TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Bu aziz milletin evlatları 15 Temmuz'da 'önce vatan' diyerek canı pahasına vatanını savunmuştur. Darbeyi çıplak elleriyle durdurmuştur." dedi.
Muş, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türk milletinin, 3 yıl önce caddelerde, sokaklarda, kışlaların önünde tanklara karşı gövdesini siper ettiğini, Meclisin etrafı tanklarla çevriliyken milletvekillerinin de milletin Meclisinden darbeci hainlere meydan okuduğunu belirtti.
Türk milletinin, tarihi boyunca hiçbir zaman işgale boyun eğmediğini, bağımsızlığını ve istiklalini hiçbir güce teslim etmediğini vurgulayan Muş, "Bu milletin özünde, mayasında vatan şuuru hep var olmuştur. Çünkü inancımıza, geleneklerimize ve anlayışımıza göre vatan, yalnızca üzerinde yaşanılan bir toprak parçası değildir. Vatan, şüheda kanıyla sulanmış aziz şehitlerimizin bizlere emanetidir." diye konuştu.
İstiklal Marşı'nın "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı" dizelerini hatırlatan Muş, şöyle devam etti:
"İşte onun içindir ki 1915'de düşman askerleri Çanakkale'yi zorladığında bu çelikten iradeye çarpıp büyük bir yenilgi almış ve geri dönmek zorunda kalmıştır. İşte onun içindir ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastığında, milli mücadelemizin diğer kahramanlarıyla birlikte yayınladığı Amasya Genelgesi'nde, Erzurum ve Sivas kongrelerinde 'Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' demiştir. Çünkü bu millete ve onun sahip olduğu milli şuura güvenmiştir."
Türk milletinin, 15 Temmuz 2016'da vatanı işgal etmek isteyen darbeci hainlere geçit vermediğini hatırlatan Muş, Türk milletinin, 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık destanı yazdığını söyledi. Muş, "O gece Çanakkale ruhu, Kuvayımilliye şuuru 15 Temmuz'da yeniden dirilmiştir. Bu aziz millet, şehitler vermiş, gaziler vermiş fakat vatanını vermemiştir. Bayrağını yere düşürmemiştir. Hain darbecilerin planlarını boşa çıkarmıştır." ifadelerini kullandı.
- "Cumhurbaşkanımız, darbenin engellenmesinde milletimize öncülük etmiştir"
Asker kılığına giren ancak Mehmetçik ile alakası olmayan darbecilerin planının, hükümeti, devleti teslim almak ve milli iradenin yegane tecelligahı olan Meclisin iradesini gasp etmek olduğuna dikkati çeken Muş, şu ifadeleri kullandı:
"Bu halkı; silahla, tankla, topla, uçakla, mermiyle sindireceklerini sandılar. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, Türkiye Büyük Millet Meclisini, emniyet binalarını, sokakları ve caddeleri bombalayarak milletimizin cesaretini kıracaklarını zannettiler. Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, milletvekillerinin, polisimizin, askerimizin ve en önemlisi de aziz milletimizin hemen teslim olacağını düşündüler oysa Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın o gece tarihe damga vuran şu sözleri hala hafızalardadır, 'Halkın gücünün üstünde bir güç ben tanımadım bugüne kadar. Milletimizi meydanlara davet ediyorum. Ben de Cumhurbaşkanı olarak meydanlara geliyorum. Kesinlikle bu darbecilerin başarılı olacağına inanmıyorum. Tarih boyunca bu darbeciler başarılı olamamıştır.' Bu sözler, Türkiye'de tarihin akışında çok önemli bir yere oturmuştur. Darbenin engellenmesinde milletimize öncülük etmiştir."
Mehmet Muş, darbecilerin, 17-25 Aralık'ta yargı ve bürokrasi eliyle başaramadıkları darbe girişimini bu kez silahla yapabileceklerini zannettiklerini fakat Türk milletini tanımayan, bu milletin özündeki cevheri bilmeyen hain darbecilerin yanıldığını vurguladı.
