ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Avrupa Halk Partisi'nin liste başı adayı Manfred Weber'in Türkiye karşıtı açıklamalarına ilişkin, "Bu kafa faşist ve ırkçı bir kafa." dedi.
Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bazı söylemlerini eleştiren Çelik, hakim ve savcılara "köleler" diye hitap eden bir Genel Başkanı herhangi bir şekilde Türkiye'nin sindirmesi, kabullenmesi ve buna dair bir meşruiyet duygusu içinde olmasının mümkün olmadığını belirtti.
Çelik, "Genel Başkanlıkta kullanılan bu cümleler, resmen bir siyasi kriz konusu olmuştur. Hakim ve savcılara 'köleler' diye hitap eden aynı zamanda PYD, YPG'nin terörist olmadığını söyleyen böylesine bir basiretsizlikle bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız." diye konuştu.
Türkiye'nin demokrasi kapasitesinin yüksek ve bu konudaki hukuk geleneğinin de son derece kuvvetli olduğunu belirten Çelik, Türkiye'nin yoluna devam ettiğini, işlerin yolunda gittiğini ifade etti.
Vatandaşların herhangi bir şekilde gerilmesine, stres altında tutulmasına dönük bir ortam yaratılmasına hiçbir şekilde müsaade edilemeyeceğine vurgu yapan Çelik, her şeyin kendi yolu içerisinde gittiğini, hukukun cevaz verdiği, mümkün gördüğü çerçevede ilerlediğini kaydetti.
Bu çerçevenin dışında herhangi bir şey bulunmadığını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Hukuk, seçim sonrasına dönük olarak seçim sürecinin bir parçası olmak üzere herhangi bir şekilde seçim sürecinin dışında görmeden bu tip itiraz mekanizmalarına imkan tanımıştır, cevaz vermiştir. Kullanılan da bundan ibarettir. Memleketin her tarafında hükümet, TBMM gündemine hakimdir, belediyeler çalışmaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun üretmeye çalıştığı gibi bir stresli ortam yoktur. Esas Türkiye'de üretilen stres Sayın Kılıçdaroğlu'nun cümleleridir. Sürekli olarak CHP yetkilileri, 'Türkiye'de gerilimden uzak durun, kutuplaşma yaratmayın' diyorlar. Ben de diyorum ki biri genel başkan olarak 'PYD, YPG terör örgütü değildir. Bize saldırmaz' diyorsa ya da genel başkanlık koltuğunda oturan biri çıkıp, hakim ve savcılara 'köleler' diye hitap ediyorsa, bundan başka bir gerilim ve kutuplaşma unsuru var mıdır? Dolayısıyla gerilimi ve kutuplaşmayı kim üretiyor? Bunun altının tekrar tekrar çizilmesi gerekmektedir."
- "Aşırı sağcıların karargahı"
23-26 Mayıs tarihlerinde Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin yapılacağını anımsatan Çelik, geçmişte bir demokrasi okulu olarak anılan AP'nin son zamanlarda "aşırı sağcıların karargahı" haline geldiğini söyledi.
Çelik, "Bu seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte İslam, Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı sezonunu açmış gözüküyorlar. Bu kafayla giderlerse ki istatistiklerde onu gösteriyor, AP'de çoğunluğu aşırı sağcıların ve ırkçıların elde edeceği." dedi.
Avrupa Halk Partisi'nin liste başı adayı Manfred Weber'in, Türkiye'nin AB adaylığına açık ve net bir şekilde karşı olduğunu söylediğine değinen Çelik, şunları kaydetti:
"Avrupa'nın Hristiyan geleneğinden gelmesinden gurur duyduğunu, bu geleneğin korunması gerektiğini ve bu nedenle de Türkiye'nin adaylığına karşı çıkması gerektiğini söylüyor. Tabii bu kafa, faşist ve ırkçı bir kafa. Ama bu kafanın diğerlerine, gündemini saklayanlara göre bu kadar açık ve berrak konuşması takdir edilmeli. Türkiye'nin mücadelesi zaten bu ırkçı ve faşist kafalarladır. Avrupa uzun zamandan beri kendisini dışarıdan gelen bir unsurun, örneğin Rusya, Çin gibi dış bir unsurun AB'yi tehdit ettiğini düşünüyordu. Ama bir kere daha görülmüştür ki Avrupa için esas tehlike İslam, Türkiye ve göçmen düşmanlığı üreten, nefret suçu yayan, dine dayalı bir Avrupa projesi peşinde koşan Weber gibilerin zihniyetidir."
- "Güçlü bir Avrupa devleti olarak bu mücadelemizi sürdüreceğiz"
Türkiye'nin Avrupa'da yerinin olmadığının söylendiğini yineleyen Çelik, demokratik, refah, güvenlik ve kimlikleri bir arada yaşatabilen bir Avrupa'nın Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu vurguladı.
Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
"Çoğulculuğu barındıran, demokratik prensipleri koruyan ve kollayan, hukuk prensiplerini yücelten bir siyasi birlik projesi olarak her türlü kimlikçiliğin üzerinde bir Avrupa Türkiye için stratejik bir hedeftir. Eğer AB, Weber gibi adamların kafasındaki bir Avrupa olacaksa o zaman tabi ki böyle bir Avrupa'ya bizi davet etseler bile kabul etmeyiz. Avrupa'nın her tarafındaki ülkelerde aşırı sağcıların, faşistlerin ikinci ya da üçüncü parti haline gelmesi bizim için büyük bir kaygı sebebidir. Avrupa'nın geleceğinin bu şekilde faşistlerin, ırkçıların elinde kalması İslam ve Türkiye düşmanlarının eline geçmesi demek. Sadece bizi ilgilendiren değil, aynı zamanda Avrupa'nın geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Bu sebeple AB üyesi olmasak da tarih boyunca güçlü bir Avrupa devleti olarak bu mücadelemizi sürdüreceğiz ve bu mücadele çerçevesinde de yolumuza devam edeceğiz."
- Trump ve Putin ile görüşme
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmelerinin son derece verimli geçtiğini aktaran Çelik, "Özellikle Başkan Trump ile yapılan görüşmede S-400'lerle -aramızda bir tartışma konusu- ilgili ortak komite kurulması ve Suriye meselesi ele alınmıştır." dedi.
Putin ile yapılan görüşmede de son derece tehlikeli birtakım tırmanışların olduğu Libya ve diğer meselelerin ele alındığını bildiren Çelik, "Bundan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın hem ziyaretler halinde hem kabuller halinde hem de telefon diplomasisi şeklindeki temasları aynı ivmeyle sürecektir. Her iki görüşmenin de tarafımızdan son derece olumlu gelişmeler olarak karşılandığını ifade edebilirim." diye konuştu.
(Bitti)