TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütü mensuplarının 30 kilometrelik alanın dışına çıkartılamadığını görürsek veya her nereden olursa olsun saldırılar sürerse kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Barış Pınarı Harekatı'na değinerek, Batı ülkelerinin, Türkiye'ye "Ne kadar kalacaksınız?" diye sorduğunu, kendisinin de "Siz ne zaman çıkıyorsunuz? Onu söyleyin." dediğini aktardı.
Berlin'de, Londra'da bir toplantı yapılmasının teklif edildiğini belirten Erdoğan, "Bu toplantının yapılacağı üç yer var; ya Şanlıurfa ya Gaziantep ya İstanbul, gelin burada yapalım. Şimdi bu teklifin, gerçekten akılla, mantıkla izahı yok. Olayın olduğu yer burası, sen beni Berlin'e çağırıyorsun. Ben turist miyim? Ne işim var benim orada. Eğer bu konuda samimi, dürüstseniz olayın yaşandığı yere gelin. Gelin de belki size bir de sınırları gezdiririz. Buraları da görme fırsatınız olur ama yok." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3-4 Aralık'ta Londra'da NATO liderler zirvesinin gerçekleştirileceğini, zirvede zaten bir genelleme yapılacağını, bu görüşmelerin Londra'da ayrıca yapılabileceğini ilettiklerini söyledi.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı bir telefon görüşmesinin ardından Başkan Yardımcısı Mike Pence başkanlığındaki bir heyetin Türkiye'ye geldiğini, müzakere sonucu varılan 13 maddelik mutabakat metnini kamuoyu ile paylaştıklarını anımsattı.
Bu mutabakata göre Resulayn ve Tel Abyad arasında yer alan 120 kilometre genişlik ve yaklaşık 30-32 kilometre derinlikteki bölgenin terör örgütlerinden arındırılması gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun için harekatımıza 120 saatlik süreyle ara verdik. Belirlenen sürenin sonunda maalesef hala teröristler tarafından bölgedeki askerlerimize ve Suriye Milli Ordusuna yönelik saldırılar devam ediyordu. Adeta karış karış tarayarak hem teröristleri imha ediyor hem tahkimatları yıkıyor hem de kalan mühimmat ve malzemeleri topluyoruz. Açık konuşuyor ve muhataplarımızı ikaz ediyoruz. Bu hattın dışından gelecek saldırılara en sert şekilde karşılık verecek ve gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz."
- "Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz"
Suriye sınırının diğer kesimleri için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi'de görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, Rusya ile de 10 maddelik bir mutabakat metni üzerinde uzlaşıp bunu da kamuoyuna açıkladıklarını dile getirdi.
Buna göre, Barış Pınarı Harekatı bölgesinin doğusundaki Ayn El Arap ile batısında kalan uzunca bir bölgede yine 30 kilometre derinliğinde teröristlerden arındırılmış bir bölge oluşturulacağını söyleyen Erdoğan, ilk 10 kilometre derinlikte Ruslar ile ortak devriye yaparak durumu bizzat kontrol altında tutacaklarını bildirdi.
Erdoğan, diğer bölgeler için Rusya'nın güvenceler verdiğini dile getirerek şunları ifade etti:
"Bilindiği gibi bu konularda Ruslarla vardığımız 150 saatlik mutabakatın süresi dün akşam saat 18.00'de sona erdi. Dün heyetlerimiz arasında yapılan görüşmelerde, Rusya tarafı bize Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki bölgelerden 34 bin terör örgütü mensubunun beraberindeki 3 bin 260 ağır silahla birlikte 30 kilometrelik hattın dışına çıktığını ifade etmişlerdir. Her ne kadar bizim elimizdeki bilgiler, bu konuda henüz tam manasıyla başarılı olunamadığına işaret ediyorsa da sahadaki tespitlerimizin ardından kendilerine gereken cevabı vereceğiz. Bu kapsamda cuma günü sahada Ruslarla ortak çalışmaları başlatıyoruz. Yani devriye çalışmalarını başlatıyoruz. Şayet terör örgütü mensuplarının 30 kilometrelik alanın dışına çıkartılamadığını görürsek veya her nereden olursa olsun saldırılar sürerse, kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz. Gelişmelere göre bu konudaki tavrımızı belirleyecek ve hayata geçireceğiz. Şimdilik elimizdeki kazanımları güçlendirmeye bakacağız. Güvenli hale getirdiğimiz yerlerde altyapının güçlendirilmesi, idare kapasitesinin geliştirilmesi çalışmalarına hemen başladık. Suriyelilerin güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönüşleriyle ilgili projemizi de süratle hayata geçireceğiz. Avrupalı liderlerle ya kasım ayı içinde ülkemizde ya da aralık başında NATO zirvesinde bu konuyu detaylı bir şekilde ele alacağız.
Unutmayın bu tür mücadeleler uzun solukludur. Bazen bize '30 kilometrenin ötesindeki teröristler ne olacak?' diye soruyorlar. Diğerlerine ne olacaksa onlara da aynısı olacak, son teröriste kadar tamamı temizlenecek. Gerektiğinde sahada gerektiğinde masada oyunu değiştirecek hamleler yaparak, hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz. Biz, bölgemizde neredeyse yarım asırdır ilmek ilmek işlenen bir büyük oyunu bozduk, bozuyoruz. Şimdi adım adım kendi planlarımızı, projelerimizi, önceliklerimizi hayata geçiriyoruz. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz."
- "Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'nın, özellikle Amerika'da sadece güvenlik politikaları, diplomatik ilişkiler düzeyinde değil iç politikada da çok ciddi sonuçlar doğurmaya başladığına işaret ederek, bunun iki ayrı örneğine dün gece Temsilciler Meclisinde kabul edilen tasarılarla şahit olduklarını söyledi.
Bu tasarılardan birinin sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olduğunu hatırlatan Erdoğan, esasen Amerikan siyaseti içinde bir ekibin yaklaşık 20 yıldır bu yönde gayret gösterdiğini, bugüne kadar yönetimlerin feraseti sayesinde engellenen bu yöndeki girişimlerin, Amerikan kamuoyunda Türkiye aleyhinde oluşan hava kullanılarak Temsilciler Meclisinden geçirildiğini ifade etti.
"Yani bir anlamda fırsatçılık yapıldı." diyen Erdoğan, "Buradan Amerikan kamuoyuna da tüm dünyaya sesleniyorum; bu atılan adımın hiçbir kıymeti harbiyesi yok, bunu tanımıyoruz zaten. Açık konuşmak gerekirse, kendi dilimizle buna cevap verelim; kendileri çalıp kendileri oynuyorlar, yapılan bu." diye konuştu.
Buna rağmen Türkiye'ye atılan bu iftiranın bir ülke parlamentosunda kabul görmüş olmasından dolayı üzüntülü olduklarını dile getiren Erdoğan, "Bu nasıl bir anlayıştır? Biz yıllarca şunu söyledik; bu iş tarihçilerin işidir. Bu iş arkeologların işidir. Görevlendirelim, heyetleri oluşturalım, onlar bu çalışmayı yapsınlar. Bu işe bir siyaset gömleği giydirilmesin. Bütün bu çalışmalar yapıldıktan sonra siyasetçiler masaya otursunlar, ondan sonra da bunun adını koyalım." dedi.
(Sürecek)