suriye yönetimiyle geçmişte hem sınır komşumuz hem de kadim bir tarihi geçmişi paylaştığımız kardeşlerimizin temsilcisi olarak görüşürken gerçekten samimiydik. Rejim kendi halkına zulmetmeye başladığında ise Suriyeli kardeşlerimize sınırlarımız içinde ve dışında verdiğimiz destekte de aynı derece samimi olduk." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 7 yılda Suriye halkına verdiği hizmetleri, rejimin kendisinin dahi sağlayamadığını vurguladı.
- "Sizler gibi aşağılık değiliz"
Avrupa Birliği üyeliği sürecinde Türkiye'nin ve milletin menfaatine gördükleri her hususta muhataplarla oturup, konuştuklarını anlatan Erdoğan, ancak mesele ülkenin ve milletin istiskali noktasına geldiğinde de gerçekleri haykırmaktan asla geri durmadıklarını bildirdi.
Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne eşit ve adil bir şekilde almayı hedeflemeyen hiçbir projeye rıza göstermediklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önceki gün Fransa'da kendini bilmez bir grup çıkmış, Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetlerin çıkartılmasını isteyen bir bildiri yayınlamış. Bunu söyleyenlerin Kur'an-ı Kerim'den haberlerinin olmadığı çok belli de acaba ömürlerinde kendi kitapları İncil'i hiç okumuşlar mıdır veya Tevrat'ı okumuşlar mıdır veya Zebur'u okumuşlar mıdır? Okusalar herhalde İncil'in de yasaklanmasını isterler. Ama bunların böyle bir sorunu, böyle bir derdi asla yok. Biz batı ülkelerini, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık konusunda uyardıkça adımız kötüye çıkıyor. Ey Batı bak; bizim kutsal kitabımıza saldırdıkça şunu bilesiniz ki biz sizin kutsallarınıza saldırmayacağız ama sizi alaşağı edeceğiz. Bunu da bilin. Siz her şeyden önce kimsiniz de bizim kutsalımıza veya kutsallarımıza saldırıyorsunuz. Biz sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz. Bunu zaten her yerde yaptınız, yapıyorsunuz, yeni tanımadık sizi. Fakat ne kadar siz bunları yapsanız da biz sizin kutsallarınıza aynı dille saldırmayacağız. Çünkü biz sizler gibi aşağılık değiliz. Bizim bir duruşumuz var, bizim bir karakterimiz var. Bizim bir yapımız var. Biz kime nerede, hangi dille konuşulacağını gayet iyi biliriz. Onun için de kim ne derse desin biz hakikatleri haykırmayı sürdüreceğiz."
(Sürecek)