Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "Hukuk ve hukukçuları sadece kendi işlerine gelen kararlar verildiğinde yüceltip aksi durumda ise yerden yere vuran zihniyeti şiddetle kınıyorum. Bunlar kabul edilemez"- "Dün yine bir siyasi partinin genel
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hukuk ve hukukçuları sadece kendi işlerine gelen kararlar verildiğinde yüceltip aksi durumda ise yerden yere vuran zihniyeti şiddetle kınıyorum. Bunlar kabul edilemez." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni'nde yaptığı konuşmada, "Adalet öyle bir kavram ki kimi durumda zulümle arasındaki fark bir soğan kabuğu kadar ince hale gelir." diye konuştu.
Erdoğan, Mevlana'nın bu konuda çok çarpıcı misaller verdiğini belirterek, "Adalet nedir? Bir şeyi yerli yerine koymaktır. Adaletsizlik nedir? Bir şeyi layık olmadığı yere koymaktır. Adalet nedir? Ağaçlara su vermektir. Adaletsizlik nedir? Dikene su vermektir. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır. Her su emen kökü sulamak değildir." sözüne atıfta bulundu.
Mevlana'nın zalimi, üzerine düşen, görevli ve yükümlü olduğu işleri yapmayan kişi olarak tarif ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu anlayışa göre Allah devleti, iktidarı, gücü, halk bunalıp da göklere el açmasın, şikayetçi olmasın diye vermiştir. Ülkelerdeki yasalar, semaya bir tek 'Ya Rabbi' çığlığı yükselmesin diye tesis edilmiştir. İhsan ve adalet bayrağı yükseldiğinde dünyada tek bir tek yoksul, tek bir mazlum kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bu öyle bir vazife ki en küçük bir ihmali kaldırmaz"
Adaletin kadim tartışmalarda hep denize ve dağa benzetilmesinin, onun dışarıdan etki edilemezliğini ifade etmek için olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Yel, dağı yerinden kımıldatabilir mi? Hangi fırtına, denizi yerinden söküp götürebilir, mümkün mü? Bütün bunları anlatmaktan gayem; siz hakim ve savcılarımızın görevlerinin bir yönüyle ne kadar önemli ve ağır bir yönüyle de ne kadar ulvi ve hassas olduğunu ifade etmek içindir. Bu öyle bir vazife ki en küçük bir ihmali, boş vermişliği, rehaveti kaldırmaz. Önünüze gelen dosyalardan, bilgilerden bir tekini bile gözden kaçırmanız, dikkatli incelemeyip, yanlış değerlendirmeniz, Allah göstermesin gerçekten vahim sonuçlara yol açabilir. Her birinizin görev yerlerinizde bu anlayışla unvanlarınızın, kürsülerinizin hakkını vereceğinize inanıyorum."
Türkiye'nin siyaset pratiğinin zaman zaman en basit nezaket sınırlarını dahi zorlayan bir hal alabildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararının ardından bazı siyasetçilerin yine bu şekilde sınırları zorladığını görüyoruz. Dün yine bir siyasi partinin genel başkanı, Meclis'teki grup toplantısında yargı mensuplarımızla ilgili ahlak, edep, insaf, hepsinden önemlisi insanlık dışı sözler sarf etti. Bu kişiler, hiç anayasayı gözden geçirmediler mi? Anayasanın 138. maddesi çok açık ve net. Bırakın bazı ilişkiler kurmayı, 'ima dahi edemezsiniz' diyor yargı mensuplarına. Bunlar öyle ileri gittiler ki, bir küfretmedikleri kaldı. Her türlü hakareti yaptılar. Eleştirini yapabilirsin ayrı bir konu. Zaman zaman ben de eleştiri yapıyorum. Ama hakaret edemezsin, küfredemezsin. Buna hakkın, yetkin yok. Hukuk ve hukukçuları sadece kendi işlerine gelen kararlar verildiğinde yüceltip aksi durumda ise yerden yere vuran zihniyeti şiddetle kınıyorum. Bunlar kabul edilemez."
