AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında konuştu: (2)

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında konuştu: (2)

"(Trump'ın sözde barış planı) Filistin halkının meşru taleplerinin tamamen hiçe sayıldığı bir işgal planıdır"- "İsrail'in güdümü altında Filistinliler için sadece bir işgal yönetimi mekanizması vadedilmektedir"

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planına ilişkin, "Filistin halkının meşru taleplerinin tamamen hiçe sayıldığı bir işgal planıdır." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ABD Başkanı Trump'ın dün gece saatlerinde uzun süredir taslak olarak ortada dolaşan barışla hiçbir alakası olmayan bir planı açıkladığını hatırlatan Çelik, ilginç bir sahneyi baştan sona izlediklerini söyledi.

Filistin halkına karşı buyurgan üslubun herkesin dikkatini çektiğini ifade eden Çelik, "Filistin halkının meşru taleplerinin tamamen hiçe sayıldığı bir işgal planının açıklanmasıdır. Bu işgal planının karşısında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın tavrı açıktır. 'Kudüs satılık değildir' diye net bir tavır koymuştur. Plana baktığımızda, somut olarak işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail varlığını meşrulaştırmaya çalıştığını görüyoruz." diye konuştu.

- "Bir barış planı değil, bir işgal planıdır"

Sözde barış planının gayrimeşru işgali meşrulaştırmaya çalışan bir plan olduğunu ve Filistinlilere soyut bir devlet vadettiğini belirten Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Toprağının, başkentinin ne olduğu belli değil. Birtakım kelimeler, adresler var ama tamamen bir köleleştirme planı şeklinde ortaya çıkıyor. Kudüs'ü bir yandan İsrail'in somut ve bölünemez başkenti olarak ilan ediyor. Kudüs'e büyükelçiliğin taşınmasıyla başlayan provokasyon aynen devam ediyor. Arkasından da başkenti Doğu Kudüs olan soyut Filistin devletinden bahsediliyor. Kudüs somut ve bölünemez başkentiyse İsrail'in o zaman başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti nasıl ortaya çıkacaktır. Bu yaklaşım bile başlı başına Filistin halkının kazanımlarının, meşru taleplerinin nasıl yok edilmeye çalıştığını göstermektedir."

Sözde barış planına göre, İsrailli yerleşimcilerin işgalciyken birden bire yerleşim sakinlerine dönüştüklerini ifade eden Çelik, "Filistinli mültecilerin asla kendi ülkelerine dönemeyecekleri maddesi kayda geçiriliyor. Dün Netanyahu'nun en iştahlı biçimde telaffuz ettiği cümle buydu. İsrail'in oluşturduğu saldırgan fiili durumun yasallaştırılmaya çalışılmasından başka bir şey ifade etmiyor bu plan. Açık ve net bir şekilde bir barış planı değil bir işgal planıdır. İsrail'in güvenliği adı altında İsrail'e yeni bir saldırganlık zemini oluşturmaktadır. İşgalciliğe ve saldırganlığa Netanyahu'nun güvenlik demesinin hiçbir manası yok." diye konuştu.

Çelik, uluslararası devlet güvenliği kavramıyla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bahsettiği güvenlik kavramının tamamen birbirine zıt bir şekilde gerçekleştiğini vurgulayarak, "Filistinlilere bir devlet vadedilmesi diye bir şey söz konusu değil. Burada İsrail'in güdümü altında Filistinliler için bir işgal yönetimi mekanizması vadedilmektedir. Filistinlilerin tamamen hiçe sayılması, topraklarının gasp edilmesi, yasa dışı yerleşimlerin meşrulaştırılması anlamına geliyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın 'Filistin satılık değildir' açıklaması son derece yerinde bir açıklamadır." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye çok ciddi bir diplomasi yürütmüştü"

İsrail'in bir ırkçı devlet haline getirilmesinin bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştiğinin altını çizen Çelik, demokrasiden, hukuk devletinden bahsedenlerin İsrail'in kendisini ırkçı bir Yahudi devleti olarak tanımlaması karşısında sessiz kaldıklarını ve bunun adına da demokrasi dediklerini söyledi.

Barış planı denilen işgal planında bahsedilenlerin yeni bir şey olarak sunulduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

"Fiilen İsrail'in saldırganlığının maddelerini alt alta yazmışlar. Hatta İsrail hükümetinin belki de hayal edemeyeceği, cesaret edemeyeceği unsurları bile yazmışlar. Ondan sonra da buna barış planı demişler. Halbuki bu işgal planı. Bu saldırganlık maddeleri İsrail tarafından fiilen uygulanıyor. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımızın İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olduğumuz dönemde yürüttüğü yoğun diplomasiyle Türkiye, ABD'nin Kudüs kararına karşı İslam ülkeleri nezdinde ve bütün dünya nezdinde çok ciddi bir diplomasi yürütmüştü."

- "İki tarafın bir arada olmadığı birşeye plan demek doğru değil"

ABD başkanlarının şimdiye kadar her zaman iki tarafı da yanlarına almaya özen göstererek müzakere yürüttüklerini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"İlk defa bir Amerikan Başkanı, Filistin tarafına sormadan, işin içine katmadan, Filistin davasını destekleyen Türkiye gibi güçlü bir ülkenin fikrini almadan böyle bir plan açıklıyor. Yanında sadece İsrail Başbakanı var. El sıkışmalar ve alkışlar eşliğinde bir işgal planı orada kutlanıyor. İki tarafın bir arada olmadığı birşeye plan demek doğru değil. Planın ortaya çıkması için müzakere lazım. Müzakerenin olması için anlaşamayan tarafların orada olması lazım. Anlaşamayan taraflar orada yok. Ortada müzakere yok, plan diye dayatılan sadece İsrail tarafının saldırgan tutumunu meşrulaştırmaya çalışan bir maddeler bütünü var. Yaklaşık 80 sayfa, her bir maddesinde İsrail'in talep ettiği yeni güvenlik politikası aslında saldırganlık politikasının daha pervasızcı hayata geçmesi, Filistinlilerin hakkının daha çok gasp edilmesi için ortaya koyulmuş yaklaşımlar var. İsraille el ele veriyor ama hiçbir şekilde Filistinlilerin temsil edilmediği, Filistinlilerin anında tepki gösterdiği bir plan kuruluyor."

AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamanın zamanlamasının ilginç olduğunu da dile getirerek, şöyle konuştu:

"İktidara gelemeyen, yenilenen seçimlerde hükümeti kuramayan, geçici başbakan olarak görevine devam eden Netanyahu'ya ilginç bir zamanlamayla yeni seçimler öncesinde destek vermek üzere Orta Doğu'da yeni çatışmaları destekleyecek bir tutumun ortaya çıktığını görüyoruz. Olmayan bir devlet vadediyorlar, soyut bir devlet vadediyorlar. Filistinlileri köleleştirme planı var. İsrail istediği her şeyin fazlasını alıyor. Filistin hiçbir şey almıyor. Gerçek bir barış zemini kurulmak isteniyorsa, geçici olan bir başkanla değil, gerçekten seçilmiş bir başbakanla, Filistin tarafının da mevcut olduğu bir platform kurularak, iki tarafın özgür müzakeresine destek verilerek ortaya çıkacak planın hayata geçmesine çalışırdı."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 121 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler