SİNAN ÖZMÜŞ - Konya'nın Seydişehir ilçesinde 11 parça tarlanın paylaşılamaması nedeniyle 40 yıldır süren uyuşmazlık, arabuluculuk sistemiyle yurt dışı tebligatlarına, keşif yapılmasına, bilirkişi raporu beklenmesine gerek kalmadan çözüme kavuştu.
Seydişehir'de 1984'te vefat eden Şerife Önal'dan kalan tarlalar, mirasçıları tarafından çeşitli gerekçelerle 40 yıl boyunca paylaşılamadı.
Mirasçıların çocuklarına ve torunlarına intikal eden bu durumun çözümü için aile avukatı Ufuk Genç tarafından başlatılan çalışmalar, mirasçılık belgesi konusunda tıkandı.
Seydişehir İlçe Nüfus Müdürlüğünde yıllar önce yaşanan yangın ve evlenen kadınların mirasçılık belgesinde yer almamalarından ötürü mirasçılık belgesi alımı için mahkemeye başvuruldu.
Yaklaşık bir yıl süren yargılama sonucunda, bilirkişi raporunun ardından alınan mirasçılık belgesi, mirasçılardan iki kişinin farklı zamanlarda vefat etmesi nedeniyle mahkeme yoluyla iki kez daha yenilendi.
Mahkeme süreçlerinin ardından mirasçılar, başka sorunlarla sürecin uzamaması için tarlalardaki pay tespiti ve paylaşımı için mahkeme yerine arabuluculuk sistemine başvurdu.
Avukat Ufuk Genç ve arabulucu avukatın yürüttüğü sürecin sonunda dosyanın satış memurluğuna gönderilmesi konusunda karar çıktı.
- Mirasçılık belgesi almak için 3 kere mahkemeye başvuruldu
Avukat Ufuk Genç, AA muhabirine, mirasçıların mirasın paylaşımı konusunda uzun süre anlaşmaya varamadıklarını söyledi.
Zaman içerisinde mirasçı sayısının daha da artmasıyla uyuşmazlığın çözümünün daha zor hale geldiğini belirten Genç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uyuşmazlığın kısa sürede arabuluculuk yöntemiyle çözümlenmesinin daha büyük avantaj sağlayacağını öngördük. Mirasçılık belgesi, ortaklığın giderilmesi, uyuşmazlıklara taraf teşkilinin sağlanması açısından çok önemli bir belge. Alınması gerekiyor. Mirasçılık belgesini aldıktan sonra mirasçılardan bir ya da birkaçı vefat ettiği zaman tekrar mirasçılık belgesi almak zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla hızlı bir şekilde uyuşmazlığı çözmek bizim menfaatimizeydi. Arabuluculuk yönteminin taraflar açısından ekonomik olması, her türlü iletişim vasıtasının kullanılabiliyor olması ve dostane olarak uyuşmazlığın çözüme kavuşması sebebiyle tüm tarafları anlaşma yapmaya davet ettik."
Genç, süreçte taraf vekili olarak görev yaptığını, arabulucuya da her türlü desteği sağladığını ifade etti.
Taraf sayısının 30 kişi olduğunu ve aralarında yurt dışında yaşayanların da bulunduğunu anlatan Genç, "Arabuluculuk sayesinde, yurt dışında olanlara tebligat gibi bir sorunla da uğraşmadık. Mahkemeye gidildiğinde tüm taraflara tebligat gönderilmek durumunda. Tebliğ edilmeden süreç tamamlanmıyor. Dava dilekçesi hatta bilirkişi raporları, gerekçeli karar, bunların hepsi tebliğ edilmek zorunda. Bunlarla uğraşmadık." dedi.
Keşif yapılması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını vurgulayan Genç, "Hatta bilirkişi tayin edilip, üç bilirkişiye ayrı ayrı ücret ödenmesi de söz konusu olmadı. Tüm bunları arabuluculuk sürecinde kendi müvekkillerimiz ve diğer taraflar açısından bir avantaja dönüştürerek süreci hızlı bir şekilde bitirmiş olduk." diye konuştu.
Genç, tarafların mahkeme kapısında davacı ve davalı olarak karşı karşıya gelmediğinin, sorunun 1 ayda çözüldüğünün altını çizerek, "Uyuşmazlığı dostane bir şekilde barışçıl yöntemlerle sona erdirdiler. Kazan kazan yöntemiyle herkes mutlu oldu. Mutlu ayrıldı. El sıkışarak süreci bitirmiş oldular." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ummadığımız bir şekilde daha kısa sürede bitti"
Mirasçılardan Yaşar Önal, babaannesi Şerife Önal'ın hayatını 40 yıl önce kaybettiğini, o zamandan beri tarlalarla ilgili akrabalar arasında uyuşmazlık olduğunu söyledi.
"Bu iş böyle devam etmez, bu işi çözelim" düşüncesiyle avukatları Ufuk Genç'e vekalet verdiklerini dile getiren Önal, "Sorunun çözülmesinden dolayı çok mutluyuz. Ummadığımız bir şekilde daha kısa bir sürede bitti." dedi.
Önal, Seydişehir'de bu tür uyuşmazlıklar için açılan ve yaklaşık 10 yıl süren çok dava olduğunu aktararak, "Ama bizde öyle bir şey olmadı. Arabuluculuk sistemi sayesinde tarlalar satışa çıkacak." diye konuştu.
Ayla Önal da mirasın, rahmetli eşinden kendisine intikal ettiğini anlatarak, "Çok bilgim yoktu, 40 yıldır çözülemiyormuş. Eşim rahmetli oldu, işin sonucunu göremedi. Kendi babasından kalan mirasın paylaşımını bile görememişti." dedi.
En yaşlı mirasçı olan 87 yaşındaki Havva Önal da ilk başlarda tarlaların mirasçılar tarafından ekildiğini, daha sonra herkesin Seydişehir dışına taşınmasıyla tarlaların boş kaldığını belirtti.
Yıllarca miras paylaşımının yapılamadığını anlatan Önal, "Dava açılınca uzun sürer diye korktum. Ölmeden çocuklara bir para, tarla kalsın istedim. Allah'a şükür eşimizle dostumuzla aramızda bir soğukluk olmadan sorun çözüldü." ifadelerini kullandı.