- "En güzel dersi yine yargımızın vereceğine inanıyorum"
Hukukun verdiği kararların elbette eleştirilebileceğini belirten Erdoğan, ancak bu eleştirinin "içerik eleştirisi" olacağını söyledi.
Geçmişte pek çok mahkeme kararını eleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Benim partim, anayasa değiştirebilecek neredeyse güce sahip olduğu dönemde bile kapatılmakla karşı karşıya kaldı. Böyle bir dönemde partimin kapatılmasını savunanlar, yine siyasetçiler 'Ankara'da yargıçlar var' diye meydanlara dökülüyordu. Tabi neticede partimiz kapatılmadı ve bugünlere geldi ama hiçbir zaman bu hakaretleri yapmadık. Kararları değil de hakimlerin şahıslarını hedef alarak, hatta onları 'çete' yaftası vurup hedef göstererek, hele hele hakaret ederek yapılan eleştirinin adı densizliktir, had bilmezliktir, hatta ahlaksızlıktır. 40 yıldır siyasetin içinde olan birisi olarak, bu tür kişileri 'politikanın yüz karaları' olarak değerlendiriyorum. Siyaseti, ülkeye ve millete hizmet aracı değil de marjinal çevrelere yaranma, ideolojik saplantılarını hayata geçirme, kuru gürültüyle üste çıkma vasıtası olarak görenlere en güzel dersi yine yargımızın vereceğine inanıyorum."
- "Ülkemizin bir daha o kötü günlere dönmesine izin vermeyeceğiz"
Yargı mensuplarından bu tür "densizliklere" gözlerini, kulaklarını ve kalplerini kapalı tutmaları ricasında bulunan Erdoğan, şöyle seslendi:
"Yine yargı içerisinde de haklarını aramalarının gereğini de hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu ülke yol geçen hanı değil. Bunun da aranması lazım. Sizlere bu hakaretleri yapanların da bir gün adalete ihtiyacı olacaktır, önlerine de bu gelecektir. İşte o zaman yapılan densizlikler, sizin adaletle hükmetmenize engel olmasın. Korkular veya korkutma gayretleri sizi asla korkutmasın. Şunu bilelim ki bir Selim kardeşimiz şehit olur ama arkasından da binlerce Selim Kiraz kardeşlerimiz gelir. Buna böyle inanıyorum. Allah rahmet eylesin. O, kararlarını adil verdiği için şehit oldu. Yoksa onlara yaranma gayreti içerisinde olan bir yargıç olsaydı, herhalde başına bunlar gelmezdi ama bunlar bizi ne yapmayacak? Yolumuzdan hiçbir zaman yıldırmayacak. Türkiye, geçmişte adamına göre, meşrebine göre adalet uygulayan çetelerden çok çekti. Ülkemizin bir daha o kötü günlere dönmesine izin vermeyeceğiz."
Erdoğan, "şeriatın kestiği parmak acımaz" sözündeki adalete mutlak teslimiyeti muhafaza etmenin yolunun işi hakkıyla yapmaktan geçtiğine işaret ederek, "Şeriata yani hukuka olan bağlılığı ne derece güçlü tutarsak geleceğe o derece güvenle bakabiliriz. Hiçbir yargı kurumu ve mensubu herhangi bir partinin, siyasetçinin, şahsın çıkarına göre karar vermekle mükellef değildir. Buna şahsım da dahildir. Sizlerin tek görevi, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye'de adaletin işlemesini temin etmektir. Bu doğrultuda yürüteceğiniz mücadelede Türkiye Cumhurbaşkanı olarak daima yanınızda olacağımı bilmenizi istiyorum." ifadelerini kullandı.
22. Dönem Adli Yargı Hakimi ve Cumhuriyet Savcısı olarak göreve başlayacaklara başarılar dileyen Erdoğan, katılımcıların ramazanını da kutladı.
Erdoğan, 22. Dönem Adli Yargı Hakimi ve adayı olarak birinci olan Seha Demirel'i de özet, kısa, veciz konuşması nedeniyle kutladı ve başarı plaketi takdim etti.
Törene, TBMM Başkanı Mustafa Şentop da katıldı.
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 96 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.