AK Parti TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkanvekili ve Başbakan Yıldırım: (2)- "Hadi bazı dost bildiğimiz ülkeler PYD'yi terör örgütü kabul etmiyor, onlarla iş tutuyor, bunu biliyoruz, sebeplerini de az çok anlıyoruz. Türkiye'nin ana muhalefet partisine ne oluyor da aynı ağızdan konuşuyo
TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, "Hadi bazı dost bildiğimiz ülkeler PYD'yi terör örgütü kabul etmiyor, onlarla iş tutuyor, bunu biliyoruz, sebeplerini de az çok anlıyoruz. Türkiye'nin ana muhalefet partisine ne oluyor da aynı ağızdan konuşuyor?" dedi.
Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "28 Şubat'ın yaralarını sardık ama acılarını unutmadık. Milletvekili kardeşimize yapılan zorbalık hala toplumun hafızalarındadır. Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen o günler artık yok, geride kaldı." ifadesini kullandı.
Hiçbir gücün bir daha milletin hakkına, hukukuna, değerlerine karışamayacağını, karışmak istese de buna asla fırsat bulamayacağını vurgulayan Başbakan Yıldırım, ana muhalefet partisi CHP'den, hükümetin PYD/YPG'yi terör örgütü kabul etmediğine dair lafların ortada dolaştırıldığını aktardı.
Bu nedenle toplantıya belgelerle geldiğini anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Şu dosyada, 28 Şubat 2015'ten beri yapılan MGK toplantılarının tamamında bu PYD/YPG, PKK, DEAŞ, bilumum terör örgütlerine karşı topyekün mücadele var. Bununla da kalmamışız, 19 Ekim 2016'da, MGK Siyaset Belgesini Bakanlar Kurulu kararına dönüştürmüşüz. Şimdi CHP'nin profesör olan vekili bunu yaparsa diğerleri ne yapar siz düşünün. Bunların dünyadan haberi yok, memleketin meselelerinden hiç haberleri yok. Allah bunlara yardım etsin. Demek ki bunlar yirmi MGK kararlarının hiçbirini okumamışlar. Bu toplantıların ve sonuç bildirgesinin değişmez gündemiden biri de PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ örgütleriyle mücadele olmuştur. 28 Eylül 2016'da, daha sonra 19 Ekim 2016'da Bakanlar Kurulu kararıyla bunlar açıkça terör örgütü olarak kayıtlara geçmiştir ve mücadele de o gün bugün amansız bir şekilde devam ediyor. Bunların farklı isimler altında örgütler olduğunu da bütün dünyaya yine biz ilan ettik. Bunu bütün medya günlerce yazdı ama gel gör ki CHP'liler duymamış. Hadi bazı dost bildiğimiz ülkeler PYD'yi terör örgütü kabul etmiyor, onlarla iş tutuyor, bunu biliyoruz, sebeplerini de az çok anlıyoruz. Türkiye'nin ana muhalefet partisine ne oluyor da aynı ağızdan konuşuyor?"
- "Teklif yakında Mecliste olacak"
Başbakan Yıldırım, çocuk istismarının ne milletin ne insanlığın değerleriyle örtüştüğünü belirterek, çocuk istismarına yönelik sebeplerin ortadan kaldırılması, adli süreç boyunca mağdurların korunması, tedavisi ve çocukların, ailelerin bilinçlendirilmesi, eğitilmesi, cezaların caydırıcılığının daha da artırılması konusunda kapsamlı bir çalışmayı başlattıklarını kaydetti.
Bu konuda yapılacak yasal düzenlemeler için teklifin yakında Mecliste olacağını bildiren Yıldırım, "Buna benzer olayların tekrarlanmaması ve toplumsal değerlerimizin korunması için sadece yasal düzenleme yapmak yetmez. Eğitim başta olmak üzere aile ve toplumun her kesimine bu konuda büyük görevler düşmektedir." dedi.
- "Batı çifte standarttan vazgeçmiyor"
Başbakan Yıldırım, 26 Şubat'ın aynı zamanda Hocalı Katliamı'nın 26. yılı olduğunu anımsatarak, 1992'de Azerbaycan topraklarında Ermeniler tarafından yüzlerce Azerbaycanlı'nın katledildiğini bildirdi.
Yıldırım, "Ülke olarak insanlık adına kara bir leke olan bu alçak katliamı bir kez daha lanetliyoruz." diye konuştu.
Batı'nın çifte standarttan vazgeçmediğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son olarak Hollanda parlamentosunda alınan 1915 kararı da bu gibi insafsız ve adaletsiz bir karardır. Bizim için yok hükmündedir. 1915 olaylarına 'soykırım' diyenlerin, tarihe bakıp kendi utançlarının hesabını önce bir vermesi gerekir. Tarih kayıtları ortadadır. Katliamlar, sömürgecilik, insanlık dışı eylemler konusunda en kötü sicil, bu iddiayı ortaya atan ülkelere aittir. Bizim ecdadımızın, tarihimizin hiçbir yerinde katliam yok, soykırım yok, sömürgecilik yok, kardeşlik var, birlik var, beraberlik var. Hiç kimse Türkiye'nin şanlı geçmişini kendi karanlık mazisiyle karıştırmasın. Bu yolla Türkiye'ye ayar vermek isteyenlerin, utanç dolu mazileri karşısında yüzleri kızarmaya mahkumdur. Eğer böyle bakarsak Avrupa'nın kendi içinde yaşadığı mezhep, din, etnik kimlik savaşlarının yüzyıl boyunca konuşabiliriz. Daha çok uzağa gitmeye lüzum yok. 90'lı yılların başında Bosna'da yaşananlar taptaze hafızalarımızda."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 201 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.