TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü ile 125 üniversitenin bütçelerinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Ankara'daki tren kazasında ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Şevkin, "Yine ne hikmetse sorumlu yok, suçlu yok, ihmal hiç yok ama ölüm var, acı var, yayın yasağı var, araştırma önergelerinin reddi var." dedi.
Dünya demokrasilerinin içselleştirildiği ve her alanda uygulandığı devletlerde bir tek insanın burnu kanadığında sorumluların cezalandırıldığını, yinelenmemesi için derslerin çıkarıldığını, yönetenlerin istifa ettiği süreçlerin yaşandığını ifade eden Şevkin, "Ülkemizde ise olayı kadere bağlayıp hayatını kaybedenler için başsağlığı dileme yarışına girilmekte." diye konuştu.
Şevkin, "liyakatsizlik, kamu kaynaklarının yağmalanması, sorumsuzluk, istifa mekanizmasının çalışmaması ve adaletsizliğin", her bir milletvekillinin karşı durması gereken vicdani sorumluluk olduğunu söyledi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, "bilime inanmama, liyakatsizlik ve kaderciliğin doğurduğu ihmaller bir tarafa, sadece daha fazla oy almak için sinyalizasyonu bile tamamlanmamış tren hattını açanların, çocukları babalarından, anaları evlatlarından ayırdığını" dile getirdi.
"AK Parti iktidarında yaşanan kazalardan dolayı bugüne kadar tek bir kişi bile istifa etmedi, bırakın istifa etmeyi, bir Allah'ın kulu bile çıkıp özür dilemedi; özür dilemeyi bırakın, tek bir kişi bile çıkıp utanmadı" ifadesini kullanan Baltacı, şunları söyledi:
"Sayın Bakan 'sinyalizasyon sistemi demiryolu işletmeciliği için olmazsa olmaz bir sistem değil' dedi. Ben de hatırlatmak istiyorum sayın Bakan: Siz de bu ülke için, bizler için olmazsa olmaz değilsiniz. Çünkü siz kendinizi bu halka karşı sorumlu hissetmiyorsunuz. Ama şunu unutmayın, bugün sorumluluk almayanlar, sorumluluk almayı reddedenler meşru olamazlar.
Kamu kaynaklarının uzun yıllar sömürülmesi anlamına gelen ve çocuklarımızın geleceğini şirketlerin çıkarlarına rehin bırakan, yap-işlet-kırışalım projeleriyle vatandaşın sırtına ağır bir yük saran bu bakanlığın, Kanal İstanbul başta olmak üzere, bu tür benzer projelere devam edeceği ve bu yükü misliyle artıracağı ortadadır. Vatandaşın cebi ve mutfağı yangın yeriyken, sadece iki köprü ve bir otoyol için müteahhide geçiş garantisi olarak yani geçmeyen araçların ücreti olarak iki yılda toplam 4,5 milyar lira ödendi. Bu parayla 750 bin üniversite öğrencisine bir yıl boyunca burs verilebilirdi. Garanti yolcu sayısındaki yüzde 96'lık yanılma payıyla, Kütahya Zafer Havalimanını işleten şirkete Hazineden yaklaşık 21 milyon avro aktarıldı, yani 80 bin asgari ücretlinin bir yıllık maaşı kadar. Peki, bunları kim ödedi? Elektrik faturası, doğal gaz faturası bir önceki yıla göre iki kat artan, pazardan soğanı ve patatesi sayıyla almak zorunda bırakılan vatandaş ödedi."
Baltacı'nın "Bu bütçe meşru da değildir, halkın yanında da değildir." ifadesi üzerine sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Bütçe, milletin Meclisinde kabul görürse hayata geçecek. Meşruluk buranın kaynağıdır. Başka kaynak aramıyoruz." dedi.
- "Haydar Bey konuşmaya devam etsin"
CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, AK Parti'nin 2002'de vatandaşa "Yasaklar, yolsuzluk, yoksulluk bitecek" sözü verdiğini anımsatarak, "2018'e geldiğimizde bu üçü devam ettiği gibi buna bir de '2Y' daha eklediniz. Yalanı eklediniz, yağmayı eklediniz. Yani gerçekten kendinizi geliştirdiniz, ülkeyi geliştirdiniz." diye konuştu.
"Bu bütçede halk nerede, işçi nerede, çiftçi nerede, EYT'li nerede, emekli nerede?" diye soran Akar, bazı projelerdeki garanti geçiş uygulamasını eleştirdi.
AK Parti'li Turan, sataşmadan söz alarak, "Yıl 2011, Haydar Bey'in vekil olduğu yıl, Kocaeli'de CHP'nin oranı yüzde 25; yıl 2015, yüzde 23; yıl 2018, yüzde 20. Haydar Bey'in arkasındayız, konuşmaya devam etsin." dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kürsüye turuncu renkli reflektörlü iş yeleği ve baretle çıktı.
Kara yollarının, taşeronlaşmanın bu ülkedeki ilk adresi olduğunu dile getiren Gürer, "kara yollarında taşeron yok" denilerek "hile yapıldığını, işçilerin hakkının gasbedildiğini" öne sürdü.