"Bu aziz milletin evlatları 15 Temmuz'da 'önce vatan' diyerek canı pahasına vatanını savunmuştur. Darbeyi çıplak elleriyle durdurmuştur." diyen Muş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) büyük bir çoğunluğunu teşkil eden vatansever TSK mensuplarının, bu hain darbe girişimine iştirak etmediğine dikkati çekti.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminde şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir gibi kahraman vatan evlatlarının, darbecilerin karşısına dikilerek, gözünü kırpmadan şehadet makamına yürüdüğünü dile getiren Muş, "Onun içindir ki halkımızın 'peygamber ocağı' olarak nitelendirdiği ve milletimizin göz bebeği olan ordumuzu bu hain darbecilerden ayrı tutuyor ve bu darbecileri asker olarak nitelendirmiyoruz. Keza kahraman emniyet teşkilatımız yani polisimiz de darbecilere karşı yaptıkları operasyonlarla milletimizle birlikte darbeye karşı mücadele etmiştir." dedi.
- "TBMM darbecilerin planlarını altüst etmiştir"
Muş, "O gece, üyesi olmaktan her daim iftihar ettiğim Türkiye Büyük Millet Meclisi şanına yakışır bir duruş sergilemiştir. Meclisi açık tutarak, bu kutlu çatı altında darbecilere meydan okuyarak, darbecilerin planlarını altüst etmiştir. Hangi partiden olursa olsun o gece burada olan milletvekillerimiz milletin emanetine sahip çıkmıştır." diye konuştu.
Kurtuluş Savaşı'nda Polatlı'dan top sesleri duyulurken bile yılmayan Gazi Meclisin, 15 Temmuz'da bombaların hedefi olduğunda da dimdik durduğunu ve ikinci kez gazilik mertebesine ulaştığını kaydeden Muş, duvarında "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir." yazan Meclisin, milletin emanetini hiçbir güce teslim etmediğini, Türk milletinin ve Meclisin, tüm dünyaya demokrasi dersi verdiğini belirtti.
Darbe girişiminden sonra devletin, bu darbeye yeltenen terör örgütüne karşı büyük bir mücadele yürüttüğüne dikkati çeken Muş, "Darbeci hainler ve onların iş birlikçileri tek tek yakalanmış ve yargıya teslim edilmiştir. Bağımsız yargı bu hainlere hak ettikleri cezaları vermeye devam etmektedir. FETÖ ile mücadele elbette tamamen nihayete ermemiştir. Devletimiz büyük bir titizlikle ve teyakkuz halinde bu mücadeleyi sürdürmektedir." değerlendirmesini yaptı.
Muş, 15 Temmuz'un, milletin kendi iradesine sahip çıkması bakımından bir dönüm noktası olduğunun altını çizerek, "Bundan sonra her kim ki darbeyi, millete silah doğrultmayı aklının ucundan bile geçirirse karşısında topyekun milletimizi bulacaktır." dedi.
Türk milletinin, darbeler dönemini bir daha açılmamak üzere kapattığını söyleyen Muş, "Bundan sonra darbeci hainler demokrasiyi kesintiye uğratamayacak, iktidarları yalnızca sandıkta millet belirleyecektir." ifadesini kullandı.
- "Bu darbeciyi Türkiye'ye teslim edin"
Muş, 27 Mayıs 1960'dan 15 Temmuz 2016'ya kadar gerçekleştirilen tüm darbelerde, darbe girişimleri ve muhtıralarda hep bir dış destek bulunduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, kalkınmasını istemeyen bazı dış güçler kendi menfaatlerine uymayan hükümetleri devirmek, milli iradeyi akamete uğratmak için bu darbe girişimlerini örtülü bir şekilde desteklemişlerdir hatta 12 Eylül 1980 darbesi sonrası 'Bizim çocuklar başardı' deme cüretini bile göstermişlerdir. Teröre finansman sağlayan ve terörü elinde koz olarak tutan dış güçler, darbecileri maşa olarak kullanmıştır. Darbeciler eliyle Türkiye'ye istikamet çizmeye çalışmışlardır. Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; 251 şehidimizin katili terör örgütü elebaşını topraklarınızda himaye etmeyin. Bu darbeciyi Türkiye'ye teslim edin. Şu unutulmasın ki hiçbir gerekçe darbeleri meşru kılamaz. Hiçbir gerekçe darbecileri aklayamaz. 'Ama', 'fakat' demeden tüm darbeler ve darbe girişimleri lanetlenmelidir."
"Üç tarafı denizlerle çevrili, toprakları mümbit Anadolu coğrafyasında bulunan ülkemizde paylaşamayacağımız hiçbir şey yok. Bu vatan hepimizin." mesajı veren Muş, Türkiye'nin, 7 coğrafi bölgesiyle, kültürel zenginliğiyle "tıpkı bir mozaiğin parçaları gibi" olduğunu söyledi.
"Bir zincirin birbirini tamamlayan halkaları gibiyiz." diyen Muş, 15 Temmuz'da darbeye karşı sokağa çıkanların, yanındaki kahramanlara "Sen Alevi misin, Sünni misin, Türk müsün, Kürt müsün, Arap mısın?" demediğini, birlikte omuz omuza mücadele verdiğini belirtti.
Bunun, Türk milletini ayakta tutan ruh olduğunu vurgulayan Muş, şöyle konuştu:
"Millet olma bilinci budur. İşte onun için bu milletin binlerce yıldır güçlü devleti vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri olarak bizler de 15 Temmuz gecesi gösterdiğimiz ortak duruşu tüm milli meselelerde devam ettirmeliyiz. Söz konusu olan milletin menfaatleriyse devletimizin ve milletimizin bekası ise terörle mücadele ise tüm siyasi tartışmaları bir yana koyarak ortak bir duruş sergilemeliyiz. Birbirimizi dinleyerek, farklılıklarımızı zenginlik sayarak, tahammül ve hoşgörü içinde bu ülkenin tüm meselelerinde ortak aklı egemen kılabiliriz. 15 Temmuz'da bu milletin ortaya koyduğu milli birlik ve beraberliği siyaset kurumu olarak sürdürebiliriz. Ekonomik, dış politik, siyasi ve sosyal, hangi mesele olursa olsun bunlarla ilgili ortak çözümler üretebiliriz."
- "Milletimiz siyaset kurumu olarak bizden birlik ve beraberliği bekliyor"
Dünya zor bir süreçten geçtiğini, bir yanda ticaret savaşları yaşandığını diğer yanda Türkiye'nin, hemen yanı başında Suriye'de cereyan eden ve tüm Ortadoğu'yu saran bölgesel sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:
"Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarını sonuna kadar savunmak için devletimizin attığı kararlı adımlara karşılık hasmane tutumla karşı karşıyayız. FETÖ, PKK-PYD, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele içindeyiz. Unutmayalım ki FETÖ'yü himaye edenler Suriye'nin kuzeyinde PKK-PYD eliyle başka bir operasyona girişme yollarını aramaktadır. Böyle bir ortamda milletvekilleri olarak bizler, bu tehditlere karşı ortak bir bilinçle hareket etmeliyiz. Milletimiz siyaset kurumu olarak bizden bu birlik ve beraberliği bekliyor. Milletimizin 15 Temmuz'da ortaya koyduğu ruh, bizlere rehber olmalıdır. Bizler bu ruhu koruduğumuz sürece, ne dış güçlerin sinsi oyunları, ne de kapalı kapılar ardında milletimize kurulan tuzaklar başarılı olamayacaktır."