ANKARA (AA) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, "Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızı ve ülkücüleri, bir terazinin iki ayrı kefesindeki ağırlık birimleri gibi gösterip, matematiksel oy hesabı yapanlar, hem Kürt kardeşlerimize hem de ülkücülere karşı ayrımcılık yürütmektedir. Bu bölücü, dışlayıcı, ötekileştirici insanlık dışı söylem suçtur. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti savcılarını göreve davet ediyoruz." ifadesini kullandı.
Adan, yaptığı yazılı açıklamada, "Cumhur ittifakı"nın halkın gönlünde makes bulduğunu belirterek, gerek kamuoyunda hissedilen havanın, gerekse sahada milletle kurdukları temaslardan edindikleri izlenimin bu yönde olduğunu vurguladı.
"Cumhur ittifakı"nı, milletin beraberliği, vatandaşların kalp ve akıl birlikteliği olarak niteleyen Adan, şöyle devam etti:
"Vatan sathında yaşayan herkesin hayrınadır. MHP'nin içinde olduğu bir yapının daima ülke menfaatine olduğuna zaten kani olan milletimiz, ferasetiyle sağlamasını da yapmıştır. Bizim adını koyduğumuz ittifaka o da yüreğini koymuştur. Biz davetimizi koltuk hesabı üzerinden yapmadığımız için koltuk sevdasına kapılıp, bu gemiyi terk edenler davetimizden rahatsız olmuşlardır. Bizim çağrımızdan, Afrin'de sıkışan, korku içinde Kandil'de sonlarını bekleyen dağ farelerini inlerinde ezecek bir iradeyi doğuracağı için onların hamiliğini, sözcülüğünü, yeri geldiğinde canlı kalkanlığını yapanlar rahatsız olmuşlardır."
Adan, seslerinin, devlet ve milletin daha da kucaklaşması, Türkiye'nin büyümesi için yükseldiğini, bu yüzden de devlet ile milletin ardından kuyu kazmaya ömrünü adayanların rahatsız olduklarını savundu.
"Vatan müdafaası için mevzi alanlar sevinmiş, vatan evlatlarına mezar kazanlara ise uyku haram olmuştur." değerlendirmesinde bulunan Adan, rahatsız olanlar ile fitne, fesat ve tezviratı en temel yöntem olarak belirleyenlerin, yalan imalathanesinin zihinlerinin çarklarını sinsi bir şekilde döndürmeye başladığını ifade etti.
Bu yalanların başında, MHP'nin ittifaktaki varlığının Güneydoğu Anadolu'daki oy potansiyeline zarar vereceği iddiasının geldiğine işaret eden Adan, bu iftiranın daha önce de pazarlanmaya çalışıldığını ancak 16 Nisan referandumunun sonuçlarının bu yalanın foyasını meydana çıkarmaya yettiğini vurguladı.
Referandum öncesi, şehirlere hendekler kazarak devlet iradesini teslim almaya çalışan PKK'nın karşısına, Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletin keskin kılıcıyla çıktığını ve bölücülere hak ettikleri cezayı kestiğini ifade eden Adan, terör örgütü silahlı gücünün, Güneydoğu'da yaşayan vatandaşları tehdit edemeyecek şekilde bitirildiği için vatandaşların hür iradeleriyle seçim sandıklarının başına gittiklerini belirtti.
Adan, bu hürriyet ortamının, tehditle şantajla oy toplamaya alışkın Kandil kuklası siyasetçilerin hezimetine ve o referandumda temellendirilen ittifakın imza attığı bir demokrasi zaferine dönüştüğüne dikkati çekti.
