AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3)- "Bir kez daha ilan ediyorum, Türkiye IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır"- "Bugün Türkiye, IMF'nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir kez daha ilan ediyorum, Türkiye IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır." dedi.
Erdoğan, AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasında, yaptıkları bazı ziyaretlerde birilerinin kendilerine utanmadan, sıkılmadan IMF'den destek sağlama teklifinde bulunduğunu belirterek Türkiye'nin IMF defteri kapattığını vurguladı.
Türkiye'nin yatırım için arayışta olduğunu ve yatırım yapmak isteyenlerin önünü açacaklarını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siyasi bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığın bedelinin de yüksek olduğunu hep birlikte yaşayarak gördük. IMF'nin bir ülkeyi kıskaca alabilmesi için önce bazı şartların oluşması gerekiyor. Bugün Türkiye, IMF'nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin hamdolsun çok ama çok uzağında duruyor. Böyle bir durumdayız. Her şeyden önce ekonomik göstergelerimiz diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok iyi bir noktadadır. Nitekim bu sabah Hazine ve Maliye Bakanımız bunları etraflıca anlattı. Özellikle kamu, hane halkı, bankalar ve özel sektör borçluluk oranlarında uluslararası kriterlere göre gayet olumlu bir görüntüye sahibiz."
Türkiye'de kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 28 olduğuna dikkati çeken Erdoğan, gelişmekte olan ülkelerin ortalamasında bu oranın yüzde 49 olduğunu söyledi.
OECD ülkelerinin kamu borcunun yurtiçi hasılalarına oranının ortalamasının ise yüzde 111 olduğuna değinen Erdoğan, Türkiye'nin hane halkı borçlanmasının milli gelire oranının ise yüzde 16 seviyesinde bulunduğunu dile getirdi.
Bu borçların kur riskinin de bulunmadığının altını çizen Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Vatandaşların dövizle borçlanmalarının önüne daha önce çıkardığımız bir kanunla zaten geçmiştik. Bizde yüzde 16 olan hane halkı borçluluğunun gelişmekte olan ülkelerdeki ortalaması ne biliyor musunuz? Yüzde 36. Fark bu kadar büyük. Aynı şekilde küresel ortalama ise yüzde 60. Özel sektörümüzün borçluluk oranlarında da yine dünya ortalamasının ve OECD ortalamasının çok altında bir orana sahibiz hamdolsun. Ülkemizde özel sektör borçlarının milli gelire oranı yüzde 65 iken gelişmekte olan ülkelerde bu oranın ortalaması yüzde 94'tür. Toplam borçluluk oranındaki tablo da Türkiye'nin güçlü durumuna işaret ediyor. Bu oran Türkiye'de yüzde 137 iken gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 211, dünya ortalaması ise yüzde 318 düzeyindedir. Sonuç itibarıyla Türkiye kamu, hane halkı ve özel sektör borçları noktasında endişe duyulması gereken hiçbir sorunla karşı karşıya değildir."
- "Yıl sonuna kadar 5 milyar lira faiz dışı fazla vermeyi hedefliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlü mali disipliniyle ve ortaya koyduğu ayakları yere basan ekonomi politikalarıyla borç yönetimini kolayca gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğuna dikkati çekerek ekonomiyle ilgili şu detayları paylaştı:
"Son dönemde gerçekleşen küresel spekülatif saldırılara ve algı operasyonlarına rağmen temmuz ayında yüzde 123 olan borcu çevirme oranımız, eylül ayı itibarıyla yüzde 109'a gerilemiştir. Ayrıca yıl sonuna kadar 5 milyar lira faiz dışı fazla vermeyi hedefliyoruz. Böyle bir tabloda Türkiye'nin ne kredi açısından ne de teknik destek açısından IMF ile yolunun kesişmesi söz konusu olmaz. Bir kez daha ilan ediyorum, Türkiye IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır. Bu açık gerçeklere rağmen, IMF konusunun gündeme getirilmesinin gerisindeki hesapları gayet iyi biliyoruz. Ama tekrar ediyorum, başaramayacaklar. Ülkemizin başına IMF musibetini saran CHP'nin geçmişi daha vahim siyasi ve ekonomik sabıkalarla doludur. Hani meşhur Marshall Yardımı meselesi var. Bu yardımın öncülerinden bir tanesi de İnönü'dür."
- "Bunların geçmişi hep böyle. Dün neydi ki bugün ne olacak?"
İsmet İnönü'nün elinde ABD bayrağıyla bir fotoğrafını gösteren Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte görüyorsunuz, elindeki bayrak dikkat edin Türk bayrağı değil. Elindeki bayrak Amerika. Bu da İnönü. Bunların geçmişi hep böyle. Dün neydi ki bugün ne olacak? Yaptıkları iş bu. Bunu elinde niye taşıyor? Bu bir teşekkürname, bunun için taşıyor. Şu anda güneyimizde Amerika'nın kokartlı komandoları kimlerle yan yana? Teröristlerle. Kim o teröristler? PYD, YPG, PKK. Onlarla kol kola, el ele, omuz omuza. Peki bunlar kiminle kol kola? Bunlarda yine CHP'yle HDP'yle kol kola. Bunlara karşı şu anda mücadeleyi veren kim, benim Mehmet'im. Mehmetçik'imizi bu noktada istismar edenler kim? Yine CHP, yine HDP. 8 şehidimizin olduğunda bunun sorumlusu kimler, PKK değil mi? Peki onun perde arkasında kimler, işte bu HDP değil mi, CHP değil mi? Bunların en ufak bir rahatsızlığını duyduk mu, duyuyor muyuz? Yok. Sadece dostlar alışverişte görsün kabilinden gelirler bir cenaze merasiminde görünürler veya eve bir ziyaret yaparlar, bununla da 'Bu işi paketledik, hallettik' derler."
- "Önce siz kendi geçmişinizdeki lekeleri temizleyin"
İsmet İnönü'nün ülkenin başında olduğu dönemde Amerikan yardımları bahane edilerek tüm stratejik savunma sanayi projelerinin iptal edildiğini, araştırma geliştirme ve üretim faaliyetleri durdurulduğunu, fabrikaların kapısına kilit vurulduğunu ifade eden Erdoğan, 1940'lı yıllara ait bazı gazete kupürlerini gösterdi.
Bir gazetenin "Uçak yapımına ABD yardımı sonrasında son verildi" kupürünü gösteren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ne dediler, 'Siz niye yapıyorsunuz biz size veririz. Sizin yapmanıza gerek yok' dediler. Sivas'tan çıkan yürüyüş işte böyle durduruldu. Ve bütün o adımlar, gerek Hürkuş olsun gerek diğerleri olsun hepsi böyle durduruldu. Eğer o gün bunlar yapılmış olsaydı, bugün biz çok ama çok farklı yerdeydik. İşte bu utanç verici mirasın sahibi CHP, bugün çıkmış bizi IMF ile şununla bununla suçluyor. Önce siz kendi geçmişinizdeki lekeleri temizleyin. Bir parti düşünün, Amerikan yardımını sevinç naralarıyla karşıladığı dönemin ardından geçen 70 yılı aşkın süreye rağmen, hala aynı zihniyette ısrar ediyor. Dünya değişmiş, Türkiye değişmiş, siyasi ve ekonomik mantık değişmiş ama CHP hiç değişmemiş. Bunun adı istikrar değil, ilkelliktir."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 216 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.