"Af meselesinin Cumhur İttifakı üzerinden değerlendirilmesi yanlış"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın:-"Af meselesinin Cumhur İttifakı üzerinden değerlendirilmesi çok yanlıştır. Bu konunun kategorik olarak tartışılması, sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gereklidir"- "MHP'nin söz konusu
ANKARA (AA) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, "Af meselesinin Cumhur İttifakı üzerinden değerlendirilmesi çok yanlıştır. Bu konunun kategorik olarak tartışılması, sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gereklidir." değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, MHP'nin af yasası teklifi ve Cumhur İttifakı'nın belirli şartlarda yerel seçimlerde de sürdürülebileceği konusunun, son günlerde siyasetin gündeminde ilk sıralarda yer aldığını belirtti.
Bazı çevrelerde her iki konunun da şirazesinden çıkarılarak, MHP aleyhinde algı oluşturma vesilesi haline getirilmeye çalışıldığını ileri süren Yalçın, af meselesinin bahane edilerek Cumhur İttifakı'nın bir MHP ipoteğine dönüşebileceği fitnesinin ortaya atıldığını ve MHP'nin hem AK Parti'yi hem de kamuoyunu kendi ikliminde seyre icbar ettiğinin iddia edildiğini aktardı.
Yalçın, kanaatlerinin bununla hem yerel seçimlerde yeni bir Cumhur İttifakı zaferinin önünü kesmenin, hem de yasa teklifi konusunda kafaları karıştırmanın amaçlandığını savundu.
MHP'nin yapıcı, Türkiye'nin meselelerine çözüm üreten, birleştirici ve kucaklayıcı siyasetini görmezden gelip hadiseyi olumsuz açıdan kavramaya çalışmanın kötü niyet içeren, çirkin bir tutum olduğunu vurgulayan Yalçın, siyasetin gündemindeki konuların ekseninden uzaklaştırılmadan tartışılıp sağlıklı bir yargıya, Türkiye'nin yararına olacak bir karara varılmasının önemine değindi.
Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
"Öncelikle altını çizmeliyiz ki MHP'ye bazı çevrelerce isnat edilen cebir, yani zorlama, ittifakın doğasına aykırıdır. İttifakta, uzlaşma, anlaşma, rıza ve iradi bir kabul söz konusudur. Yerel dinamikleri dikkate alan ittifak çabalarımızın sandığa yansımasını daha çok seçmenin tercihine bağlı kılan bir hususta nasıl icbar, zorlama olabilir? Ayrıca af meselesinin Cumhur İttifakı üzerinden değerlendirilmesi çok yanlıştır. Bu konunun kategorik olarak tartışılması, sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gereklidir."
- "Kara mizahtan farksız buluyoruz"
160 binden fazla kişiyi ve bunların ailelerini ilgilendiren bir yasa teklifinin hukuki, sosyal ve insani taraflarını tartışmak yerine, meselenin şeytani bir bakış açısıyla değerlendirilmesini sağlıklı bulmadıklarını belirten Yalçın, şu görüşlerini paylaştı:
"'Yasada bilhassa teknik hata yapılacak. AYM eşitlik ilkesi gereği yasayı genişletecek. FETÖ ve Adnancılar çıkarılacak. MHP ve AKP, biz yapmadık AYM yaptı diyecek. Tezgah bu.' türünden saçma sapan iddiaları, kara mizahtan farksız buluyoruz. MHP'nin tamamen beşeri kaygı ve milli hasletlerimizden kaynaklanan gerekçelerle TBMM'ye sunulan yasa teklifinin, çarpık bir bakış açısıyla birtakım suç örgütlerinin ve suçluların taltifi gibi nitelendirilmesinin mahzurlarını kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz. Söz konusu MHP'nin bazı cezalarda indirim ön gören yasa teklifi olunca, her vesileyle insan hakları şampiyonluğu yapan bazı kesimlerde, insani kaygıların yerini siyasi ve kişisel çıkarlarla peşin hükümlerin alması, dikkatlerden kaçmamaktadır. Meclis'e getirilen yasa teklifinin Cumhur İttifakı açısından bir siyasi kriz oluşturmayacağı daha önce dillendirilmişken aynı kesimlerce bunun bir krize yol açtığı bile ileri sürülmektedir. Her fırsatta kendilerini ahlak numunesi ve sosyal idol gibi görenlerin af yasası teklifi etrafında oluşturmaya çalıştığı menfi dalga ve spekülasyonlar, iki yüzlülüğün ifşasıdır. Bunu MHP'nin siyasi taktiği ve oy kaygısı için atılmış bir adım olarak görmek, tedaviye muhtaç bir paranoyadır."
- "Suça iten sebepler neden ele alınmamaktadır?"
MHP'nin maksadının bir genel af çıkarmak olmadığını, kader mahkumlarının topluma kazandırılmasının hedeflendiğini kaydeden Yalçın, "Mesela yasa teklifi kapsamında ceza indiriminden faydalanacak çocuk yaştaki bazı mahkumların rehabilitasyonu ve onları suça iten sebepler neden ele alınmamaktadır?" diye sordu.
Devletin kendine karşı işlenen suçları affedip etmemesi kadar, rehabilite edilebileceklerin, suç işleyerek pişman olanların belirli koşullarda yeniden sosyal dokuya entegrasyonu ve yararlı vatandaşlar haline getirilmesinin de önem taşıdığını belirten Yalçın, bunun bir sosyal devlet ilkesi olduğunu savundu.
Yalçın, şöyle devam etti:
"MHP'nin söz konusu yasa teklifi, suçludan ve suçtan zarar görenleri gözetmek kadar, kader mahkumlarının ve ailelerinin düştüğü durumu da görmezden gelmeyen vicdani bir anlayışla hazırlanmıştır. Teklifin içinde ceza indirimiyle beraber ceza erteleme ve şartlı salıverilme gibi seçenekler de vardır ki bunda da amaç, suçluyu yeniden toplumsal yapının sorunsuz parçası haline getirmektir. Onları toplumdan dışlanmış sayarak, bu toplumun bir parçası değillermiş gibi görmezden gelerek yapılacak muamele, ne insani ne de ahlakidir. MHP'nin maksadını tahlil ederken bunu bir niyet okuyuculuğu ve gizli amaç deşifresine dönüştürüp bazı suçluları koruyup aklama olarak değerlendirmek, akıl almaz bir mantıksızlık ve vicdansızlıktır."
- "Mutlak otorite, vicdanı yok sayamaz"
Devletin sadece cezalandırmayacağını aktaran Yalçın, "Devletin mahkemesi iki yönlü çalışır, bir yandan suçluya adil bir ceza verirken, diğer yandan da kamu vicdanının sesine kulak verir. Devlet affetmese de kamu yararını gözeterek merhamet eder. Mutlak otorite, vicdanı yok sayamaz. Çünkü mutlak otorite insani değerler üzerine bina edilir." ifadesini kullandı.
Yalçın, insanı suçtan alıkoyan, nedameti, pişmanlığı artırmanın sadece ceza olmadığını, pişmanlığın da teşvik edilmesi gerektiğine değinerek, açıklamasında şunları kaydetti:
"Af ve merhamet, sarsılmaz devlet otoritesini ipeğe sararak suçtan caydıran önemli bir faktördür. Bunu göz ardı etmek, insanlığımızı yok saymak demektir. Otoritenin yüzü soğuk, cezanın infazı ürpertici olsa da tamamen caydırıcı değildir. Eğer böyle olsaydı devlet otoritesi ve yasaların varlığı suçu önler, toplumda huzur, güven ve barış kolayca tesis edilebilirdi. Toplumsal barış huzur ve güveni sağlamanın yollarından biri, devletin cezai caydırıcılığı ve otoritesi yanında merhamet ve kucaklayıcılığını da yeterli ölçülerde göstermekten geçmektedir. Toplumsal düzeni sağlayan hukuk kurallarıdır, toplumsal dayanışma ve kaynaşmayı sağlayan da devletin müşfik, emin ve merhametli elidir. Meselenin bir de bu boyutuyla ele alınarak MHP'nin yasa teklifinin daha makul, daha mantıklı yaklaşımlarla değerlendirilmesinin bilgi ve niyet kirliliklerinin önüne geçebileceğine, böylece maksada daha iyi hizmet edilmiş olacağına inanıyoruz."
Kaynak:
Bu haber toplam 149 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.