TBMM (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, cezaevlerinde 16 Kasım 2018 itibarıyla 260 bin 144 kişi bulunduğunu, bunların 202 bin 434'ünün hükümlü, 57 bin 710'unun tutuklu olduğunu açıkladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna bakanlığının bütçesini sunan Gül, Yargı Reformu Stratejisi ile bakanlığın Stratejik Planı'nın yenilenmesi üzerinde çalışmaların sürdüğünü, her iki politika belgesinin hazırlanması sürecinde çok sayıda kuruma yazı yazarak görüşlerini aldıklarını söyledi.
Ceza adaleti sisteminin adil ve etkin işleyişi için attıkları adımlar hakkında bilgi veren Gül, lekelenmeme hakkının daha etkin korunmasına yönelik çalışmalarını anlattı. Abdulhamit Gül, yapılan düzenlemeyle lekelenmeme hakkı ile hak arama hürriyeti arasında bir denge sağlandığını belirtti.
Bu düzenlemeyle artık cumhuriyet savcılarının, şikayetin soyut ve genel nitelikte olması veya konusunun suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması durumunda "soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar" verebildiklerini hatırlatan Gül, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 25 Ağustos 2017 ile 31 Ekim 2018 tarihleri arasında, 74 bin 194 ihbar dosyası açıldığını, bunların 31 bin 192'sinde "soruşturma yapılmasına yer olmadığı" kararı verildiğini bildirdi.
Gül, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı kurulduğunu, kadın ve çocukların adli süreçlerde daha fazla örselenmemesi için bazı adliyelerde "adli görüşme odaları" oluşturulduğunu, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi için de Alternatif Çözümler Daire Başkanlığını kurduklarını kaydetti.
Uzlaşma kurumunun yaygın biçimde uygulanmasının öncelikleri arasında olduğunu dile getiren Gül, bu ay itibarıyla uzlaşma görüşmelerine geçilen 181 bin 538 dosyadan 147 bin 348'inin uzlaşma ile sonuçlandığını aktardı.
Adalet Bakanı Gül, son yıllarda gerçekleştirilen reformlarla uluslararası standartlara ve insan hakları alanındaki gelişmelere uygun, toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilen bireyselleştirilmiş bir ceza infaz sistemi oluşturulduğunu anlattı.
Gül, 16 Kasım 2018 tarihi itibarıyla 385 ceza infaz kurumunda toplam 260 bin 144 kişi bulunduğunu, bunların 202 bin 434'ünün hükümlü, 57 bin 710'unun tutuklu olduğunu bildirdi.
Ceza infaz sisteminde, 2002'de 25 bin 407 olan personel sayısının bu yıl 60 bin 46'ya çıktığını belirten Gül, değişik unvanlarda 7 bin 467 personel istihdamı için çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Ceza infaz kurumlarının şeffaflığı üzerinde hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Gül, ceza infaz kurumlarının bu kapsamda TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, izleme kurulları, cezaevi savcıları, infaz hakimlikleri ve Adalet Bakanlığı müfettişlerince her zaman habersiz olarak denetlenebildiğine dikkati çekti. Gül, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi ve Birleşmiş Milletler İşkenceyle Mücadele Komisyonu tarafından da denetimler yapılabildiğini anımsattı.
Bakan Gül, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun, hukuk uyuşmazlıklarının alternatif çözümü alanında gerçekleştirilen en önemli değişiklik olduğunu ifade ederek, bu yöntemin, bir yandan uyuşmazlıkların kısa sürede dostane çözümüne hizmet ederken, diğer yandan yargı organlarının iş yükünü azalttığını kaydetti.
Halen 108 arabuluculuk bürosu bulunduğunu, geçen sene kayıtlı arabulucu sayısı 7 bin 818 iken bu ay itibarıyla sayının 9 bin 360'a çıktığını belirten Gül, arabulucu sayısını artırmayı hedeflediklerini, bu kapsamda Şubat 2019'da arabuluculuk sınavı düzenlemeyi planladıklarını açıkladı.
İşçi alacak ve tazminatları, işe iade talebiyle açılacak davalar bakımından arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı haline getirildiğini anımsatan Gül, yıl başından bu yana iş uyuşmazlıklarında arabuluculara 297 bin 147 dosyanın tevdi edildiğini, bunların yüzde 67’sinin arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmayla sonuçlandığını söyledi.
Gül, geçen yıl aynı dönemde iş mahkemelerinde 190 bin, bu yılın aynı döneminde ise 68 bin 280 dosya açıldığını kaydederek, iş mahkemelerinde davaların ortalama görülme süresinin 530 gün olduğunu, arabuluculuk uygulamasıyla ise tarafların arzu etmesi halinde ortalama bir haftada uzlaşmanın sağlanabildiğini ifade etti.
Uyuşmazlıkların dostane yöntemlerle çözülmesi ve geliştirilmesi için alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini gelecek dönemde de sürdüreceklerini anlatan Gül, "Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurunun dava şartı haline getirilmesi önceliklerimiz arasındadır." dedi.
Gül, geçen yıl asliye ticaret mahkemelerine 231 bin 80 dava açıldığına, burada davaların ortalama görülme süresinin 541 gün olduğuna işaret ederek, arabuluculuk uygulamasının ticaret davalarına da yönlendirilmesiyle uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlandırılacağını belirtti.
Abdulhamit Gül, hukuk yargılamalarının sadeleştirilmesi, basitleştirilmesi ve yargılamaların uzamasına sebebiyet veren usul hükümlerinin değiştirilmesi doğrultusundaki değişiklik önerilerini süreç içerisinde tamamlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
Gül, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması uygulamasına ilişkin çalışmaların kamuoyu gündemine geldiğine dikkati çekerek, "Çocuk teslimi ve çocukla ilişki kurulmasına ilişkin çalışmamızı tamamladık. Düzenleme yapıldığında bu konu icra müdürlüklerinin görevi olmaktan çıkartılacak, vatandaşlar bu işlemlerden dolayı harç ve teslim gideri ödemek zorunda kalmayacaklardır." diye konuştu.
(Sürecek)