TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, suça karışan askerlerin sivil mahkemelerde yargılanabilmelerinin önünü açan kanuna ilişkin eleştirileri hatırlatarak, "Zaman zaman yanlış değerlendirmeleriyle kamuoyunun önüne çıkan eski bir genelkurmay başkanı, bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi toptan itham eden birtakım açıklamalar yapmıştır. Meclisi ve milletvekillerini aşağılayarak, sadece darbe ve vesayet zihniyetine hizmet edilebilir. Bu, boru göstermeye benzemez. Bu defa parlamento hukuku boruyla sindirilemez." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de milli iradeye ve milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) sürekli tuzak kuran ve bu yüce kurumu yıpratmaya çalışan bir zihniyet olduğunu söyledi.
"Zahirde demokrat gözüken ama aslında faşistin önde gideni olan bu jakoben zihniyetin yeni bir oyunuyla karşı karşıya olduğunu" belirten Erdoğan, Türkiye'nin AK Parti döneminde yaşadığı demokratikleşme hamlelerinden birinin de suça karışan asker kişilerin, sivil mahkemelerde yargılanabilmelerinin önünün açılması olduğuna dikkati çekti.
TBMM'nin, bu önemli düzenlemeyi 25 Haziran 2009'da, grubu bulunan 4 partinin ittifakıyla gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, bu partilerden birinin de o dönem Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup başkanvekilliğini yürüttüğü CHP olduğunu söyledi.
Duran saatin bile günde iki kez doğruyu gösterebildiğini ifade eden Erdoğan, "O dönem CHP, her nasıl olmuşsa bu konuda doğru bir tutum sergilemiştir hatta bu düzenlemeyle ilgili AK Parti grup başkanvekilleriyle görüşmeye gelenlerden biri de Kılıçdaroğlu'dur. Sonuçta Meclis tarihinde ender rastlanan bir uzlaşmayla bu düzenleme komisyondan ve Genel Kuruldan geçip kanunlaşmıştır." diye konuştu.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, konuyu iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düzenlemenin amacı darbelere zemin hazırlayan, hukukun işlemesinin önüne geçen ülkemizi uluslararası platformlarda sürekli eleştiri konusu yapan yanlış bir uygulamanın düzeltilmesidir. Suç işleyen kişinin, asker kimliğinin ona ayrıcalık tanımasının ne hukukta ne de demokraside yeri zaten olamaz. Dönemin Meclis tutanaklarına, komisyon ve Genel Kurul görüntülerine, gazete haberlerine verilen demeçlere baktığımızda CHP'liler başta olmak üzere tüm Meclisin bu düzenlemeyi desteklediğini görüyoruz. Bugün de geriye dönüp baktığımızda Meclisimizin gayet doğru bir iş yaptığını düşünüyoruz."
- "Süratle hepiniz dava açmalısınız"
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri mahkemeleri tümden kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Zaman zaman yanlış değerlendirmeleriyle kamuoyunun önüne çıkan eski bir genelkurmay başkanı,kendisini gayet iyi tanırım, bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi toptan itham eden birtakım açıklamalar yapmıştır. Şimdi ben özellikle kendi grubumuza sesleniyorum: Burada parlamentonun hukukunu korumak üzere süratle hepiniz dava açmalısınız. Çünkü Anayasa bunu buna amir ve Meclisin yasama yetkisini, dışardan birilerinin kalkıp da atıp tutmak suretiyle yere çalmaya hakkı yoktur. Maalesef bu açıklamalara CHP'den ve diğer partilerden kimi milletvekilleri de destek vermiştir. Daha önce aksi kararı aldıkları halde. Bundan yaklaşık 11 yıl önce tüm partilerin desteğiyle çıkarılan bir düzenlemenin üzerinden FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması en hafif tabiriyle Meclise saygısızlıktır. Daha da önemlisi bu düzenlemeye destek veren tüm milletvekillerinin, böyle bir ithama maruz bırakılması, yasama dokunulmazlığına ve milli iradenin temsilcilerine yönelik gayet bilinçli bir saldırıdır. Vesayet döneminin hevesi olan bu yaklaşımların, kendileri de milletvekili sıfatı taşıyanlar tarafından desteklenmesinin ise anlaşılabilir hiçbir tarafı yoktur."
Erdoğan, milletvekili arkadaşlarına "parlamentonun hukukunu korumaları, hukukun gereği neyse yapmaları" çağrısında bulundu.
- "Bu, boru göstermeye benzemez"
Meclisi ve milletvekillerini aşağılayarak yalnızca darbe ve vesayet zihniyetine hizmet edilebileceğini vurgulayan Erdoğan, "Bu, boru göstermeye benzemez. Bu defa parlamento hukuku boruyla sindirilemez. Emekli bir askerin peşine düşüp Meclisi, milletvekillerini, yasama dokunulmazlığını izama yeltenenler herhalde kendi geçmişlerinden utanıyorlar. Aksi takdirde böyle bir yanlışın içine düşmezlerdi." dedi.
Erdoğan, "CHP'nin geçmişinde hiç şüphesiz utanacak çok işi, eylemi, söylemi vardır ama müsterih olsunlar, bu konu göğüslerini gere gere savunabilecekleri bir meseledir. Meclis'te 2009'da görev yapan tüm arkadaşlarımız başta olmak üzere, tüm milletvekillerimizin bu tür ithamları dile getirenlere karşı hemen dava açarak, parlamentonun ve yasama dokunulmazlığının onurunu savunacaklarına inanıyorum." diye konuştu.
- "Gözün var ama göremiyorsun"
AK Parti olarak bir çağrıda bulunduklarını belirten Erdoğan, "Elazığ ve Malatya'da meydana gelen depremden etkilenen vatandaşlarımız için bir yardım kampanyası başlattık. Seferberlik ruhu içinde hareket ederek depremzede kardeşlerimizin yaralarını bir an önce sarmamız gerekiyor. Dün çıkmış konuşuyor. 'Kızılayın bir çadırını bile iki gün kaldım, görmedim.' diyor. Senin gözün var ama göremiyorsun. Girdiği çadırda bile kendisine göre sol tarafta, solcu ya ama buna rağmen görmüyor, orada Kızılayın amblemi var, görmüyor. Sağ tarafta AFAD'ın var, herhalde AFAD'ı gördü." ifadelerini kullandı.
Türkiye genelinde yürütülen yardım kampanyasına AK Parti Grubu olarak en güçlü biçimde destek vereceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu amaçla Ziraat Katılımın Kızılay Şubesi'nde bir hesap açtık. Milletvekillerimizden 1000 liradan az olmamak üzere açılan bu hesaba 21 Şubat Cuma gününe kadar katkıları yapmalarını bekliyoruz. Ayrıca Türkiye genelinde de teşkilatlarımızın bu kampanyaya katılma iradeleri, hakları mevcuttur. İsteyen aynı şekilde bu hesaba katılımda bulunabilir. Zira ağır hasarlı bina sayısı 10 bin civarında. Bunları Allah'ın izniyle süratle inşa edeceğiz. Kırsal kesimde olan bütün yıkılmış binaları da tek kat olarak, yanlarında ahırlarıyla beraber onları da inşa edeceğiz. Bunlar, bizi birileriyle karıştırıyorlar.
Çok anlattık ama kulak var, duymuyor. Bu millet Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce... Bu depremleri de yaşadı ama orada kimler vardı biliyorsunuz ve bitiremediler. Biz geldik oradaki bütün o yıkık binaları, her şeyi biz bitirdik. Van depremini aynı gece oraya vararak, tespitlerini yaptık ve Van depremindeki bütün o enkazları süratle kaldırarak, orada yeni şehirler inşa ettik. İpekyolu'ndan tutunuz, Edremit'e, Erciş'e varıncaya kadar oraları sıfırdan inşa ettik. Şimdi Edremit adeta denize nazır oldu. Erciş'e giderken hakeza öyle. Bütün buraları alt yapısıyla üst yapısıyla hallettik."
- "(Şehir hastaneleri niye var?) diyenlere en güzel cevap"
Elazığ'daki depreme değinen Erdoğan, "Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi olmamış olsaydı, halimiz ne olurdu? Bu, sahra hastaneleriyle falan olacak iş değildi. Fethi Sekin Hastanesi, 1000'in üzerinde yatağıyla hamdolsun bütün gelenlere anında müdahale etme imkanını buldu. Bu bir gerçeği ifade ediyor. Aynı şey Malatya'da. Ufku olan, geleceği gören bir devlet, 'Şehir hastaneleri niye var?' diyenlere en güzel cevap. 'Bu kadar büyük hastaneleri niye yapıyoruz?' diyenlere en büyük cevap." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne giderek yaralı depremzedeleri ziyaret ettiğini, "Rabbim beterinden korusun. Biz tedbirle, esbaba tevessülle mükellefiz. Gerisi Allah Kerim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da süreci yakından takip edececeklerini belirtti.
Esnafa gerekli desteği verdiklerini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gerek İçişleri Bakanım gerek Çevre ve Şehircilik Bakanım, bugün de Hazine ve Maliye Bakanımız oradalar. Esnaflarla görüşmeleri yapacaklar. Onlara ne gibi destekler vereceğimizi açıklayacaklar, dolayısıyla esnafımızın da yalnız olmadığını kendilerine ilk elden ifade edecekler. Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanımız da özellikle SGK'yi ilgilendiren konularda verilecek destekler, bu noktada açıklayacaklar. Bu şekilde inşallah bu badireyi en kısa zamanda atlatmış olacağız."
(Bitti)