AK Parti'li Sırakaya'dan Alman polisinin darbettiği Ercan Tümer ile ilgili açıklama:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Ercan Tümer adlı vatandaşın Alman polisi tarafından evinde darbedilmesiyle ilgili, "Masum bir vatandaşımızı hedef alan ve haksız, hukuksuz, keyfi bir uygulamayla ağır bir şekilde mağduriyetine neden olan bu baskını şiddetle kınıyoruz." ifadesini kullandı.

Sırakaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Almanya'nın Monheim am Rhein yerleşiminde yaşayan ve dün sabah saat 04.00 sularında Alman polisi tarafından evine baskın düzenlenerek ağır bir şekilde darbedilen Tümer'in, hastanede tedavi altına alındığını bildirdi.

Baskını "insanlık dışı" olarak niteleyen Sırakaya, açıklamasında, "En temel insan hakları ve uluslararası hukuk normlarından uzak bu baskının sadece bir isim benzerliğinden kaynaklandığı ortaya çıkmasına rağmen şu ana kadar aileden özür dilenmemiş olması kabul edilemez bir durumdur." ifadesine yer verdi.

Sırakaya, her fırsatta AB normları ve AİHM kararlarından bahseden bir ülkede yaşanan bu vahim ve insanlık dışı muamelenin ikiyüzlülük ve çifte standardın dışa vurumu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Masum bir vatandaşımızı hedef alan ve haksız, hukuksuz, keyfi bir uygulamayla ağır bir şekilde mağduriyetine neden olan bu baskını şiddetle kınıyoruz. Almanya'daki Başkonsolosluğumuz başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla bu skandal baskının tüm yönleriyle aydınlatılması için her türlü hukuki ve diplomatik girişimi gerçekleştireceğiz."

Sırakaya, tedavisi hastanede devam eden mağdur vatandaşla telefonda görüştüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'geçmiş olsun' dileklerini ilettik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yanlarında olduğumuzu ifade ettik. Masum olduğu ortaya çıkan vatandaşımıza yönelik bu ağır ve kabul edilemez saldırıyı gerçekleştiren polisler başta olmak üzere bütün sorumluların hukuk önünde yargılanması için sürecin titiz bir şekilde yakından takipçisi olacağız. Bu süreç, sadece vatandaşımızın mağduriyetinin giderilmesi noktasında değil, Avrupa'nın her fırsatta dile getirdiği insan hakları ve evrensel hukuk normlarıyla ilgili samimiyet testi olacaktır."