AB Komisyonu Müslüman Karşıtı Nefretle Mücadele Koordinatörü Lalisse, AA'ya konuştu:
"Eğitim ve iş fırsatları hakkında, Müslümanların aşırı nitelikli olma durumunun nüfusun geri kalanından daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. (AB'nin Temel Haklar Kurumunun raporuna göre) Bu oran Müslümanlar için yüzde 41'ken, nüfusun geneli için yüzde 22"- "Dolayısıyla çalışmak için, kariyer için çaba sarf etseler bile daha yüksek engellerle karşılaşıyorlar. Başörtülü bir kadın, örneğin doktor olmak için kapıların kapalı olacağını bildiği için potansiyel olarak kendini sansürlüyor"
SELEN VALENTE - Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Müslüman Karşıtı Nefretle Mücadele Koordinatörü Marion Lalisse, AB ülkelerindeki Müslümanların istihdam ve eğitim alanında "aşırı nitelikli olma oranının" nüfusun geri kalanına göre daha yüksek olduğunu ancak donanımlarına rağmen ayrımcılığa uğradıklarını söyledi.
Lalisse, Avrupa'da artan Müslüman karşıtlığı ve bu durumla mücadele için alınan önlemlerle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
AB'nin Temel Haklar Kurumunun (FRA) "AB'de Müslüman Olmak-Müslümanların Deneyimleri" başlıklı son raporunda, Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılığın 2016'dan bu yana keskin bir artış gösterdiğini ortaya koyduğuna değinen Lalisse, verilerin Ekim 2021-Ekim 2022 tarihlerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına dayandığına, dolayısıyla eğilimin 7 Ekim 2023 öncesinde başladığına dikkati çekti.
"Bu son derece endişe verici." diyen Lalisse, 2016'da yapılan ankette ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen Müslüman katılımcıların oranı yüzde 39'ken, son raporda bunun yüzde 47'ye çıktığını belirtti.
Lalisse, "Yani neredeyse iki kişiden biri. Diğer bulgular açısından da çok endişe verici. Başörtülü kadınlar iş yerinde daha fazla ayrımcılığa uğruyor. Bunun oranı ise yüzde 45. Başörtülü olmayanların oranı ise yüzde 31. Gençler daha da fazla buna maruz kalıyor. (Ayrımcılığa uğrayan) Başörtülü genç kadınların oranı yüzde 58." diye konuştu.
Eğilimin Müslüman çocukları da etkilediğini söyleyen Lalisse, "Ankete katılan hanelerdeki çocukların yüzde 72'si yoksulluk riski altında ve genel nüfusta ise bu oran yüzde 19. Bu çok endişe verici, Müslümanların karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlarının olduğuna dair sağlık bulgusu da var." ifadelerini kullandı.
- "AB kurumlarına güvenmiyorlar"
Lalisse, başına gelen olayları ihbar etme oranının Müslüman toplum arasında yüksek olmadığına işaret ederek "Bu da (Müslüman) toplumda (AB'deki ilgili kurumlara) güven olmadığını gösteriyor. Bunun nedeni, raporun da gösterdiği gibi kendilerinin veya bir arkadaşlarının, meslektaşlarının kötü bir deneyim yaşamış olması. Yani bu, polisi eğitmemiz gerektiği anlamına geliyor. Memurları eğitmeliyiz. Eşitlik Kurumlarını eğitmeliyiz." tespitinde bulundu.
Lalisse, Avrupa'da Müslümanların istihdam ve eğitim alanında "aşırı nitelikli olma oranının" nüfusun geri kalanına göre daha yüksek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Eğitim ve iş fırsatları hakkında, Müslümanların aşırı nitelikli olma durumunun nüfusun geri kalanından daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. (FRA raporuna göre) Bu oran Müslümanlar için yüzde 41'ken, nüfusun geneli için yüzde 22. Dolayısıyla çalışmak için, kariyer için çaba sarf etseler bile, daha yüksek engellerle karşılaşıyorlar. Başörtülü bir kadın, örneğin doktor olmak için kapıların kapalı olacağını bildiği için potansiyel olarak kendini sansürlüyor."
- "Hangi kapıyı çalacaklarını bilmemeleri çok çarpıcı"
Görevde ikinci yılını tamamlamaya hazırlanan Lalisse, "AB üye ülkelerindeki kurumlarında Müslümanların karşılaştıkları ayrımcılığı ve ırkçılığı sergilemek, bu ırkçılığın inkarını önlemek ve toplumda bu kadar derinden yerleşmiş olan bu Müslüman karşıtı nefretin yapısal doğasını tanıdığımızdan emin olmak için onlara ses olmaya çalışıyorum." dedi.
Lalisse, üye ülkeleri sorumlu kılmak için de çaba sarf ettiğini, bu nedenle Strazburg ve Lahey'de kısa zaman önce etkili ikili ve çok taraflı görüşmeler yaptığını dile getirdi.
"(Müslümanların başına gelen olaylarla ilgili) Eksik raporlamanın önüne geçilmesi ve Müslüman toplulukla nasıl güven inşa edileceğini tartıştık. Müslümanların çoğunun ırkçılık veya ayrımcılık durumunda hangi kapıyı çalacağını bilmemesi çok çarpıcı. Son zamanlarda ülke ziyaretleri de yaptım. Hollanda'ya, Almanya ve Fransa'ya gittim. Ayrıca meslektaşlarımla çevrim içi etkileşim kurarak bu alanda karşılaştıkları ilerlemeleri veya zorlukları da takip ediyorum." ifadelerini kullandı.
Eksik raporlamanın nedenlerine değinen Lalisse, "Bunun koordinasyon eksikliğinin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden birleşik bir pozisyon istiyoruz ve bunun için biraz daha fazla çalışma gerekecek. Bu yüzden tüm personelin, tüm memurların bu konu hakkında iyi eğitilmiş ve farkındalık sahibi olduğundan emin olmamız gerekli." diye konuştu.
AB Komisyonunun 1 Aralık'ta başlayan yeni 5 yıllık dönemiyle ilgili umutlu olduğunu kaydeden Lalisse, eşitlikten sorumlu komisyon üyesi portföyünün Cezayir asıllı Hadja Lahbib'e verilmesinin bir "umut işareti" olduğunun altını çizdi.
- "Avrupa'nın tam bir parçası"
Lalisse, Avrupa'daki Türk ve Müslüman toplum için "Bence artık bu insanların Avrupa'nın tam bir parçası olduklarını, ekonomik, sosyal, sanatsal olarak hayatımıza önemli bir katkı sağladıklarını kabul etmek önemli." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak:
Bu haber toplam 33 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.