11. Uluslararası İslam ve Özgürlük Konferansında Müslüman ülkelerde özgürlük ve kalkınma konuşuldu

İstanbul'da düzenlenen 11. Uluslararası İslam ve Özgürlük Konferansının ikinci gününde "Çoğunluğu Müslüman Ülkelerde Özgürlük ve Kalkınmanın Ölçümü" başlıklı oturum yapıldı.

Atlas Network, İslam ve Özgürlük Ağı (ILN), Liberal Düşünce Topluluğu (LDT) ve Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KASAM) işbirliğinde gerçekleştirilen konferansın son oturumunun başkanlığını Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Arş. Gör. Dr. Büşra Sönmez yaptı.

Oturumda, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Ekonomi ve İşletme Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Edo Ömerçevic, Giresun Üniversitesi Dereli Meslek Yüksekokulu Büro Hizmetleri ve Sekreterlik Bölümü Çağrı Merkezi Hizmetleri Programından Doç. Dr. Özgür Kanbir ve Finlandiya'daki Abo Akademi Üniversitesi İleri Yönetim Sistemleri Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Jani Kinnunen konuştu.

Ömerçevic, "İslam ve Özgürlük Endeksi 2024" başlıklı sunumunda, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ve gözlemci ülkelerinde, dini, siyasi ve ekonomik özgürlük endekslerini ölçmeye çalıştıklarını kaydetti.

Bu ülkelerde özgürlük anlamında "en iyi göstergelerin ekonomi alanında" olduğunu belirten Ömerçevic, "en kötü göstergelerin ise siyaset alanında" olduğunu aktardı.

Kanbir ise "İslam ve İktisadi Gelişme: İslami Kalkınma Endeksi Ne Diyor?" başlıklı çalışması için "İslami değerler ekonomik gelişmeyi destekler." ve "İnsani değerler İslami değerlerdir." tezleriyle hareket ettiğini söyledi.

İslam'ın ilk yüzyıllarında "açık toplum anlayışı" olduğunu ve Müslümanların ilim alanında önemli çalışmalar yaptığını dile getiren Kanbir, Müslüman toplumların "1850'li yıllardan itibaren" bazı problemlerle karşılaşmaya başladığını anlattı.

Kanbir, 2018 verilerine göre, İİT ülkelerinin "sosyal dayanışma, uluslararası yardım ve suç oranı düşüklüğü alanlarında dünya ortalamasının üstünde" performans gösterdiğini vurguladı.

Kinnunen de çoğunluğu Müslüman ülkelerin "kendine has sosyopolitik dinamikleri" olduğunu ifade etti.

Oturumun ardından konferans sona erdi.