İSTANBUL/ Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinin ev sahipliğinde, Küresel İletişim Derneğince düzenlenen "İletişimin Geleceği: Vaatler ve Sorunlar" başlıklı 16. Geleneksel Küresel İletişim Derneği Konferansı'nda "dijital çağda gazetecilik" konuşuldu.
Kenya'daki Daystar Üniversitesinden Araştırma ve Lisansüstü Çalışmalar Direktörü Prof. Agnes Lucy Lando, "Dijital Çağda Gazetecilik" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, Bilgisayar Bilimleri Bölümü'nden Anthony Wambua ile lisansüstü öğrenciler için geliştirdikleri çevrim içi Tez Yönetim Sistemi (TMS) sayesinde öğretmenlerle yüz yüze aksayan görüşmelerin, Kovid-19 salgınının ardından ortaya konulan çevrim içi platformla zaman ve mesafe açısından kolaylaştığına dikkati çekti.
Wambua da geliştirdikleri sistemle aynı zamanda öğrencilere mentor atanabildiğini, araştırma etiğine bakılabildiğini, alternatif intihal seviyelerinin ve referans stillerinin incelenebildiğini belirterek, sistemin işlevselliğine değindi.
Sistemi halihazırda 3 bin kişinin kullandığını ifade eden Wambua, kullanıcılardan verimlilik, etkinlik ve hız konusunda olumlu dönüşler aldıklarını söyledi.
Wambua, TMS'nin farklı üniversitelerdeki lisans ve lisansüstü öğrenciler için de kullanılabileceğini düşündüğünü dile getirdi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden Doç. Dr. Aysel Ay da yapay zeka gazeteciliğinde haber üretim süreci modeline ilişkin sunumunda çalışmalar sonucu yapay zeka gazeteciliğinin veri gazeteciliğinin ötesine geçemediği sonucuna varıldığını belirtti.
- Dijital gazetecilik
Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Özçağlayan ile çalışmasına dair sunum yapan Araştırma Görevlisi Safa Görkem Aktaş, dijitalleşmenin iletişim, bilgi akışı ve sosyal etkileşimdeki radikal değişimler nedeniyle önemli olduğunu söyledi.
Gazetecilik etiği açısından bu konunun kafa karıştırıcı olduğunu belirten Aktaş, dijital dünyada büyük veri üretimi yapıldığını vurguladı.
Aktaş, Google Trends’in dijital gazetecilikte en çok kullanılan veri hizmeti olduğuna dikkati çekerek, günlük aramaları ve 24 saatlik süreçte aranan konuları gösterdiğini dile getirdi.
Profesyonellerin aranma düzeylerini artırmak ve hedeflerine ulaşmak amacıyla popüler içeriklerdeki verileri analiz ettiklerini anlatan Aktaş, "Yeni iletişim ve bilgi teknolojileriyle sadece iyi haberler yazmak, günümüzde gazeteciler için yeterli değil. Veri hizmetlerini kullanarak etkili analizler de yapmaları gerekiyor." dedi.
- Kamu diplomasisi ve sağlık sektörü
Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Emin Babacan ile çalışmasını anlatan Aslıhan Bedier de kamu diplomasisinin diğer ülkelerin halklarına yaklaşma girişimleri olduğunu ve dış politikayı olumlu etkilemeyi hedeflediğini dile getirerek, sağlık sektörünün de kamu sağlığıyla imajı arasında köprü haline geldiğini söyledi.
Türkiye’de kamu diplomasisi alanındaki çalışmaların çoğunlukla Türk dizilerine, turizm ve kültürüne odaklandığına işaret eden Bedier, sağlığın bu alanda yeni olduğunu ancak küresel sağlığın giderek daha önemli hale geldiğini vurguladı.
Bedier, ülkeler arası ilişki kurmanın yanı sıra halklar arasındaki ilişkileri de geliştirmek amacıyla işbirliği yapmak ve yumuşak güç kullanmak gerektiğini belirterek, Kovid-19 salgınının ülkeler ve hükümetler için sağlık alanındaki işbirliğinin gerekliliğini ortaya koyduğunu anlattı.
Türkiye’nin son yıllarda sağlık turizmi alanında da gelişme gösterdiğini kaydeden Bedier, çalışmasında sağlık sorunlarının kaçınılmaz yayılışını ve ülkelerin bununla nasıl başa çıktığına odaklandığını dile getirdi.
- Yeni teknoloji ve gazetecilik
Marmara Üniversitesinden Araştırma Görevlisi Oğuz Gülleb de yeni teknolojilerle haberlerin çeşitlendiğine ve hikaye anlatış şekillerinin daha çok videoya dönüştüğüne dikkati çekerek, medya ve eğlence sektörünün bu gelişmelerle desteklendiğini söyledi.
Çalışmasında teknolojinin haber üretim sürecindeki etkisinin metin, fotoğraf ve video içerikleriyle karşılaştırıldığını belirten Gülleb, "Olayların haberleştirilme sürecinde gazeteciliğin temeli olan tanık olma, tanıkla görüşme süreci gerçekleşmiyor. Bunun sonucunda da haberlerin güvenilirliği, kanıtlanabilirliği ve reklam amaçlı mı yapılıyor yoksa gerçekten bir görüş mü sunuyor, belirlenemiyor." ifadelerini kullandı.
Gülleb, çalışmasında haberleri içerik analiziyle inceleyip yoruma dayalı veya kendi katılımına dair içerik olup olmadığına baktığını, içeriklerin daha detaylı, gerçekçi ve tutarlı mı yoksa yüzeysel mi olduklarını tespit ettiğini anlattı.
İran’ın başkenti Tahran’daki İslami Azad Üniversitesinden Somayeh Tyabi de Mohammad Reza Rasouli ile ortak çalışmasını anlattı.
Tyabi, çalışmalarının yapay zekanın insanlığın ve medyanın geleceğindeki rolünü anlamaya katkı sağlamasını umduğunu belirterek, altyapı ve teknolojideki değişim, hedef kitlenin beklentiler, medya ve gazetecilerin kabulü ve benimsenmesi, medya içeriği üretimi ve İran gazetecilik sektöründe yapay zekanın benimsenmesi gibi konuları ele aldıklarını dile getirdi.