7. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Gümüş:- "Türkiye'de kansere harcanan ilaç masrafı yıllık 30 milyar lira. Kanserle ilgili tüm masraflar ise yıllık 100 milyar lirayı geçiyor"- "Sürdürülebilir bir politika oluşturmak ve ekonomi için kendi ilacımızı kendi
ANTALYA (AA) - Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Türkiye'de kanser ilaçlarına yıllık 30 milyar lira harcandığını, kanserle ilgili tüm masrafların ise yıllık 100 milyar lirayı geçtiğini belirtti.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen 7. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde yapıldı. Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan TTOD Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, onkoloji alanında hızlı gelişmeler yaşanmasına rağmen kanserin halen en ciddi sağlık sorunlarından olmayı sürdürdüğünü söyledi.
Gümüş, 7. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde 530 hekim, 200 hemşire, 270 sektör temsilcisi ile 46 farklı oturumda onkoloji alanındaki bilimsel gelişmelerin ele alındığını ifade etti.
Kanser tedavisinin pahalı olduğunu, tedavide kullanılan ilaçlardan sadece birinin Türkiye'de üretildiğini belirten Gümüş, "Burada sürdürülebilir bir politika oluşturmak ve ekonomi için kendi ilacımız kendimiz üretmemiz gerekiyor. Bu, çok çok elzem. Türkiye'de kansere harcanan ilaç masrafı 30 milyar lira. Kanserle ilgili tüm masraflar ise yıllık 100 milyar lirayı geçiyor. İlacın nasıl geliştirileceğinin kuralları vardır. Türkiye'de ilaç üretimi önemli, biz bunu 10-15 yıldır takip ediyoruz." diye konuştu.
- Gen üzerinden ilaç
TTOD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Turhal da kanser tedavisindeki son gelişmelerin umut verdiğini, özellikle moleküler ve genetik alanında yapılan çalışmaların kansere karşı yeni silahların bulunmasını sağladığını söyledi.
Bunlardan birinin de tirozin reseptör kinaz (TRK) füzyon geni olan bir gelişme olduğunu aktaran Turhal, "2013 yılında Colorado ve Harvard üniversitelerinden 2 araştırmacının saptadığı TRK füzyon genine yönelik bir ilaç geliştirildiği ve hedefe yönelik bu tedavinin Amerikan İlaç Dairesi tarafından ilk defa bir kanserin başladığı organa değil de tümörün var olduğu genetik özelliğine göre onaylanan bir ilaç oldu." dedi.
Geçen yıl ABD'de yapılan Kanser Kongresi'nde bu tedavi ile ilgili ön sonuçların tüm dünyaya duyurulduğunu hatırlatan Turhal, "Gün gelecek bu hastalıklara organ üzerinden isim veremeyeceğimizi, bunlara genetik değişikliklerin üzerinden isim vereceğimizi söyledik. O gün geldi. Gen üzerinden ilk defa Amerikan İlaç Dairesi bir ilacı onayladı. Bu yeni bir gelişme." dedi.
Bu ilaç ile hedefe yönelik tedavide pek çok farklı organdan kaynaklanan tümörde kontrolsüz tümör büyümesine yol açan sinyallerin bloke edildiğini anlatan Turhal, 17 farklı kansere sahip 50 hastanın katıldığı bir çalışmanın verilerine göre, hastaların 38'inin bu tedaviye yanıt verdiğini ve tümörün küçüldüğünü, tedavinin 12'nci ayında, hastaların yüzde 79'unda bu olumlu yanıtın devam ettiğini, kemoterapiye kıyasla yan etkilerinin çok hafif olduğunu ve halsizlik ve hafif baş dönmesinin yan etki olarak sık gözlendiğini sık gözlenen yan etkilerinin halsizlik ve hafif baş dönmesi olduğunu kaydettti. bildirdi.
- 8 kanser türünde erken tanı
TTOD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er de kanser hücrelerindeki değişikliklerin kanda saptanabildiğini, bu değişikliklere karşı geliştirilen hedefe yönelik tedavilerin kişiye özel planlandığını ifade etti.
Kalıtımsal kanserlerde kan testiyle mutasyonun varlığının saptanabildiğini belirten Er, kanda yapılan test ile en sık görülen 8 kanser türünde yüzde 70 doğrulukta kandan erken tanı yapmanın mümkün olduğunu dile getirdi.
TTOD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Bilici de son yıllarda kişiye özgü tedavi yaklaşımları konusunda birçok kanser türünde önemli gelişmeler yaşandığını kaydetti.
Hedefe yönelik ilaç tedavisinde, daha önce yapılan genetik analizle bir hedef mutasyon belirlendiğini, kanserli hücreye direkt etkide bulunduğu için tedaviye yanıt oranlarının daha yüksek olduğunu anlatan Bilici, "Kemoterapide kanseri küçültmek ve yok etmek amaçlanır. Hedefli tedavilerde ise kanserin hızı düşmekte ve hastalığın uzun süre bir diyabet, hipertansiyon gibi kronik bir hastalık gibi devam etmesi sağlanabilmektedir." dedi.
Kaynak:
Bu haber toplam 254 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.