- "Kaynaşmış bir millet ve güçlü bir devlet"
Adan, şöyle devam etti:
"Bugün şanlı ordumuz, PKK'nın işgali altında bulunan Afrin'e istikrar ve huzuru götürmüştür. Fakat terör örgütünün bütün kışkırtmalarına rağmen ülkemizin hiçbir yerinde, bilhassa da Güneydoğu Anadolu şehirlerinde toplumsal tepki oluşmamıştır. Aksine pek çok yerde, Doğu ve Güneydoğulu kardeşlerimiz, askerlik şubelerine başvurarak Türkiye'nin verdiği namus ve onur mücadelesinde gönüllü olarak yer almak istediklerini belirtmişlerdir. Netice doğru analiz edildiğinde görülmektedir ki MHP ve AK Parti beraberliğinin vadettiği 'kaynaşmış bir millet ve güçlü bir devlet' kavramları, Edirne'den Şırnak'a kadar bütün milletimizin gönlünden geçmektedir."
Seçim güvenliği sağlandığında, ayrılıkçı, ırkçı ve bölücü hareketin hüsrana uğrayacağını belirten Adan, "2019'da gerçekleşecek seçim öncesinde, sandık güvenliği kapsamında alınacak önlemlerin hukuki altyapısına saldıranlar da, aslı astarı olmayan toplumsal öngörülerle, Doğu ve Güneydoğulu kardeşlerimizle MHP'yi karşı karşıya getirmeye çalışanlar da aynı odağa hizmet etmektedir." ifadesini kullandı.
Ülkücü hareketin Güneydoğu'daki vatandaşların gözündeki imajının, bazı kirli siyaset bezirganlarının iddia ettiği gibi olmadığına dikkati çeken Adan, ülkücülerin, bu memleketin her bir köşesinde, güçlü devlet algısını oluşturan ana damarın temsilcileri olduğunun altını çizdi.
- "Terör örgütünün şerrinden kurtuluş demektir"
Celal Adan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"MHP ve ülkücü hareket, Güneydoğu'nun her yerinde, terör örgütünün şerrinden kurtuluş demektir. Bizim partimiz, kardeşlerimizin gözünde, bölücüleri tarih sahnesinden silebilecek iradenin ve iddianın siyasi arenadaki sahibidir. MHP ile ilgili bu çürümüş politik yalanlardan en fazla rahatsızlık duyan kişiler, yıllar boyu üç hilalin Güneydoğu şehirlerinde sancaktarlığını yapan binlerce ülküdaşımızdır. Bu partinin temelinde onların alın teri ve göz nuru vardır. Bu hareket, Doğu ve Güneydoğulu ülkücü şehitlerimizin vatan toprağına dökülen tertemiz kanlarını ve arkalarından döktüğümüz gözyaşlarını asla unutmamıştır."
Adan, Kızılcahamam'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla inşa edilen "Ülkücü Şehitler Anıtı"nda Türkiye'nin dört bir yanında bu ülkenin selameti için kızıl teröre "dur" demiş ve toprağa düşmüş ülküdaşların isimlerinin yer aldığını kaydetti.
Bu anıtta12 Eylül zulmü yüzünden yolu işkencelerden ve zindanlardan geçmiş yüzlerce ülkücünün ismine adanmış ağaçlar bulunduğunu da anımsatan MHP Genel Başkan Yardımcısı Adan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"MHP, bu ülkenin sigortası, bu devletin sinir ucu, bu milletin sınır ucudur. Partimiz sadece Türkiye'nin değil, medeniyet coğrafyamızın eriştiği her karış toprağı kucaklayan bir birikime sahiptir. Afrin'i kurtaran ve oradaki insanlara hürriyeti taşıyan eller nasıl bozkurt yapıyorsa, Güneydoğu'yu kalkındıracak olan iman ve irade de bozkurtların yüreğinden doğacaktır. Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızı ve ülkücüleri, bir terazinin iki ayrı kefesindeki ağırlık birimleri gibi gösterip matematiksel oy hesabı yapanlar, hem Kürt kardeşlerimize hem de ülkücülere karşı ayrımcılık yürütmektedir. Bu bölücü, dışlayıcı, ötekileştirici insanlık dışı söylem suçtur ve PKK adına televizyonlarda medya aracılığıyla birileri resmen bölücülük yapmaktadırlar. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti savcılarını göreve davet ediyoruz."