TBMM (AA) - AK Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, 2019 yılı içinde turizmin ekonomi üzerindeki olumlu katkısının net bir şekilde görülebileceğini söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Kültür ve Turizm Bakanlığını ile bağlı kuruluşlarının 2020 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor.
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, komisyon çalışmalarının hararetli başladığını, bu hararetin nedeninin ise RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'den kaynaklandığını savundu.
RTÜK Başkanı Şahin'in, "Meclisin iradesini yok sayarak hukuksuz bir uygulamaya imza attığını" ileri süren Emecan, "Bu hukuksuz davranışı burada tartışmaya tabii ki devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bütçeyi çok hayırlı görmediklerini ama yine de hayırlı olmasını dilediklerini söyledi.
Yürürlükteki mevzuatın, kendilerine yüklediği yükümlülüklerin olduğunu anımsatan Altay, "TBMM, kanun yapan yerdir. Biraz önce bir gelirim yaşandı ve arkadaşlarımız sonuna kadar haklıdır. RTÜK ile ilgili bir tartışma açıldı. TBMM iradesiyle seçilen üyelerin kanuna uygun hareket etmesi zorunludur. Bizim adayımızın üyeliğini düşüren gerekçe 38. maddedir. Bu madde uyarınca Sayın RTÜK Başkanı'nın da üyeliği düşmüş sayılır. Bizim uyarılarımızdan sonra Şahin, Türksat üyeliğinden istifa etmiştir. Faruk Bey'in üyeliğini düşürüp başkanı orada oturtmak doğru bir yaklaşım değildir, şık değildir." diye konuştu.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un daha çok turizm alanında bir sunum yaptığını söyledi.
Paylan, şöyle konuştu:
"Neden sunumunuzda kültürel faaliyetleri göremiyoruz. Kültürü bir parantez içinde anlattınız ama kültürümüz, turizmden daha geniş. Kültürümüze sahip çıksaydık bugün ülkemiz ihya olurdu. Ayrıca toplumsal barış yönünden sıkıntılarımız var. Toplumsal açıdan dillerimize sahip çıksaydık, bugün bu sıkıntıları yaşamazdık. Öte yandan, geçmişte var olan vakıflar artık yok. Eğer o vakıflar şu an faaliyetlerini sürdürebilseydi bugün İstanbul'da 4 kişilik bir aile yoksulluktan ötürü intihar etmemiş olacaktı. Çünkü o vakıflar o insanlara el uzatıp onların yaşamlarını sürdürmesine destek olabilecekti."
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz da bazı kurumların başındaki yöneticilerin bir kısmının siyasi erk, bir kısmının ise TBMM tarafından seçildiğini belirtti.
Siyasi heyet tarafından atanan bürokratın heyete bir borcunun olduğunu o borcun bir teşekkürden ibaret olduğunun altını çizen Durmuş, şöyle devam etti:
"Atanan bürokratların doğrudan borcu milletinedir ve bunu hizmetleriyle gösterir. Oturulan makamlar, babamızın malı değildir. Biz o sandalyelere ne kattığımızı bilmiyoruz, bunu insanlar değerlendirir, ben o sandalyenin bize ne kattığını bilen biriyim. Ben 'anası sarımsak, basası soğan' olan bir ailenin üyesiyim. AK Parti beni Merkez Bankası Başkanlığına getirdi ve ben o makama geldiğimde teşekkürümü ettim. İnsan olarak birtakım yanlışlıklar yapılabilir. Bunu kabul etmek bir erdemdir. Burada bulunan RTÜK Başkanı'nın da erdemli hareket etmesi gerekir. Bağımsız kurumların olduğu yerlerde demokrasi açığı vardır ve bu açığı göreve gelen bürokrat kapatır. Ülke olarak karşı karşıya kaldığımız en önemli sorun kuralsız hareket etmektir. Yanlış olan normlar kültürleşiyor, doğru olanlar ise marjinalleşiyor. Medeni bir ülke olarak dünyadaki yerimizi alacaksak kurallı topluma dönmemiz mutlaka şart."
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da Ahıska Türklerinin Stalin tarafından sürgün edilişinin yıl dönümünü andıklarını söyledi.
1944 yılında yaklaşık 91 bin Ahıska Türk'ünün evinden barkından, eşinden dostundan koparıldığını anlatan Kalaycı, "Hayvan vagonlarıyla bir bilinmezliğe gönderilen soydaşlarımızdan 17 bini bu yolculuk sırasında hayatını kaybetti. Sürgün kurbanlarını rahmetle anıyorum. Bu vahşeti unutmayacak, unutturmayacağız." dedi.
Mustafa Kalaycı, Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğunu, bu kavramı inatla etnik bir anlama yüklemenin ise art niyetli bir anlayış olduğunu dile getirdi.
Bu söylemin yıkıcı ve ayrımcılık unsuru taşıdığını vurgulayan Kalaycı, şunları kaydetti:
"Din, dil, mezhep ve etnik köken gözetilmeksizin 82 milyon kardeştir, hepimiz Türk milletiyiz, hepimiz Türkiye'yiz. Elbette soy bağı ayrıdır. Türkiye dışında soydaşlarımız vardır ve onlara sahip çıkacağız. Hiç kimseye kendi soyuna sahip çıktığı için itiraz eden yok. Yeterki Hınçakların, Taşnaklar'ın, PKK'nın, Asala'nın görüşlerine sahip çıkılmasın. Hangi mezhepten olursa olsun hepimiz kardeşiz. MHP olarak gayrimüslim bir kardeşimize de haksızlık yapılıyorsa bu haksızlığın karşısında duran bizler oluruz. Biz 82 milyon kardeşiz."
AK Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, yapılan her değerlendirmeleri kültür dünyasının, kültür varlıklarının yarına sağlıklı şekilde taşınmasına katkı sağlayacak değerlendirmeler olarak gördüklerini söyledi.
"Bu yıl turizim için verimli bir yıl olacak" söyleminin artık bir beklenti olmadığını, bundan sonraki turizm sezonlarında 50 milyon turistin Türkiye için az olacağını ifade eden Çakır, şöyle konuştu:
"Yeni hedeflere açık olmanız ayrıca önemlidir. Sıkıntılı günlerin geride kaldığını görmek ülkemiz adına sevindirici olsa gerek. Çeşitlendirmelerin yolunu ve önünü açarak turist başı gelirin artırılması yönünde yapılacak çalışmaların ihmal edilmemesi gerekmektedir. Ülkenin turizme tahsis edilebilecek tüm kaynaklarının araştırılması önceliklerin belirlenmesi hususları bir görev olmaktan çıkmıştır. 2019 yılı içinde turizmin ekonomi üzerindeki olumlu katkısını net bir şekilde görebiliyoruz. Gelen turist sayısına bağlı olarak verilen hizmetin memnuniyet katsayısıyla beraber önümüzdeki yıllarda çok daha iyi işlere imza atabilecek bir Türkiye potansiyelinden memnuniyetle bahsedebiliriz."