2019 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: (2)-"Bütçe sağlıklı bir demokrasi için hazırlanmadı. Bu nedenle sakat ve demokrasiye inanan herkesin 'hayır' diyeceği bir bütçedir"-"Bu bütçeye oy vermek haramdır"-"1 Ocak 2019'dan itibaren CHP'li belediyelerde ve CHP
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçenin sağlıklı bir demokrasi için hazırlanmadığını, bu nedenle sakat ve demokrasiye inanan herkesin "hayır" diyeceği bir bütçe olduğunu savunarak "Bu bütçeye oy vermek haramdır." dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda 2019 yılı bütçesinin tümü üzerindeki görüşmelerde yaptığı konuşmada, "Bir ülke düşünün, devleti yönetenler harcadıkları paranın hesabını halkına vermiyor, yaptıkları sarayların, inşa ettikleri büyükşehir hastanelerinin, havaalanlarının, köprülerin maliyetini, bırakın halkı, o ülkenin parlamentosu da bilmiyor." diye konuştu.
"Bir ülke düşünülmesini" isteyen Kılıçdaroğlu, burada yolsuzluk yapanların, devlet katında sürekli yükseldiğini, dürüst, namuslu adamların ise aşağılandığını, yaşanan ağır ekonomik krize rağmen iş dünyasından kimsenin korkudan sesini çıkaramadığını, üst yargı organı başkanının, "Yargıya olan güven yüzde 30'lara düştü." açıklamasında bulunduğunu, Hakimler ve Savcılar Kurulunun hakim ve savcılara, "Nihai kararı vermeden önce bizden görüş alacaksınız." dediğini söyledi.
-"İstedikleri kadar dinlesinler"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ülke düşünün, siyasal gücü olanlar ile parasal gücü olanlar yargılanmıyor. Sarayın avukatlarını hemen tutuyorlar, büyük paralar veriyorlar, zaten mesele kendiliğinden çözülüyor. Bir ülke düşünün, milletvekilleri tutuklu, belediye başkanları görevden alınıyor, otoriteye yakın olan başkanlar da zorla istifa ettiriliyor. Anayasa Mahkemesi kararları bile alt mahkeme tarafından uygulanmıyor. Çünkü alt mahkeme gücünü hukuktan değil, saraydan alıyor. Hangi hukuktan söz edeceksiniz? Bir ülke düşünün, herkesin telefonları dinleniyor ve bir otoriteye servis ediliyor. Sizin de telefonlarınız dinleniyor, siz de telefonlarınızda rahat konuşamıyorsunuz. Benimki, eşimin, çocuklarımın, hepimizinki dinleniyor ama biz çekinmiyoruz. Çünkü biz doğruların arkasındayız, doğruları savunuyoruz. İstedikleri kadar dinlesinler; dinlemezlerse namerttir. Bir ülke düşünün tüm bunları yapan yöneticiler hiçbir sorumluluk almıyor. Devamlı bir tane düşman yaratıyor; iç düşman, dış düşman. Bir ülke düşünün 16 yılda 11 kez eğitim sistemi değişiyor. Bir ülke düşünün, '24 saatte Suriye'ye gireceğiz, Emevi Camisi'nde namaz kılacağız.' dediler. Aynı yöneticiler, Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu toprakları, vatan toprağımızı terk etmek zorunda kaldılar. Bizim tarihimizde bir ilktir, kendi toprağını terk eden hükümet. Kendi toprağı, vatan toprağı orası. Ben ölürüm, çakılını dahi vermem, çakılını dahi vermem. Orada bin kişi, on bin kişi hep beraber ölürüz ama toprağımızı terk etmeyiz."
AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan'ın, "Bunu siz demeyin bari." demesi üzerine, CHP milletvekilleri Özalan'a tepki gösterdi. AK Parti ile CHP milletvekillerinin birbirlerine laf atması üzerine araya iki partinin grup başkanvekilleri girdi, TBMM Başkanı Binali Yıldırım da "Lütfen hatibi dinleyelim, sakin olalım." diye uyarıda bulundu.
- "İsraf haramdır"
Kılıçdaroğlu, bütçenin sağlıklı bir demokrasi için hazırlanmadığını, bu nedenle sakat ve demokrasiye inanan herkesin "hayır" diyeceği bir bütçe olduğunu öne sürdü.
Bütçeden üç kesimin yararlandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunlardan birinin sarayın bütçesi olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, "sarayın bir elinin yağda bir elinin balda olduğunu, Lale Dönemi'nde bile bu kadar şatafatın bulunmadığını" öne sürdü.
Vatandaşa "Tasarruf edin." denildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, vatandaşın tasarruf yapacak parasının olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Yazlık sarayda oturanlar, kışlık sarayda oturanlar, uçan saraylarda oturanlar, asla tasarrufa yanaşmazlar, onlar israfı severler. Bizim inancımıza göre israf haramdır ama onlar israftan asla vazgeçmezler. Bu bütçeye evet derseniz, beyefendinin aylığını 59 bin liradan 74 bin liraya çıkaracaksınız, emekli aylığı hariç, yetmiyor para, çift dikiş gidecek." diye konuştu.
İkincisinin saray çevresi olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Sarayın etrafında bir çevre var, etrafını sarmış, bunlar yiyici çevre. Bunlara kamuoyunda beşli çete denir. En büyük ihaleleri dolar bazında alırlar, dolar bazında garanti alırlar. Kardeşim, ihaleyi, geçişi Türk lirasına çevir, teminatı kaldır. 'Hayır, olmaz' Neden? E, bunlar sarayın çevresinden, onların beslemeleri, sarayın beslemeleri. Sarayın beslemelerinden bu memlekete hayır gelmez. Bu bütçenin hizmet ettiği üçüncü kesim tefeciler, rantiyeciler." dedi.
-"Bir avuç tefeciye teslim"
Kılıçdaroğlu, 2018'in 9 ayında Londra'daki bir grup tefeciye ödenen faizin 9 milyar 724 milyon dolar, AK Parti hükümetleri döneminde ise 159 milyar 290 milyon dolar olduğunu savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Hem gelip burada 'ülkeyi şöyle, böyle yaptım' diye efeleneceksin... Ülkeyi batırdın. Dolar yükselse de düşse de karlı onlar çıkıyor. 13 Ağustos'ta Londra'dan bir tefeci geldi, Türkiye'ye 1 milyon dolar getirdi, o günkü kur üzerinden TL'ye çevirdi, 6 milyon 883 bin 800 lira TL alıyor. 114 gün sonra bunu gösterge tahviline yatırdı, o gün 7 milyon 384 bin 675 lira parasını aldı. O doları 3 Aralık'ta hemen dolara yatırdı, 1 milyon 406 bin 524 dolar aldı. 114 günde dolar bazında yüzde 40 kazandı." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını kaybettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "hükümetin 16 yılın sonunda devasa Türkiye Cumhuriyeti'ni bir avuç tefeciye teslim ettiğini" savundu.
-"Bir şartla anlatacağım"
Cemal Kaşıkçı cinayetine de değinen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine, "Almanya'ya, Viyana'ya gittin, çık anlat" dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, herkesin önünde namus sözü verdiğini dile getirerek "Almanya, Viyana, Kıbrıs'ta neleri konuşacağımı gelip bu kürsüde anlatacağım ama bir şartla: Erdoğan bu katilleri hangi gerekçeyle serbest bıraktı, çıkıp anlatsın bana. Hangi gerekçeyle bıraktı?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, "MİT Müsteşarımız Amerika'ya koşa koşa gider bilgi vermeye. MİT Müsteşarı parlamentoya gelip komisyona bir bilgi verdi mi? Bu parlamento ikinci sınıf parlamento mu? Buradaki milletvekilleri ikinci sınıf milletvekili mi? Gidip başkalarına bütün olayı anlatıyorsun, bizim parlamentoya gelince ağzına bant çekiyorsun, burada kimse öğrenmesin. Ya dünyanın bildiğini bizden niye saklıyorlar, niye saklıyorlar?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "MİT Müsteşarı'nın Senato İstihbarat Komitesine bilgi verdiğinden benim haberim yok." dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bire bir haberi var. Kendisine bağlı olan bir MİT Müsteşarı Cumhurbaşkanından habersiz gidecek, bazı senatörlere bilgi verecek. Eğer haberi yoksa bir felaket, haberi var, yalan söylüyorsa o başka bir felaket." değerlendirmesinde bulundu.
- "Suriye ile konuşulmalı"
Ekonomik krizle karşı karşıya olduklarını savunan Kılıçdaroğlu, buna yönelik olarak 13 maddelik metin hazırladıklarını, bunlara uyulması halinde ekonomik krizin atlatılabileceğini söyledi.
