"1960'dan 2002'ye kadar ülke yönetimi otomatik pilottaydı"
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop:- "1960 ile başlayan vesayetçi sistem, milletin seçtiği siyasi yapının devleti yönetemediği, arkasında seçime ihtiyacı olmayan bürokratik iktidarın devleti yönettiği sistemi esas alıyordu"- "Ülke yönetimi bir
TBMM (AA) - COŞKUN ERGÜL - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, 1960 ile başlayan vesayetçi sistemin, milletin seçtiği siyasi yapının devleti yönetemediği, arkasında seçime ihtiyacı olmayan bürokratik iktidarın devleti yönettiği sistemi esas aldığını belirterek, "Ülke yönetimi bir nevi otomatik pilota bağlanmış oluyor. Milletin seçtiği siyasiler ise pilot koltuğuna oturarak aracı kullanıyormuş gibi yapıyor ama aslında onların aracın istikametine etkileri yok, her şeyi otomatik pilot götürüyor." dedi.
Şentop, AA muhabirine, 27. Yasama Dönemi Meclisi ile "1960 darbesinden 2002 yılına kadar olan süreçte Türkiye'de kimlerin gerçekte iktidarda olduğu" konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Geçen yüzyılda önemli üç büyük siyasi reform yapıldığını söyleyen Şentop, bunlardan birincisinin İstiklal Harbi ve sonrasında Cumhuriyet'in ilanı süreci olduğunu vurguladı. Şentop, "Türkiye yeni bir devlet şeklini benimseyerek 20. yüzyıla girdi. Bu, olumlu bir siyasi reform." diye konuştu.
Mustafa Şentop, "ikinci büyük reformun ise olumsuz anlamdaki siyasi reform ve değişim olduğunu, 27 Mayıs 1960 darbesi ile başlayan ve 1961'de anayasal sistem haline getirilen; darbeci, vesayetçi anlayışı yansıttığını" kaydetti.
- "Seçimle iktidara gelemeyecek anlayış iktidarda tutuluyor"
Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlayış, 1960 darbesi ile başlıyor ve daha sonra diğer darbe dönemleri ve muhtıralarla bu sistem desteklenip, güçlendirilerek Türkiye 2000'li yılların başına kadar geliyor. Üçüncüsü de bizim 16 Nisan'da yaptığımız, olumlu bir reform olarak değerlendirilecek Hükümet sistemi değişikliği. 1960 ile başlayan, bizim vesayetçi dediğimiz sistemi siyaset anlamında değerlendirdiğimizde; bu sistem, milletin seçtiği siyasi yapının devleti yönetemediği, arkasında seçime ihtiyacı olmayan bürokratik bir iktidar kurularak, devleti gerçek anlamda bu iktidarın yönettiği sistemi esas alıyor.
Yani ikili bir iktidar yapısı var; görünürde milletin seçtikleri yönetiyor gibi ama arka planda seçime ihtiyacı olmayan bürokratik bir iktidar ülkeyi yönetiyor, temel kararları onlar alıyor. Kurulan sistem bu. Normalde seçimle iktidara gelemeyecek bir anlayış böylece seçime ihtiyaç olmaksızın iktidarda tutulmuş oluyor. Ülke yönetimi bir nevi otomatik pilota bağlanmış oluyor. Milletin seçtiği siyasiler ise pilot koltuğuna oturarak aracı kullanıyormuş gibi yapıyor ama aslında onların bir aracın istikametine, sürüşüne etkileri yok, her şeyi otomatik pilot götürüyor."
Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesinden itibaren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde adım adım siyaset alanının genişletilmesiyle, seçime ihtiyacı olmayan bürokratik oligarşik yapının iktidar alanının daraltıldığını, nihayetinde 16 yıllık siyasi mücadeleler neticesinde Türkiye'de ikili iktidar yapısının çözüldüğünü ve milletin seçtiği iktidarın belirleyici olduğu bir noktaya gelindiğini anlattı.
16 Nisan tarihinin, bu sürecin anayasal sistem haline getirilmiş durumu olduğunu belirten Şentop, "(Geriye dönme hikayeleri falan) deniyor. Bu hikayeler tamamen cahilane değerlendirmeler çünkü bu, bir gece düşünüp de 3-5 gün içerisinde oturulup tasarlanmış bir şey değil." ifadelerini kullandı.
- "Sopa ile vatandaşı denetim altında tutmak için"
Mustafa Şentop, ülkedeki bürokratik yapının millete hizmeti esas almadığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Tam tersine vatandaşı kontrol etmek, denetlemek için, 'Aman bir yanlış yapmasın, yoldan çıkmasın' diye elinde sopa ile vatandaşı denetim altında tutmak için kurulmuş bir bürokratik yapı vardı. Şimdi bu sistem değişikliğiyle bu anlayış tasfiye edildiği gibi, hizmet siyasetini esas alan bu anlayışla bürokrasinin de yeniden düzenlenmesi gerekecektir. Devlet bu anlayışla, vatandaşa hizmet eden kurum, mekanizma, aygıt haline dönüştürülecektir."
Gelecek yasama dönemi bir taraftan yasal temellerin hazırlanması, diğer taraftan bürokratik yapının da yeniden hizmet esaslı dizaynı bakımından önemli bir dönem olacağı için, parlamentoya çok önemli görev düşeceğini vurgulayan Şentop, Meclisin sadece gelecek dönem için değil, bundan sonraki bütün dönemler için de güçlü olacağını söyledi.
Kaynak:
Bu haber toplam 202 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.