2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan:- "Sağlık hizmetlerinde en yıpratıcı, en fazla sorun çıkan yerler de acil servislerdir"- MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan:- "Sağlık Bakanlığı bünyesinde 'Sağlıkta Şiddeti Önleme Daire Başkanlığı'

TBMM (AA) - MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, "Sağlık hizmetlerinde en yıpratıcı, en fazla sorun çıkan yerler de acil servislerdir." dedi.

TBMM Genel Kurulunda görüşülen Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile bağlı kurumların 2020 yılı bütçeleri üzerinde MHP Grubu adına konuşmalar yapıldı.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, gelecekle ilgili bir şeyler yapılmak isteniyorsa sağlığın korunması gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığının esas işinin sağlığı korumak, geliştirmek ve hastalık riskini azaltmak olduğunu belirten Aycan, çünkü hastanelerin hastalıkları tedavi eden yerler olduğunu dile getirdi.

Sağlık turizmi ile ilgilenmediğini, ekilen saçların, kaldırılan burunların, yapılan estetik ameliyatların kendisi için bir anlam ifade etmediğini vurgulayan Aycan, "Beni halkın sağlığını ne kadar koruduğumuz, hastalık riskini, hastalık yükünü ne kadar azalttığımız ilgilendiriyor." diye konuştu.

Birinci basamak hasta bakımında yetersizliklerin bulunduğunu vurgulayan Aycan, hastaların hala hastanelere gittiğini, bu durumun sevk sisteminin çalışmadığını gösterdiğini ileri sürerek, bunun toplumsal anlamda sağlık sistemi açısından bir sorun olduğuna işaret etti.

Özellikle acil servis kapılarındaki yığılmaları çözüme kavuşturmak gerektiğini belirten Aycan, şunları kaydetti:

"Birinci basamakta, özellikle mesai saatleri dışında hasta bakımında sorun yaşadığımız için yoğunluk acillerde olmaktadır. Sağlık hizmetlerinde en yıpratıcı, en fazla sorun çıkan yerler de acil servislerdir. Acil servislerin yükünü azaltacak müdahaleleri yapmamız lazım. Ayrıca 112 Acil Servisi de konuşmak gerekir. Acil vakayı 10 dakikadan önce hastaneye ulaştırmak lazım ama kırsal kesimde, köy bölgesinde ambulans çağrıldığında ambulansın gelmesi ve bu hastayı acile götürmek de bazen saatleri bulabiliyor. O zaman da yapılacak müdahale gecikmiş oluyor. Burada da önerimiz 112 istasyonlarının sayısını artırmaktır. Daha fazla 112 istasyonu açıp daha etkin bir şekilde, daha kısa sürede hastaya ulaşmayı sağlamamız gerekir."

Daha fazla sağlık personeli istihdamının gerektiğini anlatan Aycan, "620 bin sağlık personeli atama bekliyor, yeterli gücümüz var, bunların istihdamını artırmamız lazım. Bunların bir kısmı sözleşmeli çalışıyorlar, sözleşmeyi kaldırıp hepsini kadroya geçirmek gerekiyor." açıklamasında bulundu.

MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Türkiye'nin hala gelişmiş ülkelerin gerisinde bulunduğunu söyledi.

Sağlık hizmetlerinde iyi eğitim almış birçok branş mezununun iş bulamadığını, iyi bir sağlık hizmeti için istihdamın artırılmasının şart olduğunu ifade eden Taşdoğan, "Hastanelerimizde şiddet vakaları artık gündemden çıkarılmalıdır. Şiddetin, oluşmadan önce tedbirlerinin alınması, sağlık çalışanlarının güven ortamında çalışmalarının sağlanması hayati önem arz etmektedir. Önerimiz; Sağlık Bakanlığı bünyesinde 'Sağlıkta Şiddeti Önleme Daire Başkanlığı' kurulmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemlerinin önlenebilmesi için her türlü hukuki, idari ve sosyal tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanması zorunludur." dedi.

Taşdoğan, ayrıca sağlık hizmetlerinin standardının ve kalitesinin yükseltilmesi için istihdamın artırılması, artan hasta memnuniyetlerine karşı sağlık çalışanlarının memnuniyetlerinin de yükseltilmesi için çalışmalar yapılmasınının önemli olduğuna değindi.

MHP İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz da sağlık hizmetinin tüm bireylerin hakkı olduğunu ve en ücra köşelere kadar ulaşmasının zorunlu olduğunu vurguladı.

Sağlıkta yakalanan başarının o devletin kendi insanına verdiği en büyük değer olacağının altını çizen Arkaz, sosyal devlet olmanın gereğinin de bu olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin önemli bir coğrafik bölgede yer aldığını, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyük işlerin başarıyla sonuçlandırıldığını kaydeden Arkaz, "Sağlık alanında hükümetimize, devletimize ve turizm yetkililerine büyük görevler düşmektedir. Yurt içinde ve yurt dışında ivedi bir şekilde uçak seferlerinin artırılması lazım. 2023 yılında yurdumuzda 2 milyon yabancı hastayı görmemiz gerekiyor. Çünkü bu hastalara tedavi için Türkiye'ye niye geldiklerini sorduğumuzda 'daha doğru teşhis', 'daha çabuk tedavi' ve 'iyi hizmet' aldıklarını söylüyorlar." ifadesini kullandı.

MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy da iklimin insanlık tarihinde görülmemiş bir hızda değiştiğine dikkati çekti.

Küresel iklim değişikliği dendiğinde akla sıcak hava dalgalarının geldiğini anlatan Ersoy, şimdiden bu değişiklikten etkilenen Türkiye'nin ilerleyen süreçte bu olumsuzluktan daha fazla etkileneceğini savundu.

Tarım için uygun topraklara sahip Türkiye'nin, yerini çorak topraklara bırakacağının altını çizen Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel iklim değişikliği denildiği zaman, öncelikle hepimizin aklına beklenmeyen hava olayları, özellikle de sıcak hava dalgaları gelmektedir. Yapılan araştırmalar, önümüzdeki yarım asır içerisinde sıcaklık artışlarının yaşanacağını söylüyor. Daha şimdiden bu durumdan etkilenen Türkiye, yaşanacak değişiklikten daha fazla zarar görecek. Azalan kaynaklar için insanlar mücadeleye başlayacak. Tükenenler listesini yapmaya başladık bile."

MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay da İçişleri Bakanlığının, devletin vatandaşa dokunan eli olduğunu, Bakanlığın, 16 hizmet biriminde 556 bin 278'i iç güvenlik personeli olmak üzere 598 bin 109 personelle çok önemli görevleri yerine getirdiğini belirtti.

Vekalet savaşlarının yaşandığı ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada, uygulanmak istenen kaos ortamında yurdun korunması adına tüm önlemlerin İçişleri Bakanlığınca alındığını ifade eden Atay, şunları kaydetti:

"Bu doğrultuda, kara ve deniz sınırlarımızın güvenliği, kent güvenliği ve düzeni ile kırsal alan güvenliği için kapsamlı faaliyetler aralıksız ve artırılarak devam etmektedir. Bu mücadelenin sonucu olarak PKK/PYD terör örgütü 1990'lı yıllardan bu yana en zayıf dönemini yaşamaktadır. Özellikle hendek, barikat, çukur eylemlerinden sonra kararlılıkla uygulanan terörü kaynağında yok etme, terör örgütlerinin faaliyet yürüttüğü her alanda etkisiz hale getirilmesi konsepti, devletimiz ve milletimiz açısından somut sonuçları görülen başarı sürecini ortaya çıkarmıştır. PKK ve PYD'yle devam eden bu mücadelenin yanında, kararlı bir şekilde yürütülen bir FETÖ'yle mücadele vardır. Bu mücadele kime giderse gitsin sonuna kadar devam ettirilmeli ve FETÖ'nün kökü kurutulmalıdır."

MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz ise Türkiye'nin bulunduğu coğrafya itibarıyla doğal afetlerin sıklıkla yaşandığı bir bölgede olduğunu, son yıllarda yaşanan büyük depremlerin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak sel, heyelan, hortum ve benzeri felaketlerin bunun en büyük göstergesi konumunda bulunduğunu anlattı.

Yılmaz, afetlerle karşılaşmadan önce alınacak tedbirlerin, karşılaşıldıktan sonra yapılacaklar faaliyetlerden hem daha ekonomik hem de daha az can kayıplarına vesile olacağını belirterek, "Hazırlıkların başında ise kentsel dönüşüme hız vermek ve erken uyarı sistemlerinin kurulması gelmektedir. Deprem yaşandıktan sonra insanların ilk aklına gelen şey toplanma alanları olmaktadır. Toplanma alanlarının sayısı, özellikle İstanbul gibi metrekareye düşen insan sayısının çok yoğun olduğu şehirlerde artırılmalı, vatandaşlarımız bu alanların nerede olduğu konusunda bilgilendirilmelidir." diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 152 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler