TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yarım asır önce 'Boğaziçi Köprüsü, İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir' diyen zihniyet, şimdi de 'Kanal İstanbul en büyük felakettir' kampanyasını yürütüyor. Değişen bir şey yok." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin yapılan eleştirilere değindi.
Dünyada artık iç ve dış politika ayrımının kalmadığını kaydeden Erdoğan, Kanal İstanbul üzerine yapılan tartışmaların bunun somut tezahürlerinden biri olduğunu söyledi.
Kanal İstanbul üzerindeki tartışmaların, Türkiye'de icraat yapanlarla, tek misyonu 'yapılanları engellemek' olanlar arasındaki farkı bir kez daha gösterdiğine işaret eden Erdoğan, "15 Temmuz Şehitler Köprüsü inşa edilirken Kanal İstanbul'a verdikleri tepkinin kelimesi kelimesine aynısını söylemişlerdi. Yarım asır önce 'Boğaziçi Köprüsü, İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir' diyen zihniyet şimdi de 'Kanal İstanbul en büyük felakettir' kampanyasını yürütüyor. Değişen bir şey yok." diye konuştu.
Kanal İstanbul'a karşı çıkanların, projenin ne olduğu konusunda en küçük bir bilgi ve fikre sahip olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Çünkü böyle bir dertleri yok. Halbuki bu işin ne olduğunu biz de arkadaşlarımız da defaatle anlattık. Şimdi burada Kanal İstanbul'un ne olduğunu bir kez daha anlatayım ki sonra, 'duymadık, bilmiyoruz, haberimiz yoktu' demesinler. Arkadaşlarım defaatle anlattılar ama bir de bugün TBMM AK Parti Grup Salonu'ndan anlatayım." ifadesini kullandı.
İstanbul Boğazı'ndaki gemi ve insan trafiğine ilişkin bilgiler paylaşan Erdoğan, Boğaz'dan yılda ortalama 45 bin geminin geçtiğini, günde 500 bin kişinin ise iki yaka arasında yolculuk yaptığını belirtti.
İstanbul Boğazı üzerindeki yük, insan ve trafik baskısının her geçen gün arttığına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Montrö Sözleşmesi'ne göre, İstanbul Boğazı'ndan geçen ticari gemi trafiğini engelleme hakkımız bulunmuyor. Kılavuz kaptan ve römorkör gibi uygulamalar maalesef kazaları önlemede yetersiz kalıyor. Şehrin iki yakası arasındaki deniz trafiğini engellemek de ekonomik ve sosyal olarak mümkün değil. Ülkemizin göz bebeği İstanbul'u, boğazdaki bu tehlikeli trafikle baş başa bırakamayacağımıza göre yeni alternatifler üretmemiz gerekiyor.
Dünyadaki örneklere baktığımızda Kanal İstanbul tarzı su yollarının hem yaygın hem de oldukça karlı olduğunu görüyoruz. Kanal İstanbul Projesi bu arayışın sonunda ortaya çıkmıştır. Üstelik bu proje yeni de ortaya atılmış da değildir. Tarih boyunca aynı amaçla hayal edilmiş diğer projeleri bir kenara bırakıyorum. AK Parti olarak bizim de İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olduğumuz dönemden itibaren İstanbul'da böyle bir Kanal İstanbul Projesi'nin arayışı içerisine girdik. Hükümet olduk, ondan sonra yaklaşık 10 yıllık bir emekle bu çalışmayı sürdürüyoruz. 2011 yılında milletimize bu sözü verdik, adım adım dersimize çalıştık. Esasen 2023 hedeflerimizden biri olan Kanal İstanbul'u yapmakta geç bile kaldık."
Bu tür projelerin hayata geçirilmesi için çok ciddi ve uzun süren ön hazırlıkların yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, jeolojik, jeoteknik, hidrolojik araştırmalar, dalga ve deprem analizleri, trafik etütleri ve çevresel etki çalışmaları gibi süreçlerin tamamlandığını kaydetti.
- "Kanal İstanbul Projesi'nde 200'ün üzerinde bilim insanı görev aldı"
Bu çalışmalarda 11 farklı üniversite ve çeşitli kamu kurumlardan 34 ayrı bilim dalına mensup 200'ün üzerinde bilim insanının görev aldığını belirten Erdoğan, kanal için belirlenen 5 farklı güzergahtan en uygun olanı üzerinde karar verildikten sonra 304 ayrı noktada 17 bin metrenin üzerinde sondaj çalışması yapıldığını anlattı.
