2019 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan:- "Kendine güvenmeyen partilerin 'sokak' demesiyle hangi amacı güttüğünü biliyoruz. Sokaktan korktuğumuz da yok." - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: - "Bir delilin usulsüz yoldan toplanması o delili gerçek dışı kıl

TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Kendine güvenmeyen partilerin 'sokak' demesiyle hangi amacı güttüğünü biliyoruz. Sokaktan korktuğumuz da yok." dedi.

TBMM Genel Kurulunda; Sanayi ve Teknoloji, Milli Savunma ile Dışişleri Bakanlıklarının ve bu bakanlıklara bağlı kamu kurumlarının bütçelerinin görüşüldüğü 7. turda, İYİ Parti milletvekilleri söz aldı.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, geçtiğimiz hafta Ankara'daki yüksek hızlı tren kazasında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileklerinde bulundu.

Tren kazalarının doğal afet olmadığını, bu nedenle ilgili soruşturmaların ivedilikle yapılması gerektiğini belirten Aydın, şöyle konuştu:

"Kaza sonrasında Bakan, 'sinyalizasyon olmazsa olmaz değildir' diyerek sinyalizasyon sisteminin olmadığını açıklamış oldu. Diğer taraftan makas değişiminden sorumlu çalışan 'makas değiştirmeyi unutmuş olabilirim' dedi. Bu facianın tüm sorumluluğu makasçıya kesilerek kapatılamaz. Bu facianın siyasal sorumluluğunu üstlenecek bir anlayışa ihtiyaç var. Bu kadar kaza olurken bir bakanın ya da bir genel müdürün ya da bir sorumlunun istifa etmesi için daha ne yaşayacağız."

Aydın, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 256 vatandaşın yaşamını yitirdiğini, binlerce vatandaşın ise yaralandığını anımsattı.

Yaşananlar sonrasında siyasal iktidarın hiçbir bedel ödemediğini ileri süren Aydın, "15 Temmuz'da da bu büyük millet ağır bir bedel ödedi, sokağa düşen devletini sokaktan topladı ve tam 256 tane şehit verdik. Yani bu işin bedelini de gene milletimiz ödedi." diye konuştu.

Aydın, Türkiye'nin yüksek teknolojiyi yakalamasının tek yolunun araştırma ve geliştirmeye bütçe ayırmasından geçtiğini söyledi.

Ar-Ge projelerinin desteklemesinin önemine vurgu yapan Aydın, "Araştırmadan geliştirmeden teknoloji ve sanayi inşa edemezsiniz. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu problemin düğümünün çözümü bunda yatmaktadır." ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Antalya Milletvekili Ferudun Bahşi, hukuk ve adaletin, toplumların olmazsa olmazı olduğunu, adaletin olmadığı bir sistem içinde hukuk ve adaletten bahsedilemeyeceğini ileri sürdü.

İş yükünün ağır olması sebebiyle adalet çalışanların psikolojisinin bozulduğunu belirten Bahşi, şöyle konuştu:

"Adliyelerde iş yükünü omuzlayan çalışanlar, Adalet Bakanlığınca bugüne kadar hatırlanmamıştır. Adalet hizmetleri sınıfı oluşturulmadan yapılan hizmetler geçiciliğini korumaktadır. Adalet çalışanlarının standart kimlik kartları bile bulunmamaktadır. Adliye personeli hakkında standart düzenleme yapılmadığından sürekli kurum değişikliğine gitmektedirler. Yargının ileriye dönük gelişmesi için çalışanların düzenli bir sistem içine oturtulması gerekiyor. Geciken adalet adalet değildir sloganıyla tüm adalet çalışanlarına adalet istiyoruz."

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, Konya Ovası Projesi (KOP) hakkında söz aldı. Aksaray ilinin büyük bölümünün geçimini tarımdan sağladığını, bölgenin temel ihtiyacının ise su kaynağı olduğunu söyledi.

Bölgenin en büyük beklentisinin tarımda yaşanan sulama sıkıntısını gidermek olduğunu anlatan Erel, "Tarımdaki su ihtiyacı yeraltı su kaynaklarından karşılanmaktadır. Daha önce 50 metreden çıkan su, şimdi 150 metrede zor bulunmaktadır. Yeraltı suyu zenginliği de bölgede azalmış durumdadır. Tarım ürünlerinin sulanmadan yetiştirilmesi mümkün değildir. KOP, millet kıraathanesi açma işi yerine amacına uygun hizmet ederek sorunlara çözüm bulmak zorundadır." dedi.

İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, GAP'ın Türkiye'nin gerçek anlamda tek bölgesel kalkınma projesi olduğunu belirterek, diğerlerinin, bölgelerin gönüllerinin alınması için kurulan projeler olduğunu savundu. Örs, "DOKAP'ın plan ve proje hazırlayacak elemanı dahi yoktur. Bu kurum gereksiz meşguliyet içerisindedir." diye konuştu.

İYİ Parti Manisa Milletvekili Tamer Akkal da 2019 yılı bütçesinin görüşüldüğü dönemde, siftah yapmadan iş yerini kapatan esnafın, öğretmenlerin ve diğer çalışanların sıkıntılarının görülmediğini söyledi.

TBMM'de halkın bütçesinin görüşülmesi gerektiğini belirten Akkal, "Gittiğimiz her yerde işsiz gençlerin çaresizliğiyle karşı karşıyayız. Genç işsizin 5 milyonu geçtiği bir dönemde yaşıyoruz. Gençlerimiz kıymetlidir ve onların geleceğe umutla bakması bizim sorumluluğumuzdur." diye konuştu.

İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan ise Dışişleri Bakanlığında çalışmanın cesaret istediğini söyledi.

Erozan, "Türkiye'nin diplomatik gelişmelerde istişarenin yerini kafa tutmalar almıştır. Dış ilişkilerde bir partinin çıkarları gözetilmiştir. Günümüzde Türkiye'nin hangi ülkelerle dost, hangi ülkelerle düşman olduğu belli değildir. AB üyeliği yolu üzerindeki engelin de siyasi olduğu açıktır. İktidarın korsan verilerle yansıttığı tablo Sovyetler Birliğini yansıtmaktadır. Allah sonumuzu hayır eylesin." ifadelerini kullandı.

- 17-25 Aralık tartışması

HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, "tarihin 17 Aralık'ı gösterdiğini, 17-25 Aralık sürecinin AK Parti dışında tüm partilerin yolsuzlukla mücadele haftası olarak değerlendirildiğini" söyledi.

Darbelerle yolsuzluklar arasındaki ilişkinin, Türkiye'de 17-25 Aralık sürecinden beri tersine kurulduğunu belirten Bilgen, "Dünyanın her yerinde yolsuzlukla mücadele demokrasiye sahip çıkmak anlamına gelmektedir. Şeffaflık demokrasidir ama yolsuzluklarla mücadele konusunda zaaf göstermek de siyaset üzerinde vesayet mekanizmalarının kurulmasına zemin oluşturmaktır. Dolayısıyla 17-25 Aralık'ı doğru okumak, doğru değerlendirmek ve bu konuda çifte standartsız hareket etmek zorundayız." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı bir konuşmasında demokrasiden ne anladığını anlattığını ifade etti.

Erdoğan'ın konuşmasının "son derece ötekileştiren bir zeminde gerçekleştiğini" ileri süren Özel, şöyle devam etti:

"Erdoğan, buranın bir Fransa, bir Hollanda olmadığını belirtti. Eğer Erdoğan, hiçbir gösteri ve yürüyüşün yasaklanmadığını ya da 45 bin dolar milli gelirinden bahsediyorsa doğru söylüyor. Burası bir Fransa değil. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan birinin bu sorumsuz açıklamalarını kabul etmemiz mümkün değil. Bahsettiği Gezi olaylarıysa, bahsettiği adalet yürüyüşüyse biz oradaydık, gururunu taşıyoruz, bundan sonra da orada olacağız.15 Temmuz göndermesi yaparak 'kaçamazsın, fırsat bulamazsın' diyerek had bildirme girişimine cevabımız; bütün diktatörler en çok sokaklardan korkar. Türkiye'deki her türlü hakka karşı faşizme direnmek gerekiyorsa, meydansa meydan, sokaksa sokak, yürüyüşse yürüyüş biz buradayız, pabuç bırakmayız.

Siz 17-25 Aralık sürecinde de sandığı gösterdiniz. Muhalefet partilerinden birinin lideri sosyal medya hesabından odasındaki saati göstererek '17-25'te kalacak' demişti. Hatta '17-25 Aralık yolsuzlukla mücadele haftası' diyerek paylaşımda bulunmuşlardı. Biz de usulsüz delile karşı tepkimizi göstermiştik. Ancak bir delilin usulsüz yoldan toplanması o delili gerçek dışı kılmaz. Ayarını bozduğunuz kantar bir gün sizi de tartar dedik. O usulsüz deliller, o kanunsuz dinlemeler 17-25'te pisliğinizi ortaya döktü."

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Özel'in konuşmasını yüksek tonda yapmasını anlayamadıklarını, bir kişinin çok bağırıyor olmasının o kişiyi haklı kılmayacağını söyledi.

Sözü olanın sakin bir şekilde meramını dile getirebileceğini vurgulayan Turan, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gayet nettir. Demokrasilerde terör faaliyetleri bağlamında sokaklarda olmak halk tarafından, milli irade tarafından cevap verilmesi gereken bir adımdır. Siyasi partilerin varlığı demokrasilerde sandığı işaret etmektir. 31 Mart akşamı tekrar buraya geleceğiz, millet ne derse başımızın tacıdır. Kendine güvenmeyen partilerin 'sokak' demesiyle hangi amacı güttüğünü biliyoruz. Sokaktan korktuğumuz da yok. 15 Temmuz'da bu milletle nasıl sokaklara çıktıysak yine çıkarız."

Turan, 17-25 Aralık sürecine ilişkin ithamlarla ilgili olarak ahlaksız bir usulle elde edilen sözde bilgilerin bir darbe girişimi olduğunun herkes tarafından bilindiğini aktardı.

Turan, "Gezi ile Erdoğan'sız bir Türkiye'yi başaramayanlar, 17 Aralık'ta sahte delillerle Erdoğan'sız Türkiye'yi başaramayanlar, 15 Temmuz'da da Erdoğan'sız Türkiye'yi başaramadılar. O yüzden o bilgi ve verilerle hiçbir şeyin savunulamayacağını hepimiz gördük. 17 Aralık baştan aşağı sahte ve gerçek dışı delillerle ortaya konan bir gerçektir. Zekeriye Öz'ün İstanbul'da söylediğini Ankara'da tekrar etmek bir siyasal yaklaşım değildir. " diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ise MHP'nin var olduğu günden bugüne ilkeli ve seviyeli bir anlayış ile yoluna devam ettiğini söyledi.

MHP'nin 17-25 Aralık süreci ile ilgili ne kadar şüphe varsa bunların giderilmesi gerektiğini o gün olduğu gibi bugün de ifade ettiklerinin altını çizen Bülbül, "MHP yolsuzluklar konusunda her zaman ilkeli davranmıştır. Bize 17-25 Aralık süreciyle alakalı saat göndermesi yaparken, 2015 yılında 35 gün süren istikşafi görüşmelerini de çok iyi hatırlıyoruz. MHP o gün de ilkelerini ortaya koymuştur. Türkiye'de kim çaldıysa kim çırptıysa hesabını vermesini her zaman dile getiren bir partiyiz." dedi.



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri