12 dernekten "Dünya Sepsis Günü" açıklaması
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emel Eryüksel:- "Sepsis, erken tanı konularak acil tedavi edilmezse yaygın organ hasarı ve ölüme neden olabilen ciddi bir durumdur. Dünya genelinde yılda yaklaşık 50 milyon sepsis vakası ortaya çıkmakta ve 11 milyon sepsis kaynaklı ölüm gerçekleşmektedir"
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği (TÜYUD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emel Eryüksel, yaygın organ hasarı ve ölüme neden olabilen sepsisin dünyada her yıl yaklaşık 50 milyon kişide görüldüğünü ve 11 milyon sepsis kaynaklı ölüm gerçekleştiğini bildirdi.
TÜYUD Genel Merkezi'nde, 13 Eylül Dünya Sepsis Günü dolayısıyla 12 tıpta uzmanlık derneğinin temsilcileri, basın toplantısı düzenledi.
Dernekler adına ortak açıklama yapan Prof. Dr. Eryüksel, sepsisin, ağır bir enfeksiyon sonucu vücudun enfeksiyonla verdiği savaşın kontrolsüz hale gelmesi ve organların hasara uğramasıyla oluştuğunu anlattı.
Eryüksel, şu bilgileri paylaştı:
"Sepsis, erken tanı konularak acil tedavi edilmezse yaygın organ hasarı ve ölüme neden olabilen ciddi bir durumdur. Yakın dönemde yayımlanan bilimsel verilere göre, dünya genelinde yılda yaklaşık 50 milyon sepsis vakası ortaya çıkmakta ve 11 milyon sepsis kaynaklı ölüm gerçekleşmektedir. Bu ölümler tüm küresel ölümlerin yüzde 20'sini temsil etmektedir. Bir başka ifadeyle her 2-3 saniyede bir kişi, sepsis nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Türkiye'de 2018'de yayımlanan, yoğun bakımlarda yürütülen bir çalışmanın verilerine göre, yoğun bakımlarda tedavi edilen hastaların yaklaşık yüzde 30'u ciddi sepsis ve sepsisin ciddiyetini daha da artıran septik şok nedeniyle yatıyor."
Sepsisin her yaş grubunda görülebileceğinin altını çizen Eryüksel, "Özellikle çocuklar, gebeler, yeni anne olmuş kişiler, kronik hastalar, belli yaş grubunun üstündeki kişilerin ekstra hassasiyeti söz konusu. Bu kişilerin immün sistemleri, hastalıklara karşı dirençleri daha düşük olduğu için sepsis onlarda daha ciddi seyredip, maalesef daha kötü sonuçlanabiliyor." ifadelerini kullandı.
Eryüksel, Dünya Sağlık Örgütünün 2017'de, sepsisin önlenmesi, tanınması ve tedavisini küresel öncelik kabul ettiğini anımsatarak, erken tanı, erken antibiyotik tedavisi ve enfeksiyon kaynağının kontrolü, uygun organ destek tedavilerinin, sepsise yaklaşımın vazgeçilmezleri olduğunu vurguladı.
Enfeksiyonlara karşı korunmanın sepsisi önlemek açısından da önemli olduğuna işaret eden Eryüksel, aşıyla önlenebilir hastalıklar için toplumun aşılanması, el hijyeni, enfeksiyon kontrol kurallarına uyum ve hastanın kronik hastalıklarının iyi yönetiminin sepsisi önlemede önemli adımlar olduğunu belirtti.
Ateş, titreme, yaygın kas-eklem ağrıları gibi enfeksiyon bulguları olan bir hastada gelişen bilinç değişikliği, kendini çok kötü hissetme veya genel durumun bozulması, nefes darlığı, solunum ve nabız sayısında artma, tansiyon düşüklüğü meydana geldiğinde sepsisten kuşkulanılması gerektiğini anlatan Eryüksel, bu belirtilerin varlığında kişilerin en yakın acil servise başvurması gerektiğini bildirdi.
- "Sepsis zamanında yakalanırsa hayat kurtulur"
İç Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal ise bu konuda sağlık çalışanları ve toplumda farkındalığın artırılmasının önemine dikkati çekti.
Ünal, "Sepsis zamanında yakalanırsa hayat kurtulur, yakalanamazsa ölümle sonuçlanabilecek bir durum. Erken tanı ve tedavi çok önemli. Sepsis sadece yoğun bakım uzmanları değil, bütün branşları ilgilendiren bir sorun. Ortak eğitimler, işbirliği çalışmaları bu nedenle çok kıymetli, bütün branşların sepsisin farkında olması çok önemli. " ifadelerini kullandı.
Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Erbil de "Sepsis olgularının yüzde 80'inden fazlası hastane dışında gelişiyor. Toplumsal farkındalığın artırılması, hastaların hastaneye erken ulaştırılması açısından çok önemli. Bu nedenle hem toplumda hem de acil sağlık hizmetlerinde sepsise karşı farkındalık yaratılması, hastaların sepsis belirtilerinde hızla acil servise, yoğun bakım birimlerine ulaştırılması lazım. Sürecin düzgün işlediği durumlarda zaten sepsis hastaları, erken tedaviye ulaşmış ve hayatta kalma olasılıkları artmış olacaktır." açıklamasında bulundu.
- "Sepsis nedeniyle 3,5 ay yoğun bakımda kaldım"
Sepsisi yenerek sağlığına kavuşan 70 yaşındaki Tülay Ataman, "2 yıl önce Kovid-19'a yakalandım ve sepsis gelişti. Bu nedenle 3,5 ay yoğun bakımda kaldım. Çok umutlu bir vaka değildim, kendim de farkındaydım aslında. Ama hocalarımın desteği, hastanenin mükemmel bakımıyla kurtuldum. Çok zor durumlardan geçtim ama şükürler olsun bugün iyiyim, buradayım." dedi.
Basın toplantısında, TÜYUD'un yanı sıra Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği, Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği, Türk Cerrahi Derneği, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, Türk Nöroloji Derneği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Acil Tıp Derneği, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğinin temsilcileri yer aldı.
Kaynak:
Bu haber toplam 65 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.