Güzergah boyunca, 248 jeofizik etüt gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Laboratuvar deneyleri ve zemin çalışmalarının ardından kanalın modellemesine geçildi. Bunun için kendi alanlarında dünyanın en önde gelen uluslararası firmalarıyla çalışıldı. Mühendislik projelerinin ve ÇED çalışmalarının tamamlanmasıyla bugünkü aşamaya gelindi. Kanal çalışma alanı 152 milyon metre kareyi bulurken bunun yaklaşık üçte birinde kamulaştırma ihtiyacının olduğu görüldü. İnşa maliyeti 75 milyar lira olarak hesaplanan Kanal İstanbul bünyesinde 2 liman, 1 yat limanı, 1 lojistik merkezi, 7 köprü, 2 demir yolu hattı, 2 hafif raylı sistem hattı yer alacak.
Kanal etrafında büyük bölümü kentsel dönüşüm çerçevesinden sadece 500 bin kişilik konut alanına izin verilebilecek. Buna rezerv alan da diyebiliriz. Bu 500 bin kişi dışardan gelmeyecek. Şehrin kendi içinde bir yerleşim hareketliliği olacak. İnşaat sürecinde ortaya çıkacak hafriyat, bu projeye mahsus bir yöntemle değerlendirilecek. Şehrin olumsuz etkilerden korunması da sağlanacak. Görüldüğü gibi tüm unsurları ve boyutlarıyla iyi çalışılmış, her ayrıntısı düşünülmüş bir projedir. Böyle zincir yapmakla bilmem ne yapmakla bunu engelleyemezsiniz."
Projenin finansmanı ve inşası aşamasında herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklarına inandığını kaydeden Erdoğan, "Bizim işimiz eser üretmektir, onların işi boş boş konuşmaktır. Bunlar Marmaray'a, Avrasya'ya, Yavuz Selim Köprüsü'ne, Osman Gazi'ye 'istemezük' demediler mi? İstanbul ve İzmir arasındaki 4 saat 15 dakikalık sürece yine 'istemezük' demediler mi? Biz bütün bunlara rağmen bunları yaptık mı? Yaptık. Bunlar Nissibi Köprüsü'ne de 'isetemezük' demediler mi? Dediler, yaptık mı? Biz 6 bin kilometre bölünmüş yolu 27 bin kilometreye çıkarırken de bunlar yine 'istemezük' dediler. Biz dağları deldik. Benim Kahramanmaraşlı kardeşim o tünelden geçerken gayet güzel bir şekilde teybini de açtı ve 'bu dağları kimler deldi' diye de gereken cevabı oradan verdi." ifadelerini kullandı.
- "Marmaray'dan günde 500 bin kişi geçiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Marmaray'dan bir günde 500 bin kişinin geçtiğini ve şimdiye kadar toplam 440 milyon kişinin Marmaray'dan yolculuk yaptığını aktardı.
İstanbul Havalimanı konusunda yine aynı çevrelerin hazımsızlığının söz konusu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bunlar İstanbul Havalimanı'na da 'istemezük' diyorlardı. Yaptık mı? Yaptık. Yalan yanlış resimlerle her tarafı donattılar. Halbuki geçtiğimiz yıl kendilerinin de aralarında olduğu 51 milyon insan İstanbul Havalimanını kullandı ve yapılan eserin ihtişamını herkes gördü. Yürekleri kin ve nefret kaplayınca göz görmüyor, kulak işitmiyor, dil konuşmuyor, kalp nasırlaşıyor. Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir proje, fikir ve eser üretmeyip sadece Türkiye'nin tökezlemesini hatta yere serilmesini uman, siyasi rant devşirme peşinde olanlara söyleyecek söz bulamıyorum." diye konuştu.
Erdoğan, İstanbul İkitelli'de yaklaşık 2 bin 600 yatak kapasiteli büyük bir şehir hastanesi yaptıklarını ifade ederek, "Oranın raylı sistemini de bundan önce AK Parti'li belediye başkanımız yapma sözü vermişti. Şimdi yapmam diyorlar, istediğin kadar 'yapmam' söyle. Biz o projeyi de hayata geçireceğiz. Çünkü bizim milletimize verdiğimiz bir sözümüz var. Sen bunu nasıl engellersin? Buna senin gücün yeter mi? Bütün bunların tedbirleri alınmıştır. İnşallah hastanemiz bu yıl sonuna kadar devreye girecektir. İstanbul Avrupa yakasındaki en büyük şehir hastanemiz olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, kendi ülkesinin başına bir musibet gelmesi için gece gündüz heveslenen hastalıklı zihniyete hak ettiği dersi 2023 ve 2024 seçimlerinde sandıkta vereceğini belirterek, "Biz kendi işimize bakacağız. Onları da kendi küçük dünyalarında korkuları ve yalanlarıyla baş başa bırakacağız. Türkiye'nin tüm büyük projelerinde olduğu gibi Kanal İstanbul'u da engellemek isteyenlere rağmen bu abide eseri ülkemize kazandıracağız." dedi.
(Sürecek)