Yasal olarak 3 ayda bir toplanması gereken Ekonomik Sosyal Konseyin, 10 yıldan bu yana toplanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, 13 madde hakkında bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu, dış politikanın 180 derece değişmek zorunda olduğunu, eğer Suriye'nin toprak bütünlüğü savunuluyorsa Suriye ile masaya oturulup, konuşulması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, dış politikanın yeniden milli bir kimliğe kavuşması, iktidarı ve muhalefetiyle dış politikada bir olmak gerektiğini dile getirdi.
- "Tazminatı bir değil, bin yapmazsanız..."
Adaletsiz bir vergi politikası, vergi cennetleri bulunduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu Meclis görevini yaptı 2006 yılında; 'Vergi cennetlerinde şirket kuruyorsanız oradan gelen kar paylarından vergi alacağım.' dedi. Ama vergi cennetleri listesinin Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanması lazım. 2019'a geliyoruz, yayınlamıyorlar. Niye yayınlamıyorlar? Çünkü beylerin vergi adalarında şirketleri var, 1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık gemi satıyorlar. Man Adası olayı, sapına kadar doğrudur, tamamı doğrudur. Tazminatı bir değil, bin yapmazsanız namertsiniz. Hakkın ve hukukun, tüyü bitmemiş yetimin arkasından gideceğim."
Açıklanan 100 günlük programda, kamu idarelerinin harcamalarının gözden geçirileceğinin, tasarrufları artıracak yöntem belirleneceğinin ifade edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bir ev hanımını çağırın, o bütün yöntemleri öğretir." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Ocak 2019'dan itibaren CHP'li belediyelerde ve CHP'nin kazanacağı belediyelerde asgari ücretin net 2 bin 200 lira olacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, kazanacakları belediyelerde hiç kimsenin işine son vermeyeceklerini, kimsenin işiyle, aşıyla uğraşmayacaklarını, kul hakkı yemeyeceklerini dile getirdi.
-"Böyle bir Türkiye yok"
AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, demokrasiyi demokrasi yapanın, iktidar ile muhalefetin varlığı olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının büyük bölümünde AK Parti Grubu'na ve AK Parti'ye oy verenlere seslenmek istediğini belirten Bostancı, "sarayın beslemeleri", "yürütme" organı gibi birtakım ifadelerinin Kılıçdaroğlu'nun kurmak istediği iletişimin önündeki ciddi duvarlar olduğunu belirtti.
Bostancı, Kılıçdaroğlu'nun, çok dramatik bir Türkiye tablosu çizdiğine işaret ederek "Baktığımızda 16 yıldan beri halkı eziyoruz, ülkeyi batırdık, herkes perişan, sefalet, tefecilere hizmet veriyoruz. Sayın Genel Başkan'ın diliyle söylüyorum vallahi de billahi de böyle bir Türkiye olsa kendisi başbakan, cumhurbaşkanı olurdu. Böyle bir Türkiye yok. 16 yıldan bu yana bu ülkede seçimler yapılıyor. Halkımız kendisine zulmedenlere karşı herhalde mazoşist değil. Ya halkta arıza var ya da bu ifadelerle Türkiye'nin tasvirinde bir arıza var. Halkta arıza olduğu kanaatinde değiliz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, "20 Temmuz sivil darbesi" ifadesini kullandığını anımsatan Bostancı, OHAL'i parlamentonun ilan ettiğine dikkati çekti. Bostancı, "Her 23 Nisan'da buraya geliyoruz. 95 yıllık bu geleneğe saygı gösteriyoruz. Aynı saygının parlamentonun aldığı kararlara da gösterilmesi lazım." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının, vücut dili ve seslendiği dimağlar açısından AK Parti seçmenine ve milletvekillerine de yönelik mesajlar içerdiğini dile getirdi.
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Kılıçdaroğlu, ne kendilerini sorumlu tutan ne de suçlayan dil kullanmıştır. Aksine bu ülkede yaşananları birer birer delillendirmiştir. Sayın Grup Başkanı, cevap konuşmasında, 'haksız ihale, sarayda israf yok' dememiştir, 5'li çetenin varlığını inkar etmemiştir. Sadece 'böyle bir şey varsa bu millet bize oy vermez' demiştir. O zaman mesaj bugünden itibaren millettedir. Bu gerçekleri yaşayan herkesin önündeki ilk hedef 31 Mart'ta Naci Bostancı'ya gereken cevabı vermektir. Sayın Genel Başkan'ın 'besleme' olarak nitelendirdiği kesim ne AK Parti Grubu ne de AK Parti'ye oy verenlerdir; saray tarafından beslenen beşli çeteler, haramzadeler, milletin kanını emenlerdir."
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 152 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.