AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Toplumun alt ve orta grubunda bulunan insanlarımızın satın alma güçleri ve refah seviyelerinde bir gerileme yaşamasına kesinlikle müsaade etmiyoruz." dedi.
Canikli, AK Parti Sivas İl Başkanlığınca bir otelde düzenlenen "Şehir Buluşmaları"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinin küresel güçleri rahatsız ettiğini söyledi.
Türkiye'nin 2002 yılından bugüne savunma sanayisinde katettiği mesafeye işaret eden Canikli, "2002 yılındaki savunma sanayii ihracatı toplamı yanlış hatırlamıyorsam 280-300 milyon dolar civarındaydı, bugün 6 milyar doları aştık." diye konuştu.
Canikli, Türkiye'nin küresel ekonomide söz sahibi olmaya başlamasının bu artıştan etkilenen ülkeleri rahatsız ettiğine dikkati çekerek "Ahlaki olan, olmayan her türlü yöntemi kullanıyorlar. Bugün yaşadığımız sıkıntıları bu çerçevede düşünmek lazım. Yani elbette deprem 104 milyar dolarlık ilave bir fatura ortaya koydu. Bütçe imkanlarımız olsa da olmasa da böyle bir durumda harcama erteleyemezsiniz. Kesinlikle hemen anında ertesi gün başlamamız gerekiyor ve başladık." ifadelerini kullandı.
Özellikle son aylarda ekonomideki bazı gelişmelerden vatandaşların yoğun şekilde şikayetçi olduğunu bildiklerini aktaran Canikli, "Yani onun farkındayız. Bunu bir mazeret olarak söylemiyorum. Elbette deprem ve buna benzer görülmeyen harcama artışlarının payı var ama esas itibarıyla bu dönüşümden, bu değişimden kaynaklanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Canikli, ekonomideki gelişmeleri tartıştıklarını, takip ettiklerini ve bu dönüşüm sancılarının olabildiğince minimum seviyede tutulması için gereken her türlü çalışmaları yaptıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Amerika biliyorsunuz, Yunanistan'ın Dedeağaç bölgesinde Türkiye sınırına çok büyük bir ordu yerleştirdi, asker yığınağı yaptı. Uçak, tank, bütün lojistik silahlar... Hepsini oraya koydu. Kime karşı diyorsun? 'Rusya'ya karşı' diyor. Hiç alakası yok. Türkiye'ye karşı. Hani bu değişimden rahatsızlıkları söylemiştim, bakın o kadar büyük rahatsızlık var ki Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan terör örgütlerine, inanılmaz şekilde gözümüzün önünde yardım ediyorlar. Şu ana kadar 35 bin kişilik bir orduyu donatacak silah ve mühimmat desteği sağladılar. Bu, Türkiye'ye tehdittir. Dedeağaç'a böyle bir yığınak yaptı. Sadece onlar mı? Değil, Fransa ve İngiltere de var. Yani Fransa bunu daha açıktan yapıyor."
Canikli, İsveç'teki Kur'an-ı Kerim yakma eylemine değinerek "Her zaman olduğu gibi polisin gözetiminde. Oradaki bir vatandaş yanan Kur'an-ı Kerim'i söndürmek için söndürme tüpünü götürüyor ve polisler anında ona müdahale ediyorlar ve tutukluyorlar. Nerede özgürlük Allah aşkına? Yakma özgürlüğü varsa onu söndürme özgürlüğü de olması gerekmez mi?" dedi.
- "Türkiye herhangi bir ülke değil"
Batı ülkelerinin, Türkiye'ye yönelik insan hakları, özgürlükler üzerinden yaptığı eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını, tam bir aldatmaca olduğunun altını çizmek gerektiğini vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:
"Bu süreci de geçireceğiz ama biraz daha devam edecek. Bu dönüşüm, büyük bir dönüşüm. Yani Türkiye herhangi bir ülke değil. Bu trend böyle devam ederse hem uluslararası ekonomide hem uluslararası politikada ve diğer alanlarda bütün dünyanın güç dengesini bozacağını, değiştireceğini öngörüyorlar. Biz daha çok savunma ürünü sattıkça onların satışları ve gelirleri azalacak. Dolayısıyla o müdahaleyi yapıyorlar. Onlar onu yapıyorlar da kendi ülkesinin menfaatini koruyorlar ama onların Türkiye'de sözcülüğünü, avukatlığını yapanlar, yerli gibi görünenler açısından nasıl bir tanımlama yapmak gerekir onu da sizlerin takdirlerine bırakıyorum."
Canikli, bu milletin, dik duruşunu devam ettirdiği sürece bütün bunları savuşturacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin önemini vurgulayan Canikli, "Şu yaşadığımız süreçte başkanlık sisteminin olumlu etkilerini görüyoruz, yaşıyoruz ve milletimizin doğru bir karar verdiğini bir kez daha görüyoruz." diye konuştu.
- "Enflasyon düşme trendine devam edecek"
Canikli, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bir taraftan da hayat devam ediyor. Vatandaşın problemlerini halletmemiz, çözmemiz gerekiyor. Onların çözümü konusunda da bir emeklilerimiz kaldı. Onu da Cumhurbaşkanımız zaten ifade etti; 'En geç yılbaşında onu da halledeceğiz.' Toplumun alt ve orta grubunda bulunan insanlarımızın satın alma güçleri ve refah seviyelerinde bir gerileme yaşamasına kesinlikle müsaade etmiyoruz. Bakın bugün asgari ücret 400 doların üzerinde şu an. Tarihin en yüksek seviyesi. Türkiye'nin hayallerine, hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçemeyeceğimiz somut politikaların biri de büyüme, üretim ve istihdam. Yani 2018 sonrası sıkça önerilen o ekonomik politika, para politikası uygulanmış olsaydı, Türkiye'de bugün işsizlik oranı en az yüzde 15-16 seviyesinde olurdu. Bu da bir sosyal çalkantıyı, kargaşayı beraberinde getirirdi. Enflasyon, 2025-2026'da inşallah istediğimiz seviyeye inecek. 2024 ortalarından itibaren düşme trendine devam edecek. İnşallah 2025'te de Hazine ve Maliye Bakanımızın açıklaması paralelinde söylüyorum, daha erken de olabilir."