Gürer, "Sayın Bakan, Cumhurbaşkanı söz verdi, Başbakan söz verdi, bakanlar söz verdi. Kara yollarında çalışan emekçiler başta olmak üzere, kiralık araç şoförleri, toplum yararına çalışanlar, hastane bilgi işlemde çalışanlar, görüntülemede görev yapanlar, sağlıkta, milli eğitimde, ulaştırmada emeği ve hakkı gasbedilenler adına sesleniyorum: Verin bu emekçilerin hakkını. Onların yaptıkları üzerinde gidip gelirken onların sırtına kene gibi yapışıp onları sömürene, onlara taşeron adı verip çalıştırırken haksız kazanç elde ederek bu ülkede sokakta vicdanen rahat gezene de yuh olsun." dedi.
TBMM Başkanvekili Levent Gök, Gürer'e, konuşmasının bittiğini belirterek, "Kıyafetinizi normalleştirin." dedi.
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Ankara'daki tren kazasını anımsatarak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan'ı istifaya davet ettiğini kaydetti.
Yalım, "Eğer 9 vatandaşımız bugün yoksa, onların çocukları öksüz kaldıysa, bunun sebebi maalesef sizlersiniz. Çünkü, o demiryolunu tamamen bitirmeden, gerekli elektronik sinyalizasyonunu bitirmeden açtığınızdan dolayı sizi sorumlu tutuyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Kazayla ilgili araştırma önergesi verdiğini ve yakın zamanda Meclisin gündemine geleceğini bildiren Yalım, "Ulaştırma sektöründeki otobüsçü, kamyoncu, nakliyeci, taksici arkadaşımızı maalesef sizler batırdınız, batırmaya da devam ediyorsunuz, çünkü yönetemiyorsunuz." diye konuştu.
- "Asıl var olan tarafımız..."
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, "ülkenin her yerinden adaletsizlik ve kalitesizlik aktığını, bütçede de durumun aynı olduğunu" savundu.
"Ergenekon çöktü. Benim bu cümleyi söylemem bir saniyemi aldı ama bu cümleyi bu ülkenin kurması, sayenizde 11 senesini aldı." diyen Çelebi, "Birliklerimizden terörist diye alındık. 'Subay nasıl terörist olur?' demediniz 'İyi paketledik.' diye sevindiniz. Zekeriya Öz bana 'İtirafçı ol.' dedi. Onun altına zırhlı araç verdiniz." ifadesini kullandı.
Çelebi, sözlerine şöyle devam etti:
"Askerleri şenliklerle tutukladınız, Habur'da teröristleri şenliklerle karşıladınız. Adam öldürmekten hükümlü adamları bize gizli tanık yaptınız, izlediniz. Subayın cep telefonuna sehven terörist numaraları eklendi; ben terörle mücadele ediyorum, dağdaki teröristin kurşunu beni şehit yapardı, bunlarınki beni terörist yapmaya çalıştı, izlediniz.
Bizleri esir aldığınızı sandınız, esir aldığınızı sandınız ama bizi esir alamazsınız çünkü bizim esir alınan tarafımız, en az var olan tarafımızdır. Bizim asıl var olan tarafımız bedenlerimize sığmayarak taşan ve ülkemizin sonsuzluğunda nöbet tutan ruhumuzdur ve tarih bu ruha vurulacak kelepçeyi üretememiştir.
2007'de terör tanımını değiştirdiniz, Fetullah Gülen'i kurtardınız. Eğer yapmasaydınız, bugün, 15 Temmuz yaşanır mıydı? Yaşanmazdı. 2010 referandumuyla yargıyı FETÖ'ye teslim ettiniz, okyanus ötesine selam çaktınız. Bunu yapmasaydınız 15 Temmuz yaşanır mıydı? Hayır."
- "Fikri, zihni ne olursa olsun kimse mağdur olmasın"
Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, konuşmasına başlarken CHP Grubundan tepki gösterilmesi üzerine, "Böyle olmaz ki arkadaşlar. O zaman, kurun istiklal mahkemesini, yargılayın, asın bizi." dedi.
Turan, "17 Aralık olduğunda o zamanki savcıları alkışlayanların Ergenekon'la ilgili kararları yuhalaması da bir çelişki. 17 Aralık'ın hakim, savcılarıyla Ergenekon'un başlangıcı aynıydı. O yüzden kendi beğenmediği kararı verdiğinde yuhalayıp beğendiği kararı verdiğinde alkışlamak doğru bir yaklaşım değil. Biz bu ülkenin milli birliği, beraberliği için her mahkemenin daha hassas olmasını, hiç kimsenin mağdur olmamasını canıgönülden istiyoruz. Fikri, zihni ne olursa olsun kimse mağdur olmasın." yanıtını verdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, "Masum insanlar yargılanarak cezaevinde tutuluyorsa, bizim için ulusal değeri olan Genelkurmay Başkanı hapsediliyor ve onu hapseden savcı için 'Bu benim savcımdır, arkasında ben duruyorum' diyenler varsa ve onu cezaevine atan savcı bugün elini kolunu sallayarak dolaşıyorsa, o zaman CHP vatanını ve milletini hem Mecliste hem de sahada savunmaya devam edecektir. Onun için bu konuda kimse alınganlık göstermesin." diye konuştu.
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, AK Parti'nin eğitim politikasının "kalitede resesyon, bakan ve sınav sayısında enflasyon, öğretmen, öğrenci ve velilerde depresyon etkisi yarattığını" öne sürdü.
Topal, "Enflasyon dediğimizde, SBS, OKS, YBS, neredeyse alfabede harf kalmadı, kelime kalmadı. Habire sınav değişikliği; zaten 8 bakan değişti, alın size enflasyon." değerlendirmesinde